Bir olay olur, çok abuk bir olay da olur ama bunu açıklamaya kalkışacaksan karşındakinin zekâsına hakaret etmeyeceksin.
Biraz saygı göstermelisin..
Niye mi?
Bakın şimdi, haksız mıyım:
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI:
“Cumhuriyet Bayramı’nı biz içimizden büyük bir sevinç ve coşkuyla kutluyoruz“ demiş. İçinden!
Nasıl kutlanıyor acaba? Birden ayağa kalkıp içinden, “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak...” diye geçirerekten!!! O sırada bir telefon falan geliyorsa; Sayın Bakanımız şu anda içinden Cumhuriyet Bayramını kutluyor, biraz bekleyin lütfen” mi diyorlar ki? Hayır, böyle bir açıklamaya ne gerek vardı?
ŞAHİN IRMAK:
Nişantaşı’nda vatandaşların düzenlediği Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde Şahin Irmak, İstiklal Marşı söylenirken ayağa kalkmamış.(Belki o da içinden kutluyordur!) Twitter’dan gelen tepkilere karşı da, “Kimsenin haddine değil İstiklal Marşı’nı sarhoş masalarına meze yapmak” demiş. E, işte iptal edilince, herkes de kendine göre Cumhuriyet Bayramı kutlama şekli yaratıyor; içkili, içkisiz, içinden, dışından... Hayır, kaos çıkıyor.
N. Ç. DAVASI:
Hatırlarsınız, Mardin’de 2002 yılında 13 yaşındaki N. Ç’ye aralarında asker, memur, korucu, muhtar gibi birçok devlet görevlisinin bulunduğu 26 erkekle ters ilişkiye girmeye zorlanması davasında Mahkeme sanıklara kanundaki alt sınırdan ceza vermiş, üstüne bir de iyi hal indirimi yapmıştı. İşte o davanın son aşaması da bitti. Yargıtay “rızasıyla birlikte oldu“ kararı verdi.
Bu da kadın haklarında son nokta!
Bazen, bazı erkeklerin böyle böyle tecavüzleri benimsediklerini düşünüyorum.
İZZET YILDIZHAN:
“Grup seks gibi rezil bir şey ortada mı yapılır?” demiş. Ve durumu çok güzel aydınlığa kavuşturmuş. Ben şahsen ikna oldum! Beheri 250 dolara 4 kadınla sohbet ettiklerine eminim! De, kadınları niye dövmüş? Bence para meselesi değil bu! Dövmedim diyor da, kadınlar niye şikâyetçi olmuş? Eee, Ankara burası. Bürokratik yer! Telekızı bile olayı bürokratik yollardan hallediyor. Bu olay çok su kaldırır da... Dökelim mi o suyu karar veremedim.
İÇİŞLERİ BAKANI:
Van’da depremzedelerin sofrasını görünce, “Biz de bir çadırla burada bir mekân tutalım” demiş. Hemen arkasından, yaklaşık 10 kişinin kaldığı bir başka çadırın önünde de “Koskocaman sarayda oturuyorsunuz hiç gel dediğiniz yok” demiş! “Gel” diyeceksin de!
BAŞBAKAN YARDIMCISI:
Dış yardımları neden reddettiklerini şöyle açıklamış: “Potansiyelimizi görmek istedik.” Sanki tatbikattayız!
Çok şey mi istiyorum?
Sadece biraz saygı!
Biraz saygı!
Haberin Devamı