Fotoşoplu hayatlar...

Haberin Devamı

Geçenlerde okumuştum, siz de görmüşsünüzdür; İngiltere, L’Oreal‘in Julia Roberts‘ı model olarak kullandığı reklamları, “gerçeği yansıtmadığı“ gerekçesiyle yasaklamış.

İlanlardaki fotoğraflarla fazla oynandığı gerekçesiyle...

Fotoşop yapılmış yani...

Olay şöyle gelişmiş:

Önce, İngiltere’nin ‘Reklam Standartları Otoritesi,’ Julia Roberts’ın ürünü kullanmadan önceki fotoğraflarını görmek istemiş.

Şirket de ünlü oyuncunun “kırmızı halıda çekilmiş” fotoğraflarını göstererek, yıldızın zaten güzel olduğunu ve fotoğraflarının olağan halinin fotoşop gerektirmediğini savunmuş.

Reklam Standartları Otoritesi ise ürünün gerçekten işe yarayıp yaramadığını anlamak için Roberts’ın fondöten uygulanmadan önceki fotoğraflarını görme konusunda ısrar etmiş.

Ama firma bu talebi “sözleşmeye aykırı olduğu” gerekçesiyle geri çevirmiş.

Ve ilanlar gerçeği çarpıttığı gerekçesiyle yasaklanmış.

Julia Roberts fondötensiz fotoğrafını verememiş...

Bırak fotoşopsuzunu, makyajsızını bile gösterememiş!

Ne tuhaf değil mi?

Dünyanın en güzel kadınlarından biri, büyük ihtimalle hiç de öyle değil!

Ama biz bunu bile bile...

Hatta o da bunu bile bile...

Bir halüsinasyona inanıyoruz.

Hem de hiç işimize gelmemesine rağmen!

Daha da ilginci, hiç inanmak istemememize rağmen!

Gerçek olmadığını bildiğimiz bir duruma ulaşmak için uğraşıp duruyoruz.

Biz uğraştıkça, o biraz daha uzaklaşıyor.

Halüsinojeni makyaj ve fotoşop olan bir hayalin içinden çıkamıyoruz.

Bırak çıkmayı, her geçen gün ona daha fazla bağlanıyoruz.

Hem ‘Julia’ hem biz, bir halüsinasyona inanıp onun peşinden gidiyoruz.

Julia aslında Julia değil, biz de biz değiliz.

Göründüğü gibi olmayan insanlara benzemek için dökülen paralara, emeklere, hayallere, hayatlara bak!
Sonuca bak!

Her sabah kalktığnda aynada kendisini çirkin gören milyonlarca kadın!

Bu güzellik girdabından nasıl kurtulacaksın da kendini iyi hissedeceksin?

Mutlu hissedeceksin...

Mümkün değil!

Daha da acıklısı, içinden asla çıkamayacağımız bu durumu yaratan da biz kadınlarız...

Adamlara kriter yaratan da biziz!

Dünya, kadınlar ve erkekler o halüsinasyona bu kadar sarılmış, bu kadar inanmış ve onunla bu kadar iç içe yaşarken...

Nasıl “Dur!” diyeceksin?

Kime diyeceksin?..

“Oldu!” derler adama...

Ama her zamanki gibi beterin beteri var:

Gençlik- güzellik halüsinasyonuyla uğraşanlardan beteri...

Bir de böyle hayatlar var!

Fotoşoplu hayatlar...

DİĞER YENİ YAZILAR