Gazete Vatan Logo
Fenerbahçe'Volkan penaltı kurtardı, sağa al dediği Deivid gol attı'

'Volkan penaltı kurtardı, sağa al dediği Deivid gol attı'

'Çıkar dediği Volkan penaltı kurtardı, sağa al dediği Deivid ortadan gol attı'

'Volkan penaltı kurtardı, sağa al dediği Deivid gol attı'

BREZİLYALI efsane Arthur Zico, eski takımı F.Bahçe ve Aziz Yıldırım ile ilgili çok çarpıcı açıklamalar yapıp geçmişte başkanla arasında yaşananları ilk kez açıkladı. Sportsnet Group ve Bilgi Üniversitesi’nin işbirliği ile kurulan Spor Yöneticiliği Lisans Programı’nın ilk dersini vermek için İstanbul’a gelen Arthur Zico şampiy10’a çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

ZICO, F.Bahçe’de görev yaptığı dönemde başkan Yıldırım’ın iki kez devre arasında soyunma odasında girdiğini belirtirken birinde başkanın, yardımcısı ve aynı zamanda kardeşi olan Edu ile yaşadığı tartışmayı ve diğerinde takıma müdahalesini şu sözlerle anlattı:

‘SAHA GERİLİNCE...’

“CSKA ile oynuyorduk ve o gün kazanıyorduk. Devre arasında başkanı içeride gördük. Volkan ile Lugano saha içinde birbirleriyle atışmışlardı. Ve onların atıştığını görünce Aziz Yıldırım soyunma odasına girdi. Benim görev yaptığım süre içerisinde maçlardan önce ve sonra çok soyunma odasına girdi. Ama devre arasında soyunma odasına geldiği o gün ikinciydi. Yanlış hatırlamıyorsam. Maç öncesi ve sonunu saymıyorum.

Haberin Devamı

ORADA Volkan ile Lugano kavga edince ben odamdaydım. Edu oradaydı, benim kardeşim. Ve Volkan ile başkan hararetli bir şekilde konuşurken Edu da onları ‘Ne yapıyorsunuz? Kazanıyoruz. Hadi ayrılın, maç bizim zaten’ gibi ayırmak için giderken -tabii bunu da ateşli bir şekilde söyleyince- orada bir anda elektriklenme oluyor. Başkan da kardeşime ‘Sana ne oluyor?’ gibilerinden bir tepki verince orada bir anda kavga çıkıyor.

‘AYRILMA SEBEBİM KAVGA DEĞİL’

BU olay hakkında başkanla hiçbir şekilde konuşmadık. Benim sözleşme yenilemememde de bu olayın etkisinin çok fazla olduğunu düşünmüyorum. Şöyle açıklayabilirim; sözleşme yenileme aşamasına geldiğimizde zaten başkanın ilk şartı Edu’nun olmamasıydı. Zaten Edu da istemiyordu. Bu konuda bir sıkıntımız problemimiz yoktu görüşmelere başladığımızda. Başkan zaten ilk şartı koydu. Diğer yardımcım Santanna’nın da olmasını istemiyordu. Ama bizim anlaşamadığımız konular, sözleşmeyi yenilememe sebeplerimiz daha başka mevzulardı. ‘Edu benimle olacak olmayacak’ mevzusundan dolayı ipleri koparmadık.
AYRILDIKTAN sonra da o kavga olduktan sonra da mesela kardeşim Edu, Brezilya’ya gitti. Karşılaşmaları hep canlı bir şekilde izliyordu. Ve ben devre arasında soyunma odasına girdiğim zaman Edu’yu mutlaka arıyordum. O çalışmaya devam ediyordu ama kulübün içerisinde değildi artık. Sezon sonuna kadar çalışmaya bu şekilde devam etti. Sonra da ben ayrıldım.
BAŞKAN soyunma odasına bir kere orada, Moskova’da, bir de Sevilla’daki maçın devre arasında girmişti. İki tane şey söyledi bana; ‘Volkan çok kötü bugün. Oyundan çıkar’ bir de ‘Deivid’e söyle, ortadan oynamasın, kendi pozisyonunda oynasın. Sağ açıkta oynasın. Ortadan oynarsa biz böyle pozisyon bulamayacağız’ dedi. Fakat Deivid ortadan oynayıp gol attı, Volkan da penaltıları çıkardı.”
‘Başkan G.Saray’ı değil Barça’yı rakip seçseydi...’
“Keşke F.Bahçe’nin bu rekabeti ülke içerisinde değil de ülke dışarısına taşınsaydı. Ama o hedefi göstermediğinizde takım oraya gitmiyor. Hedefi de koyanlar kim, yönetimler, başkan.”
“ÜZÜLDÜĞÜM noktalardan biri, biraz ışıklarını vermiştik ama olmadı. Keşke F.Bahçe’nin bu rekabeti ülke içerisinde değil de ülke dışına taşsaydı. Mesela ülke içinde G.Saray’la ve Beşiktaş’la yarışalım gibi. Rekabet sadece lokal olarak kalmasaydı da F.Bahçe kendine Avrupa’da bir rakip seçseydi. Bir Barcelona bir Real Madrid olsaydı. Bunlarla yarışsaydı. F.Bahçe’nin gerek finansal gerek potansiyel olarak bence bu takımlarla yarışabilecek durumu var. Ama o hedefi göstermediğiniz zaman takım oraya gitmiyor. Hedefi ülke içerisine koyduğunuzda da sadece lokal takımlarla yarışıyorsunuz. Burada aslında hedefi koyan yönetimdir. Eğer tek kişi söz sahibiyse başkanlık da hedefi o koyar.”
‘Kazanırken zevk verdik’
“F.BAHÇE’DEYKEN hoşuma giden noktalardan bir tanesi, dışarıya çıktığım zaman insanlardan hep şu tepkileri görüyordum; ‘Kazanalım, kazanalım ama iyi oynayarak kazanalım.’ Bence taraftarın istediği o futbola biraz ışık tuttuğumuzu düşünüyorum saha içerisinde.
KAZANMAYA kazanırsın. Gol atarsın, üzerine yatarsın. Ama biz iyi oynarak kazanmak, zevk vermek üzerine gittik ve F.Bahçe’den ayrılırken de taraftarların oynanılan oyundan memnun kaldığını biliyorum. Bu her zaman olmayan bir şey. Bunu yapabildiğim için mutlu oldum.”
‘Demek ki ne yaptığıma bakmamış!’
“AZİZ Yıldırım ayrıldıktan sonra başarısız olduğumu ima etmişse herhalde F.Bahçe’den sonra yaşamış olduklarım çok fazla takip edilmemiş olsa gerek. Çünkü F.Bahçe’den ayrıldıktan sonra hem kupa hem de şampiyonluk yaşadım CSKA’da. Özbekistan’da da yaşadım.”
‘Şike davası beni şaşırtmadı’
“FUTBOLUN içinden ve eskilerinden olduğum için beni şaşırtmadı bu tür bir davanın olması. Daha önce ülkemde de soruşturmalar yapıldı ve birçok yönetici ile oyuncu hakkında soruşturma açıldı. Almanya’da, İtalya’da Rossi’ye kadar, bunların hepsi hapse girdi.
TÜRKİYE’DE bu soruşturma olması ‘Futbolda şike var mı?’ sorusu benim için çok sürpriz değil bir futbol adamı olarak. Çünkü bu bahis oyunlarını olduğu yerlerde şikenin olmaması bana çok mantıklı gelmiyor zaten. Yani bunu dünya için konuşuyorum zaten, F.Bahçe ve Türkiye nezdinde değil.”

Haberin Devamı