Kırmızının 100 tonu...

Haberin Devamı

Dünyayı erotik-aşk fırtınası sardı.

Bir ara zombiler vardı biliyorsunuz, geçen sene vampirler, bu senenin trendi ise...

Erotik aşk!

Eski “beyaz dizi” romanlarının içine seks katılmışı...

Filmler, diziler, kitaplar bu temanın da b.kunu çıkarmak üzere kolları sıvadılar...

Dikkat edin, kitapçılara girdiğinizde “Yeni çıkanlar”, “Çok satanlar” ya da göz önüne konanlar hep aynı:

Bir aşktır gidiyor...

Hayır anlayamıyorum, tam da aşkın hatta seksin bile bitme noktasına geldiği şu dönemde bu fırtına nereden esiyor?

Hadi esiyor, kim, niye yakalıyor?

Hele ki, Türkiye’de!

Aşk ve erotizm!

Hiç anlaşılır gibi değil!

Birileri bir yerlerde tutkulu aşklar yaşıyor da benim mi haberim yok? Hani kendinden bir şeyler bulmak için okuyorlar diyeceğim...

Ama benim bildiğim, onlar yaşandı, b.ku çıktı ve bitti.

Şu sıralar kadınlar ve erkekler kendi yarattıkları cehennemin içinde hapis, bekliyorlar...

Üstelik neyi beklediklerini de bilmeden!

Şuursuz umutlarla...

Acaba o ‘erotik-aşk’ı falan mı bekliyorlar?

Bu şuursuzlukla!

Olabilir...

De,

O kitaplar bizimkileri kesmez!

Biliyorum, kesmez çünkü bunların dünyada en çok satanını okudum. Şu meşhur, “Gri’nin 50 Tonu”nu...

Oradan biliyorum, kesmeyeceğini...

Zira...

O, Gri’nin 50 Tonu’ysa, bizim kızlar, bunun feriştahını yaşadılar...

Ne grisi...

Kırmızının 100 tonunu biliyorlar!

Herkes ağzının payını aldı.

Üstelik kitaptaki kadın kahramanın aynı aymazlık ve şuursuzluğuyla...

Adamın biri (ama çok yakışıklı, çok zengin, çok kültürlü, çok bilgili, çok, çok, çok...) varoş akıllı bir genç kadını “kötü emellerine” alet ediyor. Genç kadın da adamın yatağına girince onun “seçkin” dünyasına da gireceğini düşündüğünden herhalde, ne derse yapıyor.

Ve adam kadına, bana sorarsanız, hiç hak etmediği kadar değer veriyor. Maddi-manevi...

Niye hak etmiyor?

Çünkü kız ne akıllı, ne çok güzel, ne zengin, ne kültürlü, ne bilgili; tek özelliği adamın fantezilerine cevap vermesi...

Hıı...

Acaba bu yüzden mi?

Hiçbir özelliği olmayan kadınların pat diye dünyanın “En” adamına ve yaşantısına sahip olabilme ihtimali...

Hem de bunun için çok da emek harcaması gerekmiyor!

Seks, abuk sabuk kıskançlıklar ve boyun eğmelerle...

Eyvah, eyvah!

Umarım kimse burada “eski kendisini” aklamaz!

Hiç çekilmez de!

DİĞER YENİ YAZILAR