Kaybettiğini nasıl anlarsın?

Haberin Devamı

Dün, “hep kaybedenlerden” bahsetmiştik ya, bugün de ‘kaybettiğini anlamak‘tan söz edelim.

Gerçi bu bölüm hep kaybedenler için değil tabii...

Niye?

Çünkü onlar anlarlar.

Onlar zaten daha başından kaybettiklerini bilirler.

Ama buna alışık olmayanlar...

Bir de onlar var.

Anlamazlar. Belki de anlamak istemezler. Daha doğrusu konduramazlar...

Ya da şöyle bir şey olur; kendisi o ilişkide o kadar düzgündür ki, kaybedilmesi için ortada bir sebep yoktur.

Her iki durumda da “Nasıl yani?” olurlar.

Nasıl yani?

Şöyle yani...

***


- İlahi adalete inancın artar. Hatta zirve yapar.

- Durmadan insanların artık ne kadar duyarsız olduklarından bahsetmeye başlarsın.

- Hiç park yeri bulamazsın. En uzağa park edersin, gideceğin yere yürürsün. Tam geldiğinde oradan bir araba çıkar.

- Bütün gazetelerdeki astroloji yorumlarını okursun. Tek tek... Hasbelkader biri, “Kıymetinizin anlaşılmadığını düşünüyorsunuz ama karşı tarafın duygularını da göz ardı etmeyin” gibi bir şey yazar; hemen umutlanırsın.

- Onun burcunu da okursun.

- Halil Sezai dinlemeye başlarsın. Sezen Aksu’dan önce altlık olarak...

- Özürlülere karşı daha fazla duyarlı olmuşsundur.

- Sürekli cep telefonunu kontrol etmeye başlamışsındır. Hatta ona inanmayıp ayrıca mesaj kutusunu açar, kontrol edersin. Hani, geldi de sen mi atladın, evrensel bir hata mı oldu diye!!!

- Garsonlarla kavga edersin.

- Stilini değiştirmeye karar verirsin.

- Aldığın kıyafetlerin hemen hepsini eve gelince beğenmeyip değişime götürürsün. Orada da kavga edersin.

- Karar verdiğin hiçbir şeyi uygulamaya sokmazsın.

- Dalgın olursun, etrafını dinlemezsin. dinleyemezsin.

- Film, dizi seyredemezsin, için sıkılır.

- Sık sık telefon defterini baştan sona okursun.

- Yalnız kalmak istersin, yalnız kalınca da birileriyle olmak.

- Arkadaşların sana fazla gelmeye başlar. Yani onlara laf anlatmak zor gelir.

- Çok eski arkadaşlarını görmek istersin. Görünce de pişman olursun.

- Sabah 5 kıyafet denersin, 5’i de olmaz. 6’ncı en kötüsüdür, onunla işe gidersin.

- Her zaman ne yapıyorsan yine onları yapıyorsundur; hatta belki daha faal bile olabilirsin. Ama hayat her zamankinden daha monoton görünmeye başlar.

Yine de sana, “Ne o? Bir şey mi oldu?” diye sorsalar, hemen itiraz edersin.

“Yoo... Niye sordun ki?”

Oysa ne fark eder?

Kaybetsen ne, kaybetmesen ne?

Bütün mesele hazır olmakta! (W. S.)

“Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta. Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış; erken bırakmışsın ne çıkar, ne olacaksa olsun...”

DİĞER YENİ YAZILAR