Erkekler konusunda hayli iştahlı ama aynı oranda feminist bir kadın tanıyorum.
Tanıyorum dediysem, arada sırada bana mail atar, bazen bana katılır bazen kızar.
Ben de bazen ona katılırım, bazen de kızarım.
Ama dün öyle bir yere gelmiş ki...
Benim de, ne zamandır “bunu yazsam” dediğim yere...
Nereye mi?
Tam oraya!
Önce okuyun:
-“Böyle seksilik adına topuklu denen işkence aletlerini kadınların başına -artık kaç yüz yıl önce- saran kişiyi asla rahmetle anmamaktayım:) Topukluyu da, diğer seksilik adına olan işkenceleri de, hatta makyaj dâhil!
İnanın sadelik çok güzel ve ‘gerçekten’ güzel, yediğine içtiğine, hareketine sporuna ve en önemlisi morale dikkat eden biriyseniz sizden seksisi olmuyor. Kadınların yaptığı şey güzellik ve seksilik adına çıtayı sürekli yükseltmek ve amansız bir yarışa girmek. Oysa doğada öyle mi ya? Amansız çekicilik yarışını erkekler yapar dişilerin gözüne girmek için. Artık uyanma vakti gelmedi mi sizce?”
Uyanma vakti geldi geçiyor bile...
Hatta uyanmak bir tarafa yanlış yolda dört nala gidiyoruz.
Şimdi ben biraz daha ileri gideceğim...
Sizce kadınların allanıp pullanmalarının, seksi olma yolunda hatta erkekleri etkilemede bir katkısı veya önemi var mı?
Yani topuklu ayakkabılar, seksi kıyafetler, makyaj, jartiyer martiyer kadınları gerçekten seksi yapıyor mu?
Seksi mi yapıyor yoksa...
Sadece seksi çağrıştırarak ulaşılabilirlik mi sağlıyor?
Sadece bu mu?
Düşünelim...
Bu arada size küçük bir ipucu vereyim mi?
Bir adamla birlikte olacağın zaman...
Ya da bir adam seninle birlikte olacağı zaman, üstelik seni kafaya koyduysa, iç çamaşırının siyah dantel olmasıyla beyaz koton olması arasında bir fark olur mu?
Onun rengiyle, cinsiyle mi ilgilenir? Yoksa...
Akşam sana kahveye geliyor mesela, makyaj yapmasan seninle birlikte olmaz mı? Yoksa...
Yoksa ne?
Hadi bakalım...
Düşünelim biraz.
Amansız çekicilik yarışını bırakmanın zamanı gelmedi mi?
Amansız çekicilik yarışı...
Siyah dantel beyaz koton fark eder mi?
Haberin Devamı