Biz bugün dövmelerden bahsedeceğiz.
Vücuda işlenen dövmelerden...
Gerçi ikisi de vücuda işliyor ama...
Şu anda düşündüm de, aslında ne çok ortak yönleri varmış. İkisi de yapılırken acı veriyor ama sonra geçiyor. İkisinin de manevi değeri var! İkisinin de izi kalıyor. İkisi de insan hayatında önemli bir şeye işaret ediyor. İkisinin de hem sahtesi hem gerçeği var.
Şimdi öğrendiğime göre de, Eski Yunanlılar ve Romalılar, “barbarlara özgü bir uğraş“ saydıkları dövmeyi suçlularla kölelere yaparlarmış. E, şimdi de böyle ve ikilememize de uyuyor. Yani kalıcı dövmeden değil, vücut süsü dövmelerden bahsedeceğiz...
Yalnızca dövme olsa iyi! Kadınların ve erkeklerin karşı cinste neleri sevip sevmedikleriyle ilgili bir araştırma yapılmış.
Önce erkekler...
Bakın şimdi kadınlarda nelerden hoşlanmıyorlarmış.
Sırayla yazıyorum:
1- Dövme
2- Ağız kokusu
3- Sigara tiryakiliği
4- Aşırı sayıda piercing
5- Tırnak yemek
Saçmalığa bakar mısınız?
Ağız kokusu, dövmeden sonra geliyor!
Bence şu ‘ağız kokusu’ şıkkını çıkaralım. Zaten kim sever ki! Niye şıklar arasında var, o bile belli değil.
Evet onu çıkarırsak... Ne kaldı geriye?
Şu:
Dövmeleri, piercing’leri olan, elinde sigara ve tırnak yiyen bir kadın...
Bu kadını tamamlayayım mı?
Simsiyah kısacık saçları var. Şort giymiş, mini şort... Gülüyor... Ayrıca hem cin gibi hem de gizemli bakışları var! Hayatı da öyle gibi!
Valla ben erkek olsam bu kadını...
Severdim.
Kadın belli ki sorunlu! Meseleleri var. “Tabii ki de!” demiyor, “Ne dedin sen?” diye soruyor... Ama tabii nerede o yürek???
Onu sevecek yürek!
Gelelim kadınlara...
Onların hoşlanmadıklarına...
Onları da sırayla yazıyorum:
1- Sakal ve bıyık
2- Ağız kokusu
3- Aşırı sayıda piercing
4- Dövme
5- Sigara tiryakiliği
Burada da ‘ağız kokusunu’ atıyorum. Ne yani? “Adamın ağzı koksun ama sakalı bıyığı olmasın” yeter mi?
Aşırı sayıda piercing’i de atarsak ben bu adamı alırım!
Heh hee...
Ama dövmesi öyle kelebek kondurmuş gibi olmayacak!
Belli, adam cimri değil.
Belli; adam rahat, takıntısız...
Kıskanç da değil. Orada da iyi!
İyi iyi...
Belli.
“Şimdi, bütün bunları nereden anladın?” diye soracaksınız. Onu da sonra anlatırım.