Olayın ilk gününden beri “yeni gençler” tartışılıyor. Daha doğrusu, anlaşılmaya çalışılıyor...Sanki uzaydan geldiler!
Baktılar ki, Gezi Parkı’ndaki ağaçlar gidiyor, bir günde uzaydan Dünya’ya iniverdiler!
Ağaç takıntıları varmış meğer!
Masum gençler...
Anarşik(!) gençler...
Zeki gençler...
Kandırılan gençler...
Esprili gençler...
Zeki gençler...
Türkiye’de 30+ herkes kendini yaşlı görmeye başladı!
Hatta yaşlı da değil, “eskimiş!..” Daha da kötü yani...
Sonra da başladılar onları incelemeye...
Onları kim yetiştirdi?
Hani uzaylıya(!) taş atan biri vardı ya, bazıları da bu bilinmeyene taş, gaz, su atmaya başladı.
N’oluyoruz yahu?
Gençler en küçüğü 15 yıldır bu dünyada, bu ülkede yaşıyor!
Hem, bu çocukların anne-babaları yok mu?
Onları yetiştirenler...
Yani şimdi 45-50, 55 yaş aralığında olanlar...
Bir zamanların “kayıp kuşak” diye adlandırdığı, 80 öncesi ve sonrasında, siyasi çalkantılar, ekonomik krizler, yokluklar ve çatışmalarla büyümüş ama şimdi Twitter kullanan anne-babalar...
Ergenlikleri 80 darbesine denk geldiği için apolitik olmakla damgalanan kuşak!
Erbakan-Demirel, Ecevit, Evren ve Özal döneminde yetişenler...
Çocuklarıyla hiç mi ilgilenmediler? Ne yaptıklarını, huylarını hiç mi bilmiyorlardı?
Asıl önemlisi onları nasıl yetiştirdiklerinden haberleri mi
yoktu?
Hayır.
Bu çocuklara haklarını almayı, cesur ve hümanist olmayı onlar öğrettiler. Çünkü o anne babalar da böyleydi ya da böyle olmak istiyorlardı.
İspatı ortada!
Meydanların ortasında!
O meydanlarda sadece gençler mi var?
Sadece gençler mi tencere-tava çalıyor?
Sadece onlar mı tweet atıyor?
Anne-babaları o sırada dizi mi seyrediyor?
Yanlarında olalım
Hayır.
Onlar da sokakta...
Pencerede, Twitter’da...
Üstelik çocuklarına hiç şaşırmadıkları gibi, “dur” da demiyorlar.
Yeni Türkiye’ye şaşıranlar anne-babalar veya o yaştakiler değil!
Dedeleri, nineleri şaşırıyor!
Yani 68 kuşağı...
68 kuşağının, hâlâ orada kalan, kalmayı tercih eden kısmı...
Bir de işine gelmediği için “eskimiş“ kalanlar...
Yani...
“Gençler yapıyor”, “gençler şöyle diyor?”, “gençler böyle düşünüyor”‘lara takılmamak lazım.
Onların arkasına sığınmaya ne gerek var! Yanlarında olalım...
“Gezi” meselesi ne sadece ağaç ne de sadece gençlerin meselesi...
Bunu bilelim ve kabul edelim de...
Sonra tartışmaya devam edelim...
Diyorum!
Bu çocukların anne-babaları yok mu?
Haberin Devamı