Dedikodu da kalmadı!

Haberin Devamı

Farkında mısınız?

Artık dedikodunun tadı yok.

Daha doğrusu aslında artık dedikodu yok!

Niye?

Çünkü dedikodu dediğin, biri hakkında şaşırtıcı bir şeydir değil mi? Bir olay, söylediği bir söz, yaptığı bir şeydir...

Ama öyle aştık ki kendimizi, artık şaşıramıyoruz!

Şaşıra şaşıra şaşıramaz olduk!

Her şeyi kanıksadık...

Çıta mıta kalmadı...

Dolayısıyla ne korku ne de utanma kaldı.

Buna arsızlaşma mı deniyordu???

E, öyle tabii...

Mesela birinin birini aldatması artık dedikodu değil. Artık çıplak görüntüler bile dikkatimizi çekmiyor!

Eskiden böyle miydi?

Bir dedikodu, bir dedikodu...

Ha, iyi bir şey miydi?

Orası tartışılır!

Ama vardı.

Bence dedikodu, internetle birlikte yok olmaya başladı.

Şimdi diyeceksiniz ki, “Tam tersi, iletişimin artışı, dedikodunun çoğalması, yaygınlaşması ve daha çabuk yayılması demektir.“

Hayır.

Bakın size basit bir örnek vereyim:

Mesela bizde (gazetelerde) eskiden yazı aralarında insanlar birbirlerinin masasına çaya, kahveye giderdi.

Eminim başka sektörlerde de böyleydi.

Karşı masa arkadaşına çaya gidip ufak tefek bazen büyük dedikodular yapardın falan... Günün gelişmelerini değerlendirirdin...

Şimdi?

Herkes masasından neredeyse hiç kalkmadan pür dikkat gözü kulağı monitörde.

Ya oyun oynuyor ya sitelerde geziniyor.

Evet, dedikodu siteleri de var ama onları da bir okuyup geçiyor. Çünkü herkesin okuduğu şey zaten dedikodu olmaktan çıkıyor, haber oluyor.

Yok yani...

Dedikoduyla ilgili bir araştırma okudum da, oradan yola çıktım.

Bilim adamları, dedikodunun o konuyla ilgili stresi azalttığını söylüyorlar.

Acaba bu yüzden mi bu kadar fazla stresli bir toplum olduk?

Her şeyi birbirimizin yüzüne yüzüne söylüyoruz.

Eskiden aklımıza geldiğinde, aklımızdan utandığımız şeyleri bile...

Bu da bir stres!

Oysa dedikodu...

Bunun da testini yapmışlar.

Karşılıklı güvene dayalı, para kazanılan bir oyunda, oyuncuların hile yapmasına verdikleri tepki ölçülmüş. Denekler önce iki kişiyi oyunu oynarken izlemişler. Oyunculardan biri hile yaptığında, deneklerin kalp atışının hızlandığı tespit edilmiş. Deneklerin büyük bölümü, oyuncu değişikliği yapıldığında, yeni oyuncuyu hile yapan konusunda uyarmış.

Ve hile yapanın bu olumsuz davranışı hakkında bir başkasıyla dedikodu yapmak, deneklerin kalp atışlarının tekrar normal seviyeye düşmesini ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamış.

Bir de, ortalamanın üzerinde sosyal olan kişilerin, hile yapanlardan daha büyük rahatsızlık duyduğu ve bir sonraki oyuncuyu uyarma konusunda daha istekli olduğu görülmüş.

Bununla da kalmamışlar, hile konusunda diğerlerini uyarma karşılığında deneklerin, araştırmaya katıldıkları için alacakları paranın bir bölümünden vazgeçmeleri istenmiş. Denekler, bu konuda konuşmak için paradan olmayı bile kabul etmiş.

Susamamışlar yani...

Bir de gelip bizim buralarda bir test yapsalar...

Yapsalar da kendimizi bir görsek!

DİĞER YENİ YAZILAR