Akil sayılan kişilerden Orhan Gencebay abimize MHP Genel Başkanı Bahçeli fena kızdı.
Orhan Abi de kendini ifade etmek istedi.
“Üç yıl önce ‘Vatan sağ olsun’ diye bir şarkı yaptım. Ben tüm bu bestelerimi hümanist bir düşünceyle hayata geçirdim. Vatan için gerekirse ölürüz. Ata’mızın dediği gibi, maksat vatansa gerisi teferruattır” dedi.
Oldu mu şimdi Orhan abi, naaptın böyle?
Sen ki “akil” insan seçilmişsin.
Nasıl olur da hümanizmden, vatandan söz edersin?
Hele şimdi “akillik” yapmak varken nereden çıkardın o “Atatürk”ten söz etmeyi.
Hele hele o “maksat vatansa gerisi teferruattır” sözü de ne demek öyle?
Orhan abi, sen “akil” insansın. Vatan’dan Atatürk’ten falan söz ettiğin zaman bil ki seni çiğ çiğ yerler.
Sen bırak Türk’ten, Atatürk’ten, vatandan söz etmeyi.
“Bu ülkede savaş var” diyeceksin.
Sen söyleyince seni sevenler sana inanacak, Türkler’in Kürtler’i öldürdüğünü düşünecek, terör akıllarına bile gelmeyecek.
Orhan Abi, sakın ola ki terörden, teröristten söz etmeyeceksin. İmralı’daki terörist liderin aslında hümanist bir insan hakları savunucusu olduğunu anlatacak, eğer mümkünse ondan sayın diye söz edeceksin.
Aman Orhan Abi dikkat, seni vatandan Atatürk’ten, Türk’ten falan söz edesin diye seçmediler.
Bırak onu “darbeciler, statükocular, kafatasçılar, vesayet severler” yapsın.
Allahaşkına kendini helak etme. Bırak, sanki bir film çeviriyormuş gibi düşün. Biz anlarız seni. Rolünü oyna. Yoksa bunlar gerçek hayatta seni çok fena yaparlar, ona göre.
Gani Yıldız’dan seçmeler
“Bütün bunlar ‘analar ağlamasın’ diye yapılıyor” tezini savunanlar, yapılanların şehit ve gazi analarını ağlatacağını hiç düşünmüyor mu?
“Silivri’de OHAL” başlığını görünce, “Oradaki tek olağanüstü hâl, mahkemenin kararını açıklaması olur” diyerek sevindik. Meğerse haber; “olağan hâl” olan coplu, tazyikli sulu, biber gazlı müdahaleyle ilgiliymiş.
Bir “çözüm süreci” de, içinden çıkılmaz hâle gelmiş olan İstanbul trafiği için başlatılmalı. En “akil adam” bile o trafikte aklını kaçırır!
Tarihî Emek Sineması’nın yıkılmasını protesto edenlere polisin müdahalesi çok sert olmuş. Normaldir; protesto sinemayla ilgili olunca protestocuların hayatlarının, gözlerinin önünden film şeridi gibi geçmesi istenmiştir.
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, “Sadece baklava lezzeti bile AB üyeliği için yeterli” esprisini yapmış. Acaba sadece Egemen Bağış esprileri yüzünden AB’ye giremiyor olabilir miyiz?
Soru: Devlet kurumlarındaki tabelalardan “T.C.” kısaltmasının kaldırılması neyi gösterir? Cevap: Rövanşı yenik götüren Türkiye Cumhuriyeti’nin, uzatmaları kaç dakika oynayacağını gösteren tabelanın kalktığını.
Karakollar estetik olacakmış. Estetiğe, polis müdahalesinden sonra esas protestocuların ihtiyacı var.
Ekonomide tehlike çanları çalarken “protesto edilen senet sayısı” patlamış. Buna rağmen “protesto edilen bir hükümet” olmadığına göre, vatandaş hâlinden memnun.
İşte haftanın fıkraları
Bu hafta da Yıldırım Tuna’dan gelen fıkralardan bir demet sunuyorum sizlere..
Cehenneme marş marş
Görevli melek ‘öbür tarafa’ giden 10 erkeği karşılayıp sıraya dizmiş. “Hayatı boyunca karısından başka kızlara da ilgi duyanlar uygun adım cehenneme marş marş!” diye bağırmış. Dokuzu rap rap rap cehenneme doğru uygun adım giderlerken birisi ‘esas duruş’ta yerinde çakılmış kalmış. “Heyy!” diye yine bağırmış melek, “Giderken şu sağır herifi de yanınıza alın!”
Para istemez
Adamın biri ağlayarak doktora gidip ‘günlerdir sürekli ereksiyon halinde olduğunu, ilk başlarda aldırmadığını ama daha sonra acı ve endişe veren bir duruma geldiğini’ anlatıp “Ne olur bu dertten kurtarın beni” demiş. Doktor muayene ederken adamın şikâyet ettiği yerden minicik bir siyah böcek yere doğru zıplamış. Hasta normal hale dönmüş ve müthiş rahatlamış. “Doktor ne kadar teşekkür etsem azdır size” demiş adam müthiş sevinerek, “Borcum ne kadar söyler misiniz?” Yere çömelip telaşla böceği yakalamaya çalışan doktor, “Sırası mı?” demiş adama, “Yerde zıplayıp duruyor kerata, şunu tutmama yardım et, para mara istemez.”
Müthiş evlilik
Yaşlı adam parkta oturmuş ağlarken yanına koşarak gelen delikanlı, “Neden ağlıyorsunuz amca?” diye sormuş. “85 yaşımı kutluyorum oğlum”diye başlamış yaşlı adam, “Dün gece müthiş çılgın 26 yaşında bir fıstıkla evlendim. Daha ne isterim ben?” demiş göz yaşlarını silerek.“Ee peki o zaman neden ağlıyorsunuz?” Yaşlı adam cevabı vermiş: “Evimin nerede olduğunu unuttum.”