Sosyal medya sayesinde aşklarına kavuşanların sayısı çevremizde gün ve gün artıyor. Az önce bir haber aldım. İşi gücü gayet yerinde, kedisi ile yaşayan kız arkadaşım da sosyal medya sayesinde sevgili bulmuş. Bu tarz hikayelere alıştık da, bu kişinin yaşam koşulları ve karakterine bakılırsa, konu önce pek imkansız görünüyor.
Başroldeki kızımız işinde gücünde ve sosyal statüsü önemli bir noktada. Tüm bu çevresi kadar, dostu arkadaşı olmaya çalışan insanlar da var ve o pek ortalıklarda dolaşmıyor. Hatta az gözüküyor. Soyadı itibariyle zaten doğuştan ünlü biri. Çok sık yurt dışına yazlıklarına, kışlıklarına kaçtığını da duymuşluğum var ağzından. ‘Bir şeyler yapmaya gidiyorum. Dalmak için tekneyi alıyorum, bir hafta yokum’lar, onun için sıradan laflar. Ailesinden birinin başına gelen tatsız olaydan da olabilir, estetiği hiç sevmiyor. (İp uçları arka arkaya mı geliyor?)
Evlilikten son dakika dönen beraberliği de pek konuşuldu. O da hayata küstü uzun süre. Bir gün yurt dışında okurken, arkadaş olduğu İngiliz kızdan bir sosyal medya tanışma sitesi adresi öğrenir. Karşısına bir İngiliz çocuk çıkar. Bir ay süren sıkı muhabbetten sonra internet aşkı yaşamaya başlarlar. Öyle bir noktaya gelirler ki, her gün saatler süren telefon ya da görüntülü konuşmalara döner iş. Kızımız temkinli, sosyal statüsünü, varlıklı bir aileden geldiğini asla paylaşmaz. Zaten çocuk da sormaz.
Bir gün genç erkeğimiz, “Ben geldim” diye arar. “Pardon, nereye geldin?”, “Yaşadığın şehre.”, “Hoş geldin. Tatile mi geldin?” diye manasız da bir soru sorar, her gün konuştuğu çocuğa. İkisi de bir süre sessiz kaldıktan sonra, gülmeye başlarlar. “Senin için geldim.” Havaalanına koşarak gider. Genç delikanlımız kendisinden 5 yaş ufak. Olsun, onlar şu günlerde İstanbul’un altını üstünü getiriyor. Paparazzilere yakalanmamak için, kıyı köşe yerlerdeler. Aşk dorukta! “Valla Burak, direnmenin anlamı yoktu. Her ilişkime korkarak başlıyordum. Acaba iş, para ve şöhret yüzünden mi bana yaklaşıyor etrafımdaki erkekler diye tedavi bile oldum. Beni ben olduğum için sevdiğini hissettim ilk kez. Para hiç konuşmadık. Şimdi de acaba ülkesinde bir sorunu var da, ondan mı bana kaçtı geldi diye düşünmekten kendimi alamıyorum.”, “Böyle giderse aşkı aşk gibi yaşayamazsın. Şimdilik anı yakala” diye yanıt verdim. Doğru mu yaptım?
Dikkatini çekmek için 10 kere geçtim
Bir gün de başka bir arkadaşımıza bir sosyal medya sitesinden arkadaşlık talebi gelir. Bakar ve kabul eder. Bekler... Eklediğine göre ilk o bir şeyler yazmalı. Yazmıyor. Fotoğraflarını inceler. Ne tatlı bakıyor. 3-5 fotoğrafını daha beğenir, işaretler. Karşı taraf “like”landığını görünce bir şeyler yazar diye düşünür. Hayır, gene ses yok. Şeytan dürter. Dayanamaz, “Biz nereden tanışıyoruz?” diye yazar. Ama bu sorusuna da yanıt alamaz. Sanki şans eseri tanışmışlar gibi yazışmaya devam ederler. Sohbet ilerledikçe telefon numaraları alınıp verilir. Aynı ofisi paylaştığı kız arkadaşına durumu anlatır. Arkadaşı numarayı bir telefon programına girer. Yapılan aramada karşı rehberde isimlerin nasıl kaydedildiği çıkıyordur. Vale yazar... Kız hoşlandığı, haftalardır yazıştığı çocuğa buluşma isteğinde bulunur. Kahvelerini içerlerken, yakışıklı adama “Nerede valesin?” diye sorar. Çocuk gülmeye başlar. “Üniversitedeyken harçlığımı çıkarmak için valelik yaptım. Ama üstünden bayağı geçti. Bir bankada çalışıyorum. Nereden biliyorsun? Seni tavlamak için o zamanlar önünden en az on kere geçerdim. O günlerden hatırlamış olmayasın?” diye sorar. Medya aşkları, sürprizlerle dolu...