Akademisyene yapılan lincin nedeni ortaya çıktı
Mimar Sinan Üniversitesi’nde kahkaha atan öğrenciyi uyardığı gerekçesiyle istenmeyen kişi ilan edilen Yard. Doç. Dr. Esra Keskinkılıç’ın torpil ricalarına direndiği için linç edildiği ortaya çıktı. Keskinkılıç, can güvenliği olmadığı için suç duyurusunda bulundu.
Mimar Sinan Üniversitesi’nde Osmanlıca dersine giren Yard. Doç. Dr. Esra Keskinkılıç’a kankaha atan bir öğrenciyi uyardığı iddiasıyla başlatılan linç kampanyasının altınan “yerine getirilmeyen torpil ricası” çıktı. Dersleri elinden alınan Keskinkılıç’ın bölüm yönetiminden gelen sınavdan zayıf not alan bir kaç öğrenciye geçer not vermesi ‘ricası’ ve buna benzer talepleri yerine getirmediği için linç kampanyasının hedefi olduğu anlaşıldı. Bir süre önce Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi bir grup, Osmanlıca derslerine giren Yrd. Doç. Dr. Esra Keskinkılıç’ın bir öğrenciyi kahkaha attığı için uyardığını öne sürerek protesto etti. Bunun üzerine Keskinkılıç, can güvenliği olmadığı için şikayetçi oldu.
Sevgili Esra geçer not ver...
Keskinkılıç dava dilekçesinde bölüm yöneticilerinin kendisine bir kaç öğrenciyi dersten geçirmesi için mesaj attığını, idarenin bu ve buna benzer isteklerine uymadığı için hedef gösterildiğini söyledi. Keskinkılıç’ın cep telefonuna gönderilen “Sevgili Esra. Tek dersten bırakmış olduğun üç talebenin kağıtlarını tekrar gözden geçirmeni ve mümkünse geçer not vermeni rica ediyorum” mesajı dava dosyasında yer aldı.Bölümde göreve başladığı günden bu yana kendisine açıkça mobbing uygulandığını belirten Keskinkılıç’ın dava dilekçesinde şu ifadeler yer aldı: “Derslere katılmayan ve devamsızlıktan kalan öğrencileri gayrimeşru yollarla geçirmemi talep ettiler. Meslektaşlarım ve üst yöneticilerim tarafından psikolojik şiddete maruz kalmaktayım. Zamanla bana uygulanan mobbing fakültenin geneline yayılmaya başladı. Beni hiç tanımayan, dersime girmeyen, yüzünü dahi görmediğim her bölümden toplanan öğrenciler bölüm başkanı ve dekandan aldıkları cesaretle okulun her tarafına hakaret ve yalan dolu afişler asarak el broşürleri dağıttı. Bu ilanlarda, benim AKP taraftarı, karanlık bir zihniyet taşıdığım, Bülent Arınç’ın söylemlerini sürdüren bir ‘yobaz’ ve ‘şarlatan’ bir hoca olduğum duyuruluyordu. Aynı zamanda, boykot düzenleyeceklerini, beni istifaya davet edeceklerini ilan ediyorlardı. Boykotu sosyal medya ve yandaş mobil gazetelerinde yayarak dışarıdan da taraftarlarını çağırıyorlardı.
Can güvenliğim bulunmuyor
Bu konuyu görüşmek için dekanın yanına gittim. Beni hedef gösteren ilan ve afişleri toplattırmasını rica ettim. Reddetti. Öğrencilerin bu konuda dilediklerini yapabileceklerini söyledi. Polise tutanak tutturmak istediğimde sivil polisi kapıdan içeri sokmadı. İçeride kendisi tutanak tutturup imzalamaktan imtina etti. Parmağını kıpırdatmadı. Bu boykota izin vermesi halinde çatışmaya kapı açacağını özellikle belirttim. Her şeye rağmen bu boykota can güvenliğim hiçe sayılarak izin verildi. Bu olayı belgelemek ve delil olması için tutanak tutturdum. Şu anda can güvenliğim olmadığı için okula giremiyorum. Kanun dışı yaptırımlarını kabul etmediğim için derslerimi elimden aldılar. Herkese kovulduğum yalanını söylediler. (Seda Çakmak/ Star)