"Aşk değil bu aramızdaki. Bildiğin kan davası artık. İkimizden biri ölse de sonsuza dek sürecek." -Bitli Pileyboy
Bundan altı sene evvel Disney'in bir gençlik dergisinin yayın yönetmenliğini yapıyordum.
25 yaşındaydım ve onlu yaşlarımı henüz geride bırakmıştım.
Yani ergenliğimin bir tık üstünde gençliğimin baharındaydım.
Selena Gomez ve Justin Bieber ile o günlerde kesişti yollarımız.
Okurların ağır baskısıyla ikisini de defalarca kapak yaptım.
Posterlerini, etiketlerini hediye ettim.
Röportajlarını yayınladım.
Hatta hiç unutmuyorum, istifa etmeden önceki son yılbaşı kapağında da Justin vardı.
Sonra ben işi bıraktım.
Sıkılınca bırakacaksın.
Verimsizleşirsin.
Daha o günlerde bu iki çocuk yıldızın ilişkisi başlamıştı.
Dünya basını başta bu ilişkinin aynı pr şirketiyle çalışmaları sonucu üretilmiş bir proje olduğunu bile iddia etti.
Ancak yıllar geçti.
İkisi bir dargın bir barışık sürdürdüler bu aşkı.
Sonrasında birbirlerine şarkılar bile döşendiler.
Justin'in çocuk popçudan pop stara evrilmesini sağlayan mega hiti SORRY de bunlardan biri,
Selena'nın bitmeyen aşklarını anlattığı THE HEART WANTS WHAT IT WANTS ve Justin'den bezdiğini anlattığı SAME OLD LOVE şarkıları da.
Justin, Selena'ya neredeyse üç senedir dönmeye çalışıyor.
Artık ne yaptıysa kıza üstüne türkü yakması da yetmiyor.
Çünkü Justin, Sorry'de "Şimdi özür dilemek için çok mu geç? Çünkü ben vücudundan fazlasını özlüyorum" derken,
Selena Same Old Love'da "Pılını pırtını topla git. Söylediğin sözleri geri alman mümkün değil, biliyorum. Aynı şeyleri bin kere dinledim. Ben unutanlardan değilim, biliyorsun... Bıktım bu eski aşktan. Bu b.k beni paramparça ediyor" diyor.
Yani çok açıktan bir daha Justin'e asla dönmeyeceğini söylüyor.
Ama nasılsa aralarındaki aşk bir türlü bitmiyor.
Köpürdükçe köpüren, kudurdukça kuduran Justin, Instagram hesabından Selena ile eski fotoğraflarını koyuyor, olmuyor.
Başka karılarla fotoğraflar koyuyor, olmuyor.
Selena kararlı, yoluna devam ediyor.
Konserlerini veriyor.
Justin'le yaşadığı bu göz önünde ilişki ne medyanın ne de Justin'in gündeminden düşmüşken, Selena oralı olmuyor.
Görünen o ki, bir kuru özürden, iki şarkıdan büyük bir kazık atmış karşı taraf.
Görünen o ki Selena gerçekten parçalara ayrılmış.
Ne nispet yapıp kamera önüne çıkıyor başka biriyle, ne sosyal medyadan fotoğraf paylaşıyor.
Edebiyle duruyor.
Onuruyla susuyor.
Haklı olan herkes gibi susuyor.
Saldırmıyor.
Kükremiyor.
Devam ediyor.
Sessizlik çok şey anlatır.
En çok şeyi sessizlik anlatır.
Sessizliği iyi dinleyin.
En büyük kırgınlıklar, sessizliğin derinliğinde saklıdır.
Bana o dergicilik günlerimden mütevellit, elimde büyümüş gibi geliyor bu ikisi.
Merakla takip ediyorum yaşadıklarını.
Selena'yı takdir ederek izliyorum.
Muhteşem bir kariyere sahip olduğu yetmiyor, hayatını hakkıyla yaşıyor aynı zamanda.
Yürü be Selena! Kim tutar seni!
"I'm so sick of that same old love
My body's had enough
Oooooooh that same old love!"
(Şarkıyı mırıldanaraktan)
Hayırlı küçük cumalar olsun.