Kadın doğsam evlenmezdim, metres olunca erkeklerle aşk yaşıyorsun, karısı olunca donunu yıkıyorsun.”
Dün okudum; Cemil İpekçi, Vatan Pazar ekinde Aşye Aydın’a verdiği röportajda söylemiş bu sözleri.
Hatta biraz daha açmış:
“Erkekler sahip olduktan sonra kadına hiçbir değer vermiyor. Kadınlar anaları oluyor. Ama metres olunca hem çok değerli oluyorsun hem aşk yaşıyorsun hem de donunu çorabını yıkamıyorsun.”
İlk bakışta ciddiye almadan okuduğunda, “Hakkaten ha!” diyor musun?
Evet.
Hiç düşünmeden yorumlayınca gülüyor musun?
Evet.
Hele danalar...
Danalar bayılır bu laflara...
Ama lafın “Ben kadın olsaydım” tarafına...
Bunların, kadın olmakla ilgili fantezileri pardon, tek bir fantezisi vardır ya, o da önüne gelenle yatmakla ilgili...
Hepsi, “Kadın olsaydım, kesin fahişe olurdum” derler ya!
Bir de zevkle gülerek...
Ağızları kulaklarına varır danaların...
O an, kadın olmaktan tek anladıkları istedikleriyle yatabilme imkanıdır.
Ama Cemil İpekçi gey olduğu için herhalde, olaya daha duygusal yaklaşmış.
Değerli olmaktan, aşk yaşamaktan falan söz ediyor.
Hele hele, “Kadınlar anaları oluyor”, “Sahip olduktan sonra kadına hiç değer verilmiyor” sözlerine katılmamak mümkün değil.
Ama kadını metreslikle, don yıkama arasına sıkıştırmak...
İki tercih arasında bırakmak...
Biraz acımasızca değil mi?
Hatta epey karamsar, dibe çeken bir yaklaşım değil mi?
Ayrıca...
Bir kadın gözünden bu ikisi, don yıkamak ve metresliği kıyaslayacak olursak...
Hani farz edelim ki bu iki seçeneği var!
“Hangisi daha iyi?” diye sorsan...
Ya da,
“Hangisi daha kötü?” diye...
Hatta biraz da konuyu açsan...
Ya metres olacaksın, adamın biriyle o istediği zaman ama sadece o istediği zaman seks yapacaksın ve bu yüzden değer görüp iyi yaşayacaksın...
Veya adamın kahrını çekip donlarını çoraplarını yıkayacaksın. Üstelik vasat bir hayatın olacak ve değer görmeyeceksin...
İşte bu seçenekler var ya...
İnsanı insandan soğutur.
Bu yüzden bıkmadan usanmadan diyorum ki:
Metreslikle don yıkamanın dışında da yollar var.
Ama bunların biraz uzağına düşüyor.
Başka semtte...
Hatta belki başka şehir ya da başka ülkede...
O kadar uzak yani...
Kadının metres olmadığı, don da yıkamadığı bir yer.
Öyle bir yer var.
Yeter ki kadın o yola çıkmak istesin!
Metreslik mi, don yıkamak mı?
Haberin Devamı