Şu aralar indik indik!
Yoksa...
Yoksası pek iç açıcı görünmüyor.
Amerikalı bilim adamları, 2100 yılında insanoğlunu nasıl bir geleceğin beklediğini anlatmış.
2100...
Biz zaten görmeyiz de...
Ama 2000 yılı için yapılan tantanaları hatırlayın...
Hiç gelmeyecek gibiydi. Gelinince de sanki dünya uçacaktı...
Ne oldu?
Nato kafa, nato mermer!
Hâlâ insanlar savaşıyor. Hâlâ din, dil, ırk ayrımları gibi ilkel dürtülerini yenemeyip bunların rantını yiyenlere alet oluyor.
O kadar aptalız hâlâ...
Ama yine de bakalım 2100’de bu salakları yenebilecek gelişmeler olacak mı?
ABD’li fizikçi Michio Kakui, 300 bilim insanı ile görüşerek yazdığı “Geleceğin Fiziği” adlı kitapta 2100 yılında insanlığı nasıl bir geleceğin beklediğini anlatmış.
Bilim insanları 2100’deki dünyayı şöyle tasvir etmişler:
n Yaşlanma genleri keşfedilecek ve yaşlanma 30’lu yaşlarda durdurulacak.
(Umarım kafalar da o yaşta durmaz! Yoksa yandık!)
-Laboratuvarda organ üretileceği için kimse organ yetmezliğinden ölmeyecek.
(Bu sefer de organ fazlalığı çıkar karşımıza... Bizim danalar ikişer üçer taktırır artık!)
-İnternete bağlanabilen kontak lensler icat edilecek. Böylece yolda karşılaştığınız kişiyi hatırlayamadıysanız onunla ilgili tüm bilgiler anında gözünün önüne gelecek.
(Tek eksiğimiz insan hatırlamamaktı çünkü! Bari tarihsel hatırlatmalar yapsalar! Hani, ‘Bak eskiden şunları yaptın, şimdi yapma’ gibilerinden...)
-Sabah uyanıldığında, kafada bulunan sensörler ile kişi daha yüzünü yıkarken mutfaktaki robot fırına mesaj göndererek çayı ısıtıp, yumurtayı pişirmesini sağlayacak. Arabalar da aynı sensörler yardımıyla, kişi henüz evden çıkmadan garajdan çıkıp kapının önüne gelecek.
(2100’de geleceğimiz noktaya bakın! Yumurta kendi kendine pişecek! Hep bunun hayalini kurardık! Kanser ne olacak, kanser? Yumurtayla uğraşacağınıza onu bi çözseniz...)
-Robotlar birçok sektörde insanın yerini alacak.
(İnsanlar bu arada ne yapacaklar acaba? Cep telefonuyla savaş herhalde... İnternetten şiddet falan... Zaten herkes ortalama 150 kilo olacağından seks falan da yapılmaz, onun hırsıyla bol bol birbirlerini yerler.)
Yok, yok...
İnelim biz bu dünyadan...
Nereye ineceksek?