Nedir bu?
Ne anlama gelir?
Kırmızı ruj...
Evet, biraz ürkütücü...
Evet, biraz da güçlü...
Ama daha çok meydan okuyucu.
Kafa tutucu...
Korkutucu yani...
Seksi algılanması da bundandır!
Korkutuculuğundan...
Dikkafalılığından!
Bir erkek, kırmızı ruj sürmüş bir kadını öpmek değil, aslında alt etmek ister!
Yenmek, yok etmek ister.
Mesele budur!
Kırmızı ruju bir başkaldırı olarak algılar.
Ki doğrudur!
Kadın bir şey anlatmak istiyordur.
İyi ya da kötü...
Sıkıntılı veya neşeli...
Söyleyecek şeyleri vardır yani...
Hatta itiraz bile ederler!
Pek bulaşmayın
Bazı erkekler, bazı toplumlar kırmızı rujla kavga etmek yerine, onu kabul eder. Anlamaya çalışıp saygı gösterirler.
Değer verirler.
Onunla birlikte yaşamayı ve gelişmeyi göze alırlar.
Korkularını kabul edip onları yenerler.
Çünkü akılları, dünyanın kırmızı rujlu kadınlarla daha güzel ve özel, daha zevkli ve değerli, daha yaşanılır olduğunu anlamıştır.
Bazıları da...
Kırmızı ruju kendi iktidarlarına karşı bir tehlike bir tehdit ve rekabet unsuru olarak görür.
Ondan korkar.
Kırmızı rujdan korkarlar!
Aslında kırmızıdan da korkarlar!
Ve ilk fırsatta, ellerine geçen ilk fırsatta onu yok etmeye çalışırlar. Sanki onu yok etseler, dünyadaki bütün kırmızılar da yok olacak!
Bütün tehditler...
Mücadeleleri budur.
Ama mücadele ederken küçük ve önemli bir ayrıntıyı atlarlar.
Evet, kırmızı ruj bir sürü şey demektir.
Ama en önemlisi;
Kırmızı ruj, beladır.
Belalıdır...
Öyle kolay kolay çıkmaz!
Değdiği yerde iz bırakır...
Yani kırmızı ruj süren kadınlara pek bulaşmamak lazım!
Kırmızı ruj, beladır...
Haberin Devamı