Kim kazandı, kim kaybetti?
Bugünlerde konumuz buysa, baştan açıkça belirteyim:
“Ben kaybetmedim!”
Düşüncelerimden, bildiklerimden, öğrendiklerimden, inandıklarımdan ve inancımdan, hislerimden hiçbir şey kaybetmedim.
Hepsi aynen yerinde duruyor.
Dün olduğu gibi bugün de, haksızlıklara karşıyım.
Dün olduğu gibi bugün de, herkes için adalet istiyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, evrensel demokrasi kurallarına inanıyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, yolsuzlukları ülkeme yakıştıramıyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, kimin çocuğu olursa olsun, öldüğünde ağlıyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, kimseyi öteki olarak görmüyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, kadınların karşısına çıkanlara düşmanım.
Dün olduğu gibi bugün de, yasaklardan değil, özgürlükten yanayım.
Dün olduğu gibi bugün de, tüm partilere muhalifim.
Dün olduğu gibi bugün de, hayvanlara zulmedenlere acımıyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, hep birlikte mutlu yaşayabileceğimize inanıyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, farklılıklarımızı düşmanlık olarak değil, zenginlik olarak yorumluyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, uzlaşmadan yanayım.
Dün olduğu gibi bugün de, adımlarımı geriye değil, ileriye atıyorum.
Dün olduğu gibi bugün de, intikamlardan uzak duruyorum.
Dün olduğu gibi bugün de; bir partinin, bir grubun, bir derneğin üyesi olduğum için değil, sadece insan olduğum için böyleyim.
Ve biliyorum ki, eğer bir gün bunlardan birini unutursam...
Birini bile görmezden gelmeye başlarsam...
Birini bile çıkarıma değişirsem...
Korkarsam...
İşte o zaman kaybederim.
O zaman “kaybeden” ben olurum.
O halde tekrar belirteyim: Sizi bilmem ama..
“Ben kaybetmedim!”
Düşüncelerimden, bildiklerimden, öğrendiklerimden, inandıklarımdan ve inancımdan, hislerimden hiçbir şey kaybetmedim.
Ben kaybetmedim!
Haberin Devamı