Bazıları kolay söyler.
İlanı aşktan söz ediyoruz.
“Seni seviyorum” deyiverir.
Hatta belki daha ileri gider, “sen benim her şeyimsin” gibilerinden...
Bir çırpıda...
Hemen, hem de herkese...
Üstelik aynı anda!
Hem de bizim yatağımızda! Heh hee...
Yatak kısmı şaka ama gerçekten de bazıları için ilanı aşk kolaydır.
Biz de, genellikle onları küçümseriz.
Küçümsemekle de kalmaz, aşağılarız.
Sanki kötü bir şey söylüyor!
Sanki anana babana küfrediyor!
Ne diyor?
“Seni seviyorum“ diyor.
Yook! Hayır, diyemez!
Dememeli...
Çünkü o ağır bir sözdür!
Nesi ağırsa?
Çünkü o herkese söylenmez!
Niye?
Çünkü herkes sevilmez!
Niye sevilmesin kardeşim?
Herkesten nefret edilebilir ama herkes sevilemez!
Sevmekten kastettiğim, öyle doğayı, hayatı, bütün insanları gibi ulvi değerler falan değil ha!
Bildiğin aşktan bahsediyorum.
Bir kadını, bir erkeği sevmekten...
Evet.
Bir insanın üç kişiden nefret etme hakkı vardır ama üç kişiyi sevme hakkı yoktur!
Ne tuhaf değil mi?
Sizce ortada yanlış bir şeyler yok mu?
Ama yanlış anlaşılmasın, “Herkes herkesi sevsin, sevişsin, ne var bunda?” demiyorum.
Herkes herkesi sevsin de, her sevdiğiyle sevişmesin!
En azından şimdilik!
Heh heee...
Medeniyet, kiminle sevişmen gerektiğini bilmekte!
Onu da sonra anlatırım.
Zaten konuyu yine dağıttım...
Bazıları için ilanı aşk kolaydır diye yazdım ya...
Hani, “onları aşağılarız” falan diye...
Pekii...
Kolay olan basit, basit olan kalitesiz midir?
Ki, onları sevmeyiz?
Hemen cevap vereyim.
Yooo...
Ne alakası var?
Hayatta minimalizm diye bir akım var.
Sade, az, kolay ve basit...
Kaliteli veya kalitesiz olması ise bu doneleri nasıl kullandığına bakar!
Malzemeye bakar!
Uyumlu ve işlevsel olması gerekir.
Zevkli olmalı...
İşte o zaman da çok tatlı olur.
Çoook...
Minimalist ruha sahip olanlar da vardır.
Hayatları, ilişkileri minimalisttir.
Uzun, kısa, kolay, zor değil; minimalist!
O ruhların da, kaliteli veya kalitesiz oluşu aynı şartlara bağlıdır.
O halde, üç kişiye beş kişiye “seni seviyorum” demelerinin ne zararı var ki?
Amaa...
Bazıları için çok zordur.
İlanı aşk, neredeyse imkânsızdır.
Ölçecek, biçecek, aradan bilmem ne kadar zaman geçecek, onu sınayacak, o bütün ödevlerini yapmış olacak falan filan...
Bütün bunlardan geçerse, o da lütfedip, “seni seviyorum” diyecek!
Bahşedecek!
Bütün şifrelerden atlayıp üniversiteye girmek bile daha kolay yani!
O kadar emeğe, tıp fakültesini bile bitirirsin, üzerine genetik okursun! Hiç olmazsa kendine, insanlığa hayrın olur!
Zaten neden insanlar genellikle bir kere sevmenin; bir kişiye, sadece bir kişiye, “seni seviyorum” demenin daha yüce olduğu kanısındadır ki?
Düşünsene koskoca hayatında sadece 1 kişi!
Bunun nesi yüce?
Cehenneme gidersin!
Ya ben aslında bütün bunları değil, “ilanı aşk için 97 gün bekleyin“ diye bir araştırmayı yazacaktım.
“Niye 97 gün?” diye...
Niye ki?
Minimalist ruhlar...
Haberin Devamı