Organ nakli olan hastaların Kovid-19 aşısı yaptırmaları öneriliyor
Prof. Dr. Onur Yaprak, "Organ nakilli hastaların inaktif yani ölü aşı almasında hiçbir sakınca yoktur." dedi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından en çok etkilenenler arasında bulunan nakil hastalarının inaktif aşı yaptırmasında sakınca bulunmadığı belirtildi.
İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Onur Yaprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kovid-19 enfeksiyonuna ilişkin elde edilen bilimsel verilerin salgının başına oranla çok daha iyi bir noktaya geldiğini söyledi.
Kovid nedeniyle hayatını kaybedenlere bakıldığında, ileri yaş, kalp ve yüksek tansiyon hastalarının, diyabeti ya da aşırı kilosu olanların, bağışıklığı baskılanmış kanser ve karaciğer, böbrek gibi organ yetmezliği bulunanların ve organ nakli olan hastaların en riskli gruplarda yer aldığını vurgulayan Yaprak, "Organ nakli bekleyen hastalar, Kovid-19'a yakalanması durumunda maalesef ki çok yüksek risk altındalar." diye konuştu.
Böbrek ve karaciğer nakli bekleyen kronik böbrek ve siroz hastalarının, Kovid-19'a yakalandığında kaybedilme risklerinin yaklaşık yüzde 25 olduğuna dikkati çeken Yaprak, "Üstelik karaciğer sirozu olan kişilerde Kovid-19 sonrası iyileştikten sonra bile karaciğer yetmezliklerinin şiddeti artmaktadır. Bu durum Kovid'in ikincil tesiri neticesi oluşan bir sorundur." bilgisini verdi.
Prof. Dr. Yaprak, organ nakli olanların da Kovid-19'a bağlı yoğun bakıma alınma veya kaybedilme riskinin, normal topluma göre daha yüksek olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu hastalarda risk iki yönlüdür. Birincisi bu hastaların yüzde 30-70'inde yüksek tansiyon, diyabet, obezite gibi yandaş sorunlar olması, ikincisi ise bu hastaların bağışıklığı baskılayıcı immunsupresif denilen ilaçları kullanıyor olmasıdır. Organ nakli ile ilgili Transplatation isimli dergide, dünyanın farklı ülkelerinden organ nakli olmuş hastalarda Kovid-19 enfeksiyonun nasıl seyrettiğine dair bir makale yayımlandı. Bildirilen 2015 böbrek, 569 karaciğer, 140 akciğer, 194 kalp nakilli hastasının kovid sonrası ölüm oranları merkezden merkeze değişmekle birlikte yüzde 10 ile yüzde 30 arasında saptandı. Nakil olan hastaların yüzde 70'i hastanede yatarak tedavi görmek zorunda kaldı. Böbrek nakli olan hastaların yüzde 10 kadarı nakil böbreklerini kaybetmişlerdir. Ülkemizde yapılan araştırmalarda da Kovid-19 hastalığı nakil olan hastalarda normal bireylere göre 3-4 kat daha fazla ölümcül sonuçlanmakta, enfeksiyona yakalanan hastaların ortalama yüzde 10'u hayatını kaybetmektedir."
"Doktora danışmadan bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kesilmemeli"
Organ nakli olan hastalarda özellikle ilk 6 ay daha fazla bağışıklık baskılayıcı ilaç verildiğini aktaran Yaprak, bu bakımdan ilk 6 ayındaki hastaların daha yüksek risk altında olduğunu dile getirdi. Kovid-19'a yakalanan nakil hastalarının, mutlaka nakil oldukları hastanedeki doktorlarını haberdar etmesi gerektiğinin altını çizen Yaprak, şunları kaydetti:
"Bu grup hastaların Kovid nedeni ile hastaneye yatırılma açısından normal hastalardan bir farklılığı yok. İlgili hastanedeki enfeksiyon hastalıkları doktorunca hastanın akciğer tomografisi çektirilerek, hastanın muayenesi yapılmaktadır. Ateş ya da solunum sıkıntısı olan hastalar, hastaneye yatırılmaktadır. Bunlara yoksa ayaktan tedavi verilmektedir. Hastalar, kendilerine verilen antiviral tedaviyi nakil oldukları merkez de onaylıyorsa mutlaka almalı. Hastaların kullandığı bağışıklık baskılayıcı ilaçlarda ise hekimler bir düzenleme yaparak azaltma gitmektedir, enfeksiyon tablosu geçen hastalarda tekrar aynı dozlara çıkılmaktadır. İlaç ayarlamasını nakil olduğu merkezler yapacaktır. Hastalardan ricamız hiçbir hastanın doktoruna danışmadan immunsupresif ilacını kesmemesidir."
Prof. Dr. Yaprak, organ nakli olmuş hastaların kullandığı bağışıklık baskılayıcı ilaçların Kovid-19 hastalarında görülen sitokin fırtınasını önlediği buna mukabil virüsün vücuttan atılımını geciktirdiğine dair henüz ispatlanmamış teorilerin olduğunu söyledi.
Virüsün vücuttan atılımının gecikmesi halinde hastaların PCR pozitifliği ve bulaştırıcılık sürelerinin de uzayabildiğini belirten Yaprak, "Bu yüzden hastalar ile temas eden yakınlarının da uyanık olması gerekmektedir." dedi.
"Nakil olmuş hastaların çok daha fazla korunması gerekmektedir"
"Organ nakli olan hastalar içinde hangi organı alan Kovid açısından daha riskli diye sorguladığımızda daha fazla immunsupresif tedavi verilen böbrek nakli hastaları ve primer organ olması nedeni ile akciğer nakli hastaları kalp ve karaciğer nakilli hastalara göre hafifçe daha yüksek riske sahipler." bilgisini veren Yaprak, hangi organın nakil edildiğinden ziyade riski belirleyen faktörün nakil hastasının yandaş hastalıkları olup olmadığıyla ilgisi bulunduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Yaprak, geliştirilen Kovid-19 aşılarına ilişkin, "Organ nakilli hastaların inaktif yani ölü aşı almasında hiçbir sakınca yoktur. Bu bağlamda şu anda Türkiye'ye gelmesi beklenen Çin aşısını tüm nakil olmuş hastalar, nakil oldukları merkeze de danışmak kaydı ile olmalı." diye konuştu.
Hastaların, bağışıklık baskılayıcı tedavi aldıkları için ne derece bir antikor yanıtı oluşacağının şu anda bilinmediğini ifade eden Yaprak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nakil olmuş hastaların mevcut riskleri nedeniyle çok daha fazla korunması gerekmektedir. Maske ve mesafe bu konuda korunmak için en etkili silahlarımızdır. Koronavirüsten korunmanın yolu fizik kurallarını uygulamaktan geçmektedir. Ortamın kapalı olması, kapalı alanın büyüklüğü, ortamda kaç kişi olduğu, bu ortamda geçirilen süre, ortamdaki insanların konuşma, öksürme, hapşırma gibi yoğun virüs saçtıkları durumların olup olmaması, ortamın havalanıp havalanmadığı bulaştaki en önemli noktalardır. Ev dışındaki kapalı alanlarda bu grup hastalar mutlaka çift maske takmalı, mümkünse toplu taşım kullanmamalı ancak kullanması gerekiyorsa mutlaka maske üzerine siperlik takmalı."