Avrupa Komisyonu’nun patates kızartması kararı özgürlüğe bir müdahale!
Yeme içme konuları ile ilgilenmeye başladığımdan bu yana Avrupa Birliği’nin bürokratlarına fena halde içerlemekteyim. Eminim hepsi de okudukları okulları dereceyle bitirmiş, kendilerine, özellikle de kendi akıllarına güvenen ve yeteri kadar düzenli olmadığına inandıkları Avrupa’ya bir düzen getirmek isteyen, hırslı memurlardır. Ama dört duvar arasında, çalışma masalarında oturup hazırladıkları kararname taslakları Avrupa halkının yaşam kalitesine, gelenek ve özgürlüklerine müdahale eder nitelikte.
Yalnız AB vatandaşları değil; 1 Aralık 1964 tarihinden bu yana içeri alınmak için kapısında sabırla beklediği topluluğun katılım müzakerelerine son verme eğilimi giderek güçlendiği halde, devletimizin uyum yasalarıyla kendi mevzuatını ona uydurmaya çalışması bizleri de etkiliyor. Örneğin güçlü bir otomobile sahip olmak isteyenler gibi, evindeki elektrik süpürgesinin motorunun da olabildiğince güçlü olmasına özen gösteren yurttaşlarımız AB mevzuatı uyum yasaları çerçevesinde 1 Eylül’den bu yana 900 Watt’tan daha güçlü motora sahip süpürge alamayacaklar; çünkü AB bürokratları güçlü motorların ülkelerin ekonomisine zarar verdiği gerekçesiyle böyle buyurdular. Elektrik tasarrufu bahanesiyle gaz lambası dönemine geri dönmediğimize ya da fazla benzin tüketimini sınırlamak için motoru 1400 cc’den büyük otomobilleri şimdilik yasaklamadıklarına şükür...
Hedefleri bu defa patates kızartmaları...
Ağzımızın tadını hedef alan bir başka hazırlıktan söz etmek istiyorum bugün. Benim gibi tava yemeklerine düşkün olanlar bilirler, tava kullanmak bir sanattır ve doğru pişirmek ustalık ister. Bu konuda karar yetkisini kendinde gören Avrupa Komisyonu, tüketicileri koruma sorumluluğunu yerine getirmek gerekçesiyle patates kızartmasını hedef aldı. Son zamanlarda Akrilamid adı verilen ve kansere yol açtığı öne sürülen maddeyi incelemek üzere bir uzmanlar komisyonunu görevlendirdi ve onların patateslerin kızartılmadan önce kısa bir süre haşlanması gerektiği yolundaki raporuna dayanarak, yasalaştırılması dileğiyle AB Parlamentosu ve Konseyine bu yolda bir tavsiye kararı sundu.
Belçikalılar patates kızartmasını ulusal kültürlerinin önemli öğesi sayarlar. Kendini ülkesinin patates kızartmalarından da sorumlu olarak gören Flaman Bölgesi Turizm Bakanı Ben Weyts bu kararı açıklayan Avrupa Komisyonu’na, “Siz hiç haşlandıktan sonra kızartılmış bir patates kızartması tattınız mı?” diye isyan etti.
AB’nin açıklamasına bakılırsa Avrupa Birliği Belçika’nın patates kızartmasına hiçbir zaman karşı olmamıştı. Yani Weyt’in tepki göstermesine hiç gerek yoktu… Ne var ki 28 ülkeden 87 parlamenter dört hafta boyunca kafa yormuş ve Weyt’in tepkisini çeken o talihsiz karanını açıklamıştı. AB, vatandaşlarını kanserden korumaya çalıştığını göstermiş ama son anda bir manevra ile Belçikalıların ulusal gururunu da korumuştu.
AB’nin böylesi saçma kararlarını gördükçe topluluğa alınmadığımıza üzülmüyorum. Ama uyum yasaları ile bunları bizim de uygulamak zorunda olmamızı bir türlü sindiremiyorum…