Pandemi korkusu diş fırçalamayı artırdı!
Uluslararası bir pazarlama araştırmaları şirketinin verilerine göre; pandeminin ilk 10 haftasında en çok büyüme kaydeden ürünlerden birinin yüzde 274 büyüme oranıyla diş macunu olduğunu belirten Uzm. Dr. Fatma Çiçekdağı Set, “Pandemi ile birlikte diş fırçalama alışkanlığında Türkiye’ de yıllardır olmayan bir artış yaşandı. Yine Covid-19 sürecinde görüntülü platformda gerçekleşen ‘tüketicinin nabzını tutma’ buluşmalarındaki verilerde, Türkiye’ de diş fırçalamanın pandemi ile birlikte arttığı ve ‘Her gün dişlerimi fırçalarım’ diyenlerin oranının pandemi öncesinde yüzde 30 iken, pandemi döneminde yüzde 50’ lere kadar çıktığı sonucuna varılmıştır” dedi.
Türk Diş Hekimleri Birliği’nin yaptığı araştırmalara göre; diş macunu kullanım oranı yüzde 50 iken, nüfusun yüzde yüzde 10’ u diş hekimine gitme taraftarı değil. Yine bu araştırmalarda; yıllık diş macunu kullanım miktarı Türkiye’ de 120 gram civarında iken, bu oran İngiltere’ de 480, İtalya’ da 270, İspanya’ da ise 155 gram olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca Türkiye’ de 4 kişiye yılda 1 adet diş fırçası düşerken; Avrupa ve Amerika’ da 4 kişiye yılda 2.5 diş fırçası düşüyor. Türkiye’de 3 kişiden 1’i günde bir kez bile dişlerini fırçalamıyor. TÜİK verilerine göre ağız ve diş hastalıkları 0-6 yaş grubu çocuklarda ilk beş hastalık arasında; 7-14 yaş grubundaki çocuklarda ise bu sorun ilk sırada.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Dişçilik Hizmetleri Bölüm Başkanı Uzm. Dr. Fatma Çiçekdağı Set, “Pandemi ile birlikte güvenilir gıda tüketimi arttı ve bu durum ağız diş sağlığına olumlu etkiler sağladı. Ancak rutin diş kontrolü ve tedavilerinin azalması da çürüklerin ilerlemesine ve sonuç olarak kanal tedavisi ve diş kayıp oranlarında artış yaşanmasına sebep oldu” dedi.
DİŞ HEKİMİ RANDEVULARINIZI ERTELEMEYİN
Pandemi sebebiyle insanların ağız ve diş sağlığı kontrollerini ve tedavilerini geçici olarak ertelediklerine dikkat çeken Uzman Dr. Set, “Bir diş enfeksiyonunda, savunma sisteminin bu enfeksiyonu oluşturan patojenlere saldırması için gerekli olan beyaz kan bağışıklık hücrelerinin miktarı önemlidir. Bu kaynaklar en iyi viral saldırıyı önlemek ve viral bir saldırının kötü etkilerine maruz kalmamak için uygulanır. Vücutta biriken ağız içi ve genel sağlık problemleri; bu savunma hücreleri kaynaklarını azaltarak herhangi bir virüs bulaşma durumunda hastalığın ağır seyretmesine sebep olabilir. Ayrıca birçok genel sağlık problemi ağız içi bulgusuna sahiptir” dedi.
Set, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yine acil tedavi gibi görülmeyen ortodontik tedavi, ‘çene problemleri’ gibi durumları ya da büyüme gelişme dönemi içerisinde uygulanması gereken tedavileri de kapsadığı için zamanında uygulanmadığında sonradan başarısız sonuçlar verebilmektedir. Ayrıca protezlerde meydana gelen problemlerde ve bu dönemde dişsiz kalan hastalarda yiyeceklerin iyi bir şekilde çiğnenememesinden kaynaklı sindirim problemleri oluşabilir. Buna ilaveten tedavisi ertelenen ön bölge diş eksiklikleri de hastanın estetik ve sosyal problemler yaşamasına sebep olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı hastalarımızın ağız içi rutin kontrollerini ve tedavilerini aksatmamasını önermekteyiz.”
PANDEMİ STRESİ DİŞ SIKMA PROBLEMİNİ ARTIRDI
Pandeminin getirdiği stres, korku, ekonomik kaygılar ve tedavi edilmeyen çürüklerin, diş sıkma ve diş gıcırdatma olarak da bilinen bruksizmin artmasına sebep olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Set, “Bruksizm, diş kırıkları, periodontal hastalıklar ve çene problemlerine sebebiyet verebileceğinden tedavisinin en kısa süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Bruksizm tedavisi, bruksizme sebep olan diş problemlerinin ortadan kaldırılması, diş sıkmaya sebep olan çene kaslarına botoks uygulamaları ve geceleri sıkmayı önleyecek kişiye özel plaklar ile sağlanmaktadır” diye konuştu.
“KOVİD-19’A YAKALANAN KİŞİLERDE DİŞ SAĞLIĞI PROBLEMLERİ ARTIYOR”
Kovid-19 pandemisinden dolayı dünya genelinde vaka ve ölüm oranının artmaya devam etmesiyle birlikte bu virüsü atlatanlarda da uzun süreli yan etkilerin oluştuğunu belirten Uzman Dr. Set, “ABD’li diş hekimleri, kovid-19 ile enfekte olan kişilerde diş sağlığı problemlerinin arttığına işaret ederek, aniden ortaya çıkan ‘diş kaybı’nın uzun süreli kovidin semptomları arasında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Bununla birlikte ABD’li diş hekimleri yeni tip koronavirüs hastalarında aniden ortaya çıkan diş kaybı vakalarında da artış olduğunu açıkladı. The New York Times gazetesi, diş sağlığı ile ilgili uzun süreli kovid-19 hastalarıyla görüştü. New York'ta yaşayan 43 yaşındaki Farah Khemili adlı kadının ilkbaharda Covid-19'a yakalanmasının ardından bir ay sonra ön dişini kaybettiğini açıkladı. Bununla birlikte Khemili, geçmişte dişleriyle ilgili problemler yaşadığını ve doktorunun ona sigara içtiği için ağzında kemik kaybı olduğunu söylediğini belirtti. İsmini açıklamayan başka bir kadın ise kovid-19'a yakalamasından birkaç hafta sonra dondurma yerken birdenbire bir dişinin ağrı hissetmeden ağzından düştüğünü söyledi. Kovid-19’da pıhtılaşmanın artması, hastalarda emboli riski oluşturarak, hayati organlarda veya diş gibi küçük organlarda oluşması halinde organlar için ölümcül olabilir. Tabi ki embolinin çene kemikleri, dişler ve dişetlerini etkileme olasılığı olabilir. Emboli dişin canlılığında kayıplara sebep olabilir. Ancak bunların hepsi varsayımdır ve çalışmalarla gerçekliğe kavuşturulması gerekmektedir” dedi.
AĞIZ HİJYENİNDE BUNLARA DİKKAT EDİN
Pandemi sürecinde ağız hijyenine yönelik tavsiyelerde bulunan Uzman Dr. Fatma Çiçekdağı Set, günde 3 kez ve 3 dakika etkili bir şekilde diş fırçalama, sonrasında ise diş ipi ve ara yüz fırçası kullanımı ve ardından dil fırçası kullanımı, son olarak da bir antiseptik ağız gargarası kullanımının Kovid-19’un ağza yerleşimini ve oradan da solunum yollarına yayılması riskini azaltabileceğini vurguladı. Ayrıca çoğu diş macununun içinde sulfaktan (aktif yüzey temzileyicisi) ve deterjan olarak sodyum veya magnezyum lauril sülfat bulunduğunu kaydeden Set, şu hususlara dikkat çekti:
“Deterjanlar köpürme özelliği olan aktif bileşiklerdir. 5-7 saat kadar aktif kalarak olası bir virüs bulaşmasında, tıpkı sabunların yaptığı gibi, virüsün dış lipit zarını parçalar ve inaktive ederek virülansını ortadan kaldırır. Aynı şekilde antiseptik ağız gargaraları da ağızda, boğazda virüsün epitel dokusuna yerleşip çoğalmasını önlerler. Diş taşları düzenli aralıklarla temizletilmeli; diş beyazlatıcıları diş hekimleri kontrolünde kullanılmalıdır. Her yemekten sonra su içilmesine ya da ağızların suyla çalkalanmasına dikkat edilmelidir. Öncelikli salgının artışını engellemek için bir evde diş fırçalarının aynı kapta olmaması gerekir. Dişler fırçalandıktan sonra fırçanın temizlenmesi ve ayrı bir kaba gerekirse bir koruyucu kılıfa alınması gerekmektedir. Banyoda diş fırçası açıkta ise klozet kapağı kapanmadan sifonun çekilmemesi yine önemli bir noktadır. Çünkü dışkıda da covid-19 virüsü tespit edilmiştir. Ağızdaki mikroorganizmaların uğrak yeri olduğu ve hastalıklara sebep olabilecek en önemli bölge olduğu yapılan araştırmalarca desteklenmiş olan dilin de her gün düzenli olarak kişiye özel dil fırçaları ile temizlenmesi gerekmektedir.”