Erdem ile seks...

Haberin Devamı

Erdem kim?

Heh hee...

Bu erdem, bildiğimiz kavramlardan onurun akrabalarından, erdem...

Alain De Botton’u tanıyorsunuz, (tanımayan netten öğrensin) yeni kitabı çıktı; Türkçeye, “Cinselliğe Nasıl Farklı Yaklaşırız?” diye çevrilmiş.

Kitabının adından anlaşıldığı gibi, farklı yaklaşımlar peşinde...

Hatta bizim de peşine düşmemizi istiyor. Bulsak düşeceğiz de! Farklı yaklaşım derken tabii farklı adam ya da kadınlardan bahsetmiyor. Ki herkes ayrı bir yaklaşımdır, o başka!

Zaten senin için herkes ayrı bir yaklaşım değilse, ki çoğu dana için değildir, o zaman iş sıkıcı hâle geldiğinde adrenalin düzeyini artırmak istersin... Abuk sabuk fantezilerin kaynağı da bu olsa gerek! Pornonun manası da!

Benim bu kısa naçizane tespitimden(!) sonra ünlü felsefecinin tespitlerine geçmekte yarar görüyorum.

Alain De Botton bu cinselliğe farklı bakışlardan bahsederken, diyor ki:

“Aklımızda hep cinsellik var ama yanlış bir bakış açısıyla...”

İşte tam da bu yüzden, porno filmlerin de artık değişmesi gerektiğini yazmış.

Erdem ile seks de burada!

“Seks ile erdem arasında bu kadar kesin seçimler yapmamızı gerektirmeyecek bir pornografi türü düşünülebilir” diyor.

Yüksek sanata yakın yepyeni bir pornografi türü icat edilmesinin zorunlu olduğunu da ekliyor.

Hiçbirimizin estetikten ve içerikten yoksun bu pornolara layık olmadığımızı vurgulayarak...

Haklı! Haklı da...

Nasıl olacak?

Belli ki aklında bir şeyler var... Tam oturmamış ama var.

Mesela diyor ki:

“Yeni pornografi cinsel heyecan ile insan hayatındaki öteki amaçları birleştirecek.”

Hı?

“Saçma sapan seks kategorileri ve tek bir mantıklı söz etmeyi beceremeyen karakterlerle dolu adi senaryolar yerine...”

Bakın neler olacakmış?

Zekâ (Kitap okuyan insanlar).

Kibarlık (Partnerlerini önemseyip onlara değer verdiklerini belli eden tavırla oral seks yapanlar).

Alçakgönüllülük (Zor durumdayken utanmış ya da mahcup bir yüz ifadesi takınabilen kişiler).

Bunlar gibi insani özellikleri öne çıkaran pornografik hikâye ve görüntülere yer verilecekmiş.

Hadi bakalım, buyrun senaryoya...

Olay kütüphanede geçiyor...

Zeki adamla, zeki kadın kitap okuyorlar. Zeki olmasalar kitap okumazlar çünkü!

Bari gözlük de taksınlar...

Bunlar bakışıyorlar falan, sonra kadın, “Karşıtların savaşımı” üzerine bir şey sormak için adamın yanına gidiyor.

İşte orada ne oluyorsa oluyor, bunlar kendilerini yatakta buluyorlar!

Kadın çok kibar!

Adam da!

- Müsaade ederseniz, size oral, affedersiniz, seks yapmak isterdim...

- Ne demek! Ne demek! Sizin için yorucu olmasın?

- Siz bir adım atarsanız ben iki adım atarım!! (Ne demekse!! Ama kibar ve zeki.)

Ve tabii bu kadar zekâ ve kibarlık üzerine, beklenen “alçakgönüllü” son!

Adam başı öne eğilmiş, utanmış, mahcup bir yüz ifadesinde...

Aklından geçenleri biliyorum da, yazamıyorum...

“Hay, ......!”

DİĞER YENİ YAZILAR