Akil adamlar değil hayran adamlar

Haberin Devamı

İktidar, ne olacağını muhtemelen kendisinin de kestiremediği “barış!” sürecinde piyasaya “akil adamlar” sürmeye niyetli. Oysa terör örgütü ve lideri konunun Meclis’te çözülmesini istiyor.

İlk başta daha mantıklı gibi gözükse de, Meclis’teki çözüm, terör örgütünü meşru kılmak anlamına geliyor ki, iktidar şimdilik bu kadarını göze almaya cesaret edemiyor. Gerçi bugüne kadar yapılan pazarlıklar, Diyarbakır’daki miting, birçok ağzın televizyon ekranlarından saçtıkları sözde fikirler, aslında terörü ve terör örgütünü meşru hâle getirdi zaten. Ama iktidar Meclis’in gündeme sokulmasıyla, olayın uluslararası bir meşruiyet anlamı kazanacağını biliyor. Geri durması bu yüzden.

Gelelim, adları ortaya atılan “Akil adamlar”ın kimliklerine... Çoğunun “akil” olmaktan çok “hayran” olma yanları ağır basıyor. Hayranlıkları terör örgütü ve liderine. Ancak bunu açıkça söylemeye henüz cesaretleri olmadığı için konuyu “Kürt kimliği” üzerinden yürütmeye çalışıyorlar. Onlara göre terör örgütü lideri Abdullah Öcalan bir terörist değil. Onların gözünde Öcalan bir önder.

PKK’lı silahlı militanlar da terörist değil, Kürt halkının Türklerle eşit olmasını sağlamak için mücadele eden özgürlük savaşçıları.

Yine bu akil denilen adamların çoğu, tek suçlunun Türkiye olduğunu söylüyor.

Büyük çoğunluğuna göre asıl sorun Cumhuriyet’in kuruluşundan kaynaklanıyor, bu nedenle Cumhuriyet öncesine dönülmesi gerekiyor.

Yine bu akil denilen adamların çoğu Türk olmadıklarını söylemek için birbirleriyle yarışıyor.

Akil adam demek, sorunlara tepeden bakabilen, kalabalıkların tepkisine rağmen doğru gördüklerini söyleyebilen, bunun için bir bedel ödemekten çekinmeyen insanlar demektir.

Akil olmak aynı zamanda aydın olmanın da bir parçasıdır. Peki neden akil adam diye ortaya sürülenler arasında, Kürt konusu ile terörü birbirinden ayırabilen, şiddet olaylarının nasıl başladığını sorgulayan, sanki Türkiye sistemli biçimde Kürt katliamı yapıyormuş gibi fetvalar vermeyenlerden biri yok?

Neden akil denilen adamların neredeyse tamamı AKP’yi iktidarda tutabilmek için çırpınanlar arasından çıkanlardan oluşuyor?

Ayrıca yıllar önce bu akil adamlar lafı yine ortaya atılmış hatta harekete bile geçilmişti. Sonuçta ne kadar can yitirildiğini de unutmayalım.

NOT: Bu arada “akil” mi yoksa “Âkıl” mı? Osmanlıca sözlüğe göre “Âkıl” akıllı demek. “akil” ise yiyici anlamına geliyormuş.

PKK işgal ordusu mu ki, geri çekiliyor?

Son günlerin en gözde konusu PKK’lı teröristlerin çekilmesi. Başbakan “Çekilirlerken kendilerine hiçbir şey yapılmayacak” diye “şahsi” garanti verdi.

Hükümet bu konuyla ilgili bir yasa çıkarılmasına bile gerek görmedi, bizzat Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü “Başbakan’ın sözünün” yeterli olduğunu açıkladı. Ancak burada merak çeken birçok nokta var:

1- PKK’lı teröristler işgal ordusu muydu da savaştan sonra imzalanan mütarekelerdeki gibi silah bırakıp ülke dışına çıkıyor?

2- Ne demek “Şu kadar silahlı PKK’lı olduğu tahmin ediliyor” açıklaması? Güvenlik birimlerinin bunlardan hiç haberi yok muydu?

3- Kandil’deki terör lideri Karadeniz’deki güçlerinin çekilmesinin zaman alacağını söylüyor. Güneydoğu’ya bu kadar uzak bölgede nasıl olur da silahlı teröristler barınabilir, devlet bu kadar mı gaflet içindeymiş?

4- PKK’lı teröristler çekilirken güvenlik kuvvetleri görseler bile gerçekten hiçbir şey yapmayacaklar mı, bunun için kendilerine yazılı bir emir gitti mi?

5- Bir süre sonra yeni bir intikam dalgası gelirse, PKK’lı teröristlerin ülke dışına çıkışına göz yuman Türk Silahlı Kuvvetleri “Vatana ihanet” ya da “suça iştirak” suçlarından hapishanelere atılacak mı?



F-16’lar her gün bombalamış meğer

Genelkurmay’ın yaptığı açıklamadan öğrendik ki, meğer “terör liderinin silahların susması” çağrısının yapıldığı ana kadar Hava Kuvvetleri’nin F-16 uçakları her gün PKK mevzilerini bombalıyormuş. Ancak dünden itibaren uçaklar artık bombalama yapmıyor sadece keşif uçuşları gerçekleştiriyormuş.

Güzel de bir taraftan “barış!” pazarlıkları yapılırken, Genelkurmay hangi akla hizmetle bombalamalarını sürdürüyordu? Bunun da ötesinde, bombalamalardan ne sonuç alındı, PKK etkisiz hâle mi getirildi, bulundukları yuvalardan mı çıkarıldı?

Hiçbirini bilmiyoruz.

Bildiğimiz tek şey, Türkiye sevgisizlerinin ağız birliği etmişçesine, sanki ülkede bir savaş yaşanıyormuş, Kürtler öldürülüyormuş, kan akıtılıyormuş gibi yaptıkları yaygaraya bizzat ordunun destek verdiğidir.

Başbakan, “İsrail Başbakanı ile görüşmeden önce sesini özledim, Obama ile konuşayım” demiş. Başbakan’ın çoğu konuşmasında Obama’yı dinliyor gibi olduğumuzdan, biz hiç özlemiyoruz valla! (Gani Yıldız)

DİĞER YENİ YAZILAR