Onların da işi zordur.
Her şeyi var ama mutsuz!
Geçen hafta bu kişilerden bahsetmiştim ama yarım kaldı; tamamlayayım yoksa içimde kalacak.
Bu durum ilk bakışta şımarıklık gibi görünebilir. Düşünsene, her şeyi var! Türkiye’de hatta belki de dünyada milyonlarca kişi onun yerinde olmak için can atar...
O da bunun farkındadır hatta...
Ama sonuç olarak, mutsuzdur.
İstediğin kadar anlat, o da anlasın, fark etmez.
Mutsuzdur.
Hani adamın çok parası varsa ve mutsuzsa, parası olamayana bu manasız gelir ya...
Öyle olmayalım...
Onları da anlamaya çalışalım.
Bu mutsuzluktan çıkmak için çeşitli formülleri denerler. Yani öyle “mutsuzum” diye ağlayıp zırlamazlar.
Çünkü aslında güçlüdürler.
Belki de o güç yüzünden yalnızdırlar... (İstesem böyle de yazarım yani!!!)
Yok be! Vazgeçtim.
Laf güzel ama hiç de öyle düşünmüyorum...
Hani öyle bir söylem vardır ya, “Akıllı ve güçlü kadınlar yalnızdır” diye... Danalar korkarmış onlardan falan, filan!
Hiç inanmam buna...
Madem öyle, sayıları az da olsa her şeyi olan ama mutsuz danalar niye birini bulamıyor?
Kadınlar akıllı, güçlü, her şeyi olan danalardan korkuyor mu?
Neyse o başka bir konu...
Sonuç olarak böyle bir vaka var, arkadaşlar...
Her şeyi olan ama mutsuz kadınlar ve danalar...
Peki onlar ne yapar?
Ne yer, ne içer, içinde bulundukları bu durumdan nasıl yırtmaya çalışırlar?
Ali çok güzel sıralamış.
Ali kim?
Hani her şeyi olan kadınların neden birini bulamadığını yazan Ali.
Ben de ona eklemeler yaptım.
Her şeyi olan kadınları ve danaları nasıl tanırız?
Bakalım mı?..
- Kurslara kayıt yaptırırlar. Fotoğraf, mücevher tasarımı, motosiklet vb.
Danalar, parayı kombine bilette yahut masaj salonlarında harcar...
- Spor kulüplerine veya fitness salonlarına üye olurlar. Ya hiç uğramazlar ya da bir gün gitmeseler suçluluk duymaya başlarlar.
Danalar maça gider yahut İstiklal’de sap sap turlarlar...
- Tek başına yurt dışı tatiline çıkarlar.
Danalar tek başına yurt dışı tatiline çıkmaz. Yurt içine de çıkmaz.
- Sürekli çizme alırlar. Çoğunun bir ayakkabı mağazasında olandan daha çok çizmesi olur.
Danalar senede iki çift ayakkabı alır.
- Nevizade’ye giderler.
Danalar Asmalımescit‘e gidiyor.
- Yalnızlıklarını yüreklerinde hissetmemek için pahalı bir balık restoranına gitmezler.
Danalar gider...
- Çok kitap okurlar.
Danalar bira içerek ve uzanarak televizyon seyreder...
- Öğle yemeklerinde mutlaka ama mutlaka birilerine takılırlar.
Bu yüzden danalar yalnız yemek yiyemez...
- Evlerini çok güzel dekore ederler. Evlerinde yok yoktur. Tereyağı şekillendiricisini, yumurta akı ayırıcısını veya vişne sirkesini onlar satın alır.
Danaların evinde sadece temel ihtiyaçları karşılayacak eşyalar ve cihazlar bulunur.
- Koyu renk çarşafları tercih ederler.
Danalar da...
Şimdi diyeceksiniz ki, keşke bizim de her şeyimiz olsa da, böyle mutsuz olsak!
Yok, yok...
Öyle demeyin...
NOT: İçimiz acıyor, vicdanımız sızlıyor; nereden gelirse gelsin teröre lanet ediyoruz. Ama korkmuyoruz. Hayata devam ediyoruz...