'Zıkkım içene kredi vermeyin'
Önce korkuttu sonra...
Deprem Profesörü Ahmet Ercan, İstanbul’da 7.5 büyüklüğünde bir deprem olsa, mevcut binaların sadece yüzde 2’sinin ayakta kalacağını söyledi. Ercan, “100 binadan 2’si ayakta kalır. Kim oturuyor bu binalarda, yıllık geliri 100 bin doların üzerinde olanlar” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Kentsel Dönüşümde Sektörler Buluşuyor’ toplantı dizisinin ikincisi Van’da yapıldı. Afetler, Dönüşüm ve Van konulu oturumda söz alan Ercan, Türkiye’de yapıların yıkılmasının yüzde 64 nedeninin paslanma olduğunu açıkladı. Paslanmanın insandaki karşılığı ‘kemik erimesidir’ diyen Ercan, Van’daki Bayram Oteli'nin de bu nedenle yıkıldığını anımsattı.
'BOYNUNDA İDAM İPİ VAR'
Bugünden sonra Türkiye’de olası bir afette ‘suçlu ayağa kalk’ denildiğinde ilk olarak Bakan Erdoğan Bayraktar’ın ayağa kalkması gerektiğini söyledi. “Artık Sayın Bakan'ın boynunda idam ipi var” diyen Ercan, bakandan sonra ayağa kalkması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Belediyeler, bilimteyler (üniversiteler), yükleniciler (müteahhitler), yapı denetim sayışmanı, yer-yapı inceleyiciler.”
Van depreminin Van’da kızgın alan bıraktığını vurgulayan Ercan, “Eminim gelecekte yine 7.2 büyüklüğünde deprem olacak. Bu kızgın alanı bulup Van’ı kaplıca şehri yapmalıyız” dedi.
“İNEK, KEÇİ BİLE TÜTÜN TARLASINDA OTLAMAZ... ZIKKIM İÇENİN EVİNE KREDİ VERMEYİN, O ZATEN ÖLMÜŞ DEMEKTİR”
Yapay olaylardaki kaybın doğal olaylardan fazla olduğuna da dikkat çeken Ercan, her yıl Türkiye’de 10 bin kişinin trafik kazasından öldüğünü anımsattı. Depremde ölen kişi sayısının ise yıllık bin olduğuna dikkat çekti.
Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir diğer zıkkım sigaradır. Sigara içmek sağlığa zararlı değildir, suçtur. Hiçbir inek, keçi tütün tarlasında otlamaz. İnsanlara hiç değilse keçi bilinci gerekiyor. Ben başbakan olsam 4. Murat gibi bunu yasaklardım. Her yıl sigaradan 105 bin kişi ölüyor. O zehir zıkkımın yıllık maliyeti 6.5 milyar. Sağlık giderleri için de 2.5 milyar harcanıyor. Yetki bende olsa sigara içenin evini en son onarır, en son kredi verirdim. O zaten ölmüştür.“ (Aysel Alp/Hürriyet)