Sosyal medyanın içine düştük, çıkarabilene aşk olsun. Jeton ile telefon etmek için uzun kuyruklar beklediğimiz günler daha dün gibi. Cep telefonu çıktıktan sonra hayatımız bir renklendi, bir renklendi ki, önüne geçemiyoruz artık. Facebook, Twitter, Vine, Instagram derken, hepsinin kıyasıya çarpışmalarının içinde sıkışıp kaldık. Bu akımlara ayak uydurmamak ayıp bile sayıldı. Onsuz adım atamaz olduk. Aşklardan tutun, evliliklerde, iş başvurularında bile önemli bir yer edindi. Neredeyse, nerede okuduğunuz, diplomanız değil, sosyal medyayı nasıl kullandığımıza bakar oldu işverenler… Onlar bu yarışın içinde bizi sürüklerken, yepyeni bir çocuğumuz daha hayata geçti. Sosyal medyanın bize yaşattığı heyecanlardan bir yenisi daha hayatımıza “merhaba” dedi. Birkaç gündür bu yeni uygulamanın heyecanını yaşıyoruz...
Twitter tarafından 100 milyon dolara (262 milyon TL) satın alınan mobil uygulama Periscope 26 Mart itibarıyla kullanıma açıldı. Mobil cihazlar üzerinden canlı vidyo yayını yapmaya sağlayan uygulama, şimdilik IOS işletim sisteminde çalışıyor. Android versiyonu için de çalışmalar sürüyor. Twitter hesabı ile giriş yapılan uygulama Twitter’daki profil bilgilerini, takipçileri ve Periscope hesabı bulunan kişileri de sisteme otomatik olarak kaydediyor. Aslında uzun zamandır var olan bu uygulama, dedikodulara göre Arap gençler tarafından yazılmış. Twitter da kaybettiği popülaritesini bu program sayesinde tekrar kazandı, tekrar gündeme geldi. Oysa Instagram öyle ya da böyle açık farkla ipi göğüslemiş gidiyordu. Gelelim programın nasıl çalıştığına...
Periscope nedir?
Periscope’u oluşturan takım adına açıklamalarda bulunulan blogda şu şekilde: “Bir yılı aşkın bir süre önce başkasının gözünden dünyayı keşfetme fikrine hayran olduk. Ukrayna’yı bir protestocunun gözüyle görmek nasıl olurdu? Ya da Kapadokya’da sıcak hava balonundan gün doğumunu izlemek? Bu çılgınca gelebilir, ama biz ışınlanmaya yakın bir şey yaratmak istedik. Olayları ve yerleri keşfetmenin birçok yolu varken, biz bir yeri o anda canlı video aracılığıyla yaşamaktan daha iyi bir yol olmadığına inandık. Bir resim bin kelimeye değer olabilir, ancak canlı bir video seni alıp anında o yere götürüp çevreyi gösterebilir. Yayınlarınızı adlandırabildiğiniz gibi, onları kimin izleyebileceğine de karar verebilirsiniz. Bir tuşa basıyorsunuz ve takipçileriniz sizin hayatta olduğunuzu anlıyor. Biz Periscope’u her zaman şu an olan bir şeyin kalp atışı görseli olarak hayal ettik. Twitter’daki arkadaşlarımız da aynı şeyi hissetmiş olacak ki, Twitter sizi anında, sohbet içeren ve özgür bir deneyimle insanların, mekanların ve etkinliklerin daha yakınına getiriyor. Biz Periscope’un bu misyonu, insanlara yakınlarındaki ve uzaklarındaki dünyayı deneyimleme ve paylaşma yolu temin ederek, daha da iyi bir şekilde gerçekleştireceğine inanıyoruz.” Yayınları adlandırma imkanı veren Periscope, bu yayınları kimin izleyeceğini de seçme imkanı sunmuş. Böylece canlı yayını herkese açık yapmayıp, belirli kişilerle de sınılandırabilirsiniz. Ek olarak izleyiciler yayıncılara mesaj atabiliyor, ekrana dokunarak sevgilerini kalp ile ifade edebiliyor. Bu arada yayınınızı telefonunuza da kaydedebiliyorsunuz. Yayınınızı izleyen kişi sayısı, beğenen kişi sayısı ve yayın süresini görmeniz mümkün. Hadi hayırlısı… Yakında kimse kimsenin yüzüne bakmayacak sanki. Sadece sosyal medya ayağıyla sanal dostluklar kurarak hayatını sürdürecek gibi gözüküyor…