AK Parti Sözcüsü Ünal'dan Melih Gökçek açıklaması
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifasını değerlendirdi.
Ünal, Kanal 7'de yayınlanan Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Belediye başkanlarının istifaları konusundaki tartışmalar üzerine Ünal, cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasetle ilişiğinin kesildiğini, anayasa değişikliğinin ardından Erdoğan'ın partiye dönüşüyle teşkilatlar, belediyeler, il başkanlıklarında elden geçirme sürecinin başladığını belirtti.
AK Parti'nin 2023 hedeflerini gerçekleştirmek için hazırlığa girdiklerini anlatan Ünal, "Belediye başkanlarımızla ilgili özellikle muhalefetin söylediği şeyler son derece çirkin. Burada demokratik meşruiyet zemininde, genel başkan istifa çağrısı yapabilir çünkü nasıl ki idari, hukuki olarak İçişleri Bakanlığı denetliyorsa, nasıl ki belediye meclisinin denetim hakkı varsa siyasi partinin de siyasi ve sosyolojik olarak bir denetim hakkı vardır. Bu denetim hakkının gereği olarak istifa çağrısında bulunabilir genel başkan." değerlendirmesini yaptı.
İstifa eden belediye başkanlarının onurlu şekilde görevlerine geldiklerini ve onurlu şekilde görevlerini bıraktıklarını aktaran Ünal, "13 yıl, 24 yıl belediye başkanlığı yapmış bir belediye başkanı için 'şu gerekçeden dolayı istifa etti.' diyemezsiniz. Çünkü 13 yılın içerisinde siyasetle, partisiyle, kendi ilindeki seçmenle olan ilişkisi bütün bunların toplamıdır istifa gerekçesi." diye konuştu.
AK Parti'nin bir dava hareketi olduğunu ve partide herkesin kendisini bir nefer olarak gördüğünü kaydeden Ünal, kendilerini makamla, statüyle değil, sorumluluklarla tanımladıklarını ifade etti.
"Lider, keyfilikle hareket etmez"
Görevlerin birisi tarafından değil, istişareyle verildiğini vurgulayan Ünal, "nefer" olduğunu söyleyen birinin görevden alındığında, "Hayır ben bu görevde kalacağım." demeyeceğini belirtti.
Ünal, "Dün Sayın Melih Gökçek de aynı şeyi söyledi. Dedi ki 'Ben bir dava adamıyım, nefsimin peşinde değil, davamın peşinde yürürüm. Dolayısıyla eğer bu gerekmişse, bunu yapmam benden isteniyorsa, liderim benden bunu istemişse ben bunu yaparım'. Lider, keyfilikle hareket etmez. Keyfiliğin olduğu yerde demokrasi yoktur. Antidemokratik bir uygulamanın temel niteliği keyfiliktir. Siyasi riskin olduğu yerde keyfilikten bahsedemeyiz." değerlendirmesini yaptı.
AK Parti'nin teşkilatlarında, hükümette, belediyelerde yaptığı değişim ve yenilenme sürecinde bir risk aldığına işaret eden Ünal, "Hiçbir değişimin, dönüşümün olmadığı CHP defalarca seçim kaybetmesine rağmen koltuğunda oturanların partisi." dedi.
2023'e Türkiye'yi taşımak için yapılması gerekenin risk almak olduğunu vurgulayan Ünal, halkın talepleri varsa ve siyasi risk alınıyorsa, kimsenin AK Parti'ye keyfilikten ve antidemokratik uygulamalardan bahsedemeyeceğini kaydetti.
"Siyasi parti genel başkanının istifa çağırısı hakkıdır"
6 belediye başkanından hangi gerekçeyle istifalarının istendiğinin sorulması üzerine Ünal, tek bir gerekçeyle bunu açıklamanın doğru olmayacağını bildirdi.
Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diyorlar ki 'Bunlar seçilmiş kişiler dolayısıyla bu seçilmiş kişilerin sandıkla gelip sandıkla gitmesi gerekir'. Biz de diyoruz ki bizim siyasetimiz bütün bir siyasettir. AK Parti sandıkla gelir sandıkla gider ama bizim milletvekilimiz, belediye başkanımız ve diğer birimlerdeki bütün arkadaşlarımız bir saatin dişlisi gibi ortak çalışırlar. Biz zaman zaman istişareyle buralarda değişikliklere gidebiliriz. Genel başkanın istifa çağrısında bulunmasının antidemoktatik olduğunu söyleyemeyiz. Genel başkanın istifa çağrısının gerekçesi nedir? Bunu tek bir gerekçeyle izah etmeye kalkışmak doğru değil. Ayrca istifa eden başkanlarımızın sanki burada hukuki, idari, cezai bir durumu var da bu sebepten dolayı istifa etmiş gibi göstermek... Bunu da muhalefet yapıyor ki, bu son derece çirkin bir durum. Burada herhangi bir hukuki ya da idari bir durum söz konusu değil. Siyasi parti genel başkanının istifa çağırısı hakkıdır ve bu hakkı kullanmıştır."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, seçimle gelen belediye başkanlarının şantajla istifaya zorlandığına ilişkin sözlerinin anımsatılması üzerine Ünal, "Bu, insanların onuruna, haysiyetine doğrudan saldırıdır. İradesine saldırıdır. Bu insanların her biri onurlu, kamuoyunda karşılığı olan insanlardır. İstifa yolunu tercih eden belediye başkanlarımızın hiçbirisi de istifaya tehdide, şantaja boyun eğecek insanlar değil. Gerekli istişareler yapılmıştır. Bu istişareler çerçevesinde onlar istifa yolunu seçmişlerdir. Biz kendimizi makam ve statüyle değil, görevlerimizle, sorumluluklarımızla tanımlarız dedik. Nefer olmanın gereği olarak istifam istendiğinde ben istifa ederim." yanıtını verdi.
Ünal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına gelecek isim için partide henüz istişare yapılmadığını belirterek, AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya'nın Bursa'nın temayül çalışmasını yaptığını, Bursa'dan sonra da Ankara için bir çalışma yapılacağını aktardı.
Yol arkadaşlarıyla ilişkilerini makamlar ve statüler üzerinden kurmadıklarına işaret eden Ünal, Melih Gökçek'in bu mücadelenin önemli neferlerinden biri olduğunu kaydetti.
Mahir Ünal, "Melih Bey ile olan yol arkadaşlığımız devam ediyor. Tıpkı Kadir Bey ile Recep Altepe Bey ile olan yol arkadaşlığımızın devam ettiği gibi. Bu arkadaşlarımızın her birinin çok ciddi deneyimi, birikimi var. Tabii ki siyasi kadroların içerisinde önümüzdeki süreçte değişik görevlerde bu arkadaşlarımızdan partimiz istifade edecektir." diye konuştu.