- “Muhterem Diyanet İşleri Başkanı’nın, muhatabı sadece inançlı Müslüman Türk halkıdır. Peki, sizlere ne oluyor ki; güya ‘laik’ düşünce sahibi(!) olarak, din işlerine burnunuzu sokuyorsunuz?..
Sizler, dinsiz, imansız yaratıklar olarak ‘keyfe ma yaşa’ olarak istediğiniz gibi yaşayın. Yalnız haddinizi bilin eblehler...”
Aynen böyle yazmış. Tahsin Ertem diye biri... Doğruysa tabii...
Kürtaj düzenlemesi üzerine yazmaya başladığımdan beri, karşı taraftan gelen mail’lerin arasında en düzgünü(!) bu.
Düşünün artık!
Geçenlerde birisi;
“Sokaklarda serseri mayınlar gibi sahipsiz dolaşan vajinalar” diyordu.
Bize diyor!
Her birimizi birer “vajina” olarak görüyor.
Ve bu adam, bunun gibi adamlar yolda yanımızdan geçiyor, bir yerde karşımızda oturuyor.
Ha, ‘sahipli’ olsak neyse!
Ama toplumun ahlakı, o sahipsiz, pardon sokaklarda serseri mayınlar gibi dolaşan sahipsiz vajinalar yüzünden bozuluyor!
Şaka gibi!
Ama gülemiyorsun bile...
Çünkü ne yazık ki gerçek!
Üstelik adam bunu ciddi ciddi ve uzun uzun yazmış.
Tamam böyleleri eskiden de vardı ama bu sapık düşüncelerini söyleme cesaretini bulamıyorlardı.
Hatta belki de bundan utanıyorlardı.
Ama şimdi...
Meydanı boş buldular.
İşte o yüzden ısrarla bu işin peşini bırakmamamız gerektiğini yazıyorum.
Dün bazı gazetelerde, “Haklı Kadın Platformu“nun ilanı vardı.
“Bedenimizi hedef alan siyaseti durdurun” diye...
Dernek, federasyon, dergi, vakıf, meclis, konsey ve özel kuruluşları kapsayan 73 imzayla çıkmıştı.
Onlar ve onları destekleyen herkesle bir olup haklı itirazımızı yasal yollardan göstermemiz lazım.
Anlaşılan o ki, bunu “Haklı Kadın Platformu” üstlenecek.
Her türlü desteği verelim.
Gündemi değiştirebilirler.
Daha fazla ilgi çeken bir konu bulabilirler. Ki buldular wbile...
Biz önce kendi meselemize sahip çıkalım.
Haddinizi bilin eblehler...
Haberin Devamı