“Hikâye devam ediyor” dedik ya...
Ediyor da, nasıl?
Yanlışlarımızı yaşadıkça görüyoruz, daha doğrusu yanlışlarımızla inatlaşıyoruz.
Ve o kadar fazla zaman kaybediyoruz ki!
Yani öngörmüyoruz.
“Ne yapmak lazım?”, “Hangi yolda gidelim?”, “Ne yaparsak ne olur?”a bakmıyoruz.
Allah ne verdiyse...
O an ne hissediyor, ne görüyorsak...
E, olmuyor tabii...
Şimdi ben bu girizgâhı niye yaptım biliyor musunuz?
Hani geçen gün “bu hikâye nasıl başladı?” yorumu vardı; işte orada bir bölüm benim dikkatimi çekmişti.
Kadınlarla erkekler arasındaki arz-talep meselesini yorumlarken demişti ki;
“Bu arz fazlası, kadınların zaman içerisinde maddi olarak güçlü olmalarına karşılık manevi olarak zayıflamalarına sebep oldu. Bu manevi zayıflık durumunu yaşayan kadının erkeğin maddi standart pozisyonunu aşağı çekmesi gerekirken kadın bu şartını korudu ama büyük bir yanlışlık yaparak erkeğin ilişki durumunu göz ardı etti (yurt dışında kadın bu safhayı aşmış ve doğruyu bulmuştur. Maddi standart daha arka plandadır. Önce adamın ilişki durumuna bakarlar).
Hadi bakalım, alın size bir fikir...
Hadi öngörelim.
“Yurt dışında kadın önce adamın ilişki durumuna bakar” diyor ya, hadi bakalım...
O “Yabancı kadın” diyor ama ben “Avrupalı kadın” dedim çünkü sadece onlar böyle...
Asyalı, Amerikalı, Afrikalı veya ‘kuzeyli(!)’ kadınlar böyle değil. Yani önce ilişki durumuna bakmaz!
İlişki durumu derken?
Herhalde sana ve ilişkiye nasıl baktığı ve nasıl davrandığıyla ilgili...
Filmlerde öyledir ya, profesör kadın, muslukçuya âşık olur.
Onlar da hep ya muslukçuyla ya itfaiyeciye tutulur!
Meğer orada en yüksek geliri olan mesleklermiş!!!
Ya da ne?
Ya da hani fıkradaki gibi; “Muslukçu ama şey yani, o kaddar olur!”
Gerçi o kısmı Türk kadınlarını çok fazla etkilemez. En azından erkeklerin sandığı kadar etkilemez! Onları etkilediği kadar etkilemez.
Her şey bir tarafa, bu doğru bir yaklaşım mı acaba?
Önce adamın ilişki durumuna bakmak...
Aslında kulağa hoş gelen, doğru, naif bir seçim gibi görünüyor, değil mi?
Hesapsız, kitapsız...mış gibi!
Siz şimdi tatilde falansınız, yormayayım; hemen cevabını vereyim.
Aslında Türkiye’de bu yaşanıyor.
Hem de uzun zamandır...
Hatta sonu gelmek üzere...
Kimler mi yaşıyor?
Erkekler...
Farklı kültürden, farklı bir hayattan, farklı bir altyapıdan kadınlarla, sırf “ilişki durumundan” birlikte oluyorlar, oldular.
Bir süre sonra ne oluyor?
Olmuyor.
Çarklar birbirini tutmuyor.
Dönmüyor...
Avrupalı kadın taktiği...
Haberin Devamı