Boyun fıtığına davetiye çıkarıyor!
Şiddetli boyun ağrısı, kollarda uyuşma ve karıncalanma varsa boyun fıtığı olabilirsiniz…
Modern hayatın getirdiği bazı olumsuzlukların boyun fıtığı görülme oranını artırdığını belirten Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan boyun fıtığı konusunda ayrıca şunları söyledi: Omurgamızın boyun kısmı 7 adet omur kemiğinden oluşur. Bunlardan birinci ve ikinci omur kemikleri arası hariç diğer omur kemikleri arasında disk adını verdiğimiz çok özel anatomik yapılar bulunur. Boyun fıtığı, boynumuzdaki omur kemikleri arasında yer alan bu kıkırdak yapıların omurilik kanalına doğru taşması, fıtıklaşması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Boyun fıtığı teşekkül ettikten sonra omurilik kanalının içinden geçen omuriliğe ve / veya omurilikten çıkan sinirlere bası yaparak kendini belli eder. Uzun saatler boyunca bilgisayar ekranının karşısına geçerek hareketsizce çalışmak durumunda olan insanlar boyun fıtığı gelişimi açısından risk altındadırlar. Masa başında çalışırken ara sıra ayağa kalkıp dolaşmak gerekir. Ayrıca boyun egzersizleri iş yerinde de yapılabilir. Sağlıklı iken veya ağrısız dönemlerde devam edilecek egzersizler boyun fıtığına yakalanmayı engellemek ve varsa boyun fıtığının ilerlemesini önlemek açısından yararlıdır. Yürümek, spor yapmak ve özellikle yüzmeyi tavsiye ederim. Doğal ve uygun tarzda beslenmek, sigara ve alkolden uzak durmak gerekir. Bütün hastalıklarda olduğu gibi boyun fıtığında da hastalığa yakalanmadan önce tedbir almak çok daha önemlidir.
Boyun Fıtığı Ameliyatı Artık Korkulu Rüya Değil…
Boyun fıtığı olan hastada boyun ağrısı; kollarda ve ellerde ağrı, uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, çabuk yorulma; kol ve ellerdeki adalelerde erime görülebilir. Adale spazmı, boyun düzleşmesi veya boyunda eğiklik, boyun hareketlerinde kısıtlılık, baş dönmesi, bulantı, kulak çınlaması boyun fıtığında rastlanan belirtilerdendir. Boyun ağrısı kafa arkasına, omuzlara, iki kürek kemiği arasına, göğse ve kalbe doğru yayılabilir. Bazen boyun ve kol ağrısı o kadar şiddetlidir ki hastayı uyutmaz. Belirtiler tek veya çift taraflı olabilir. İlerlemiş boyun fıtığı bazen bacaklara giden sinir elemanlarını da sıkıştırarak yürüme bozukluluğu yapabilir. Boyun fıtığı zamanında tedavi edilmezse klinik tablo her iki kol ve her iki bacakta felç oluşumuna kadar gidebilir. Tüm vücudu kapsayan duyu kaybı, idrar ve büyük abdestini kaçırma veya yapamama gibi durumlar ortaya çıkabilir. Boyunda spinal stenoz dediğimiz omurilik kanal darlığı yani dar omurga kanalı da boyun fıtığı ile benzer belirtiler gösterebilir. Teşhiste buna dikkat etmek ve her iki hastalığı birbirinden ayırt etmek çok önemlidir. Çünkü tedavi buna göre değişecektir.
Bel fıtığında olduğu gibi boyun fıtığı tedavisinde de hastanın durumu uygunsa öncelikle konservatif tedavi dediğimiz ameliyat dışı yöntemler denenmelidir. İstirahat, ilaç, kısa süreli boyunluk kullanılması, fizik tedavi ve benzer tarzdaki uygulamalar öncelikli olarak düşünülmelidir. Ancak uzman doktor ameliyat kararı vermiş ise bunu da geciktirmemek gerekir. Çünkü gecikme neticesinde telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkabilir.
Boyun fıtığı teşhisi konan bir hastada sadece şiddetli boyun ağrısı ve kol ağrısı bulunması o hastanın mutlak ameliyatlık bir hasta olduğunu göstermez diyen Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan, ancak beraberinde his kaybı ve kuvvet kaybı da varsa ameliyatı düşünmek gerektiğini belirtti. Özellikle kuvvet kaybı varsa ve bu kuvvet kaybı kötüye doğru gidiyorsa o hastanın durumu kendisine etraflıca izah edilmeli, ameliyat olmasının gerektiği anlatılmalıdır. Bir de boyun ve kol ağrısı çok şiddetli olan, bu yüzden yaşam kalitesi uzun süre çok düşük seyreden ve cerrahi dışı metotlarla bir türlü iyileşmeyen hastalar vardır. Dayanılmaz, inatçı bir ağrıya sahip bu hastalar da ameliyata adaydırlar. Böyle hastalara bulundukları konum ayrıntılı bir şekilde anlatılmalı ve ameliyat kararı kendilerine bırakılmalıdır. El, kol veya omuz adalelerinde erime (atrofi) olan hastalarda da ameliyat düşünülebilir. Boyun fıtığı bulunan bir hastada her iki kol ve her iki bacakta beraberce uyuşma, güçsüzlük, felce doğru gidiş, tüm vücudu kapsayan duyu kaybı, idrar ve büyük abdest kontrolünün bozulması gibi belirtiler varsa bu acil bir durumdur. Böyle bir hastada dakikaların bile önemi vardır. Gece yarısında dahi olsa acilen ameliyata girilerek sinir elemanları üzerindeki bası bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Boyun fıtığı bu derece ilerlemiş hastalarda bazen ameliyata rağmen dönüşü olmayan durumlar ortaya çıkabilir. En iyisi zamanında sağduyulu bir karar verilerek gereken yapılmalı ve bütün bu olumsuz koşulların ortaya çıkması önlenmelidir.
Boyun fıtığı ameliyatı tecrübe ve titizlik gerektiren özel bir Bazı hususlara dikkat edilirse sonuçlar genellikle yüz güldürücüdür. Boyun fıtığı hastası ameliyat edilirken yemek borusu, soluk borusu, şah damarı, lenf kanalı, omurilik ve sinir elemanları gibi çok sayıda hassas anatomik yapının çevresinde çalışılmaktadır. Onun için cerrahın tecrübeli olması ve ciltten itibaren mikroteknik ile çalışması çok önemlidir. Boyun fıtığı ameliyatı ön taraftan (anterior girişim) veya arka taraftan (posterior girişim) tarzında yapılabilir. Burada cerrah her hastayı ayrı ayrı değerlendirmeli ve tecrübesini de işin içine katarak kararını vermelidir. Boyun fıtığı ameliyatı sırasındada önemli olan öncelikle hastaya zarar vermemektir. Bunun için ameliyat yapacak olan doktor her türlü tedbiri almalıdır. Ciltten itibaren mikroteknik ile çalışmak ameliyatın emniyetini artırır. Boyun fıtığı ameliyatında mikroteknik kullanılırken sinir elemanlarını yakınında çok ince ve kibar cerrahi aletlerle işlem yapılmalıdır. Uygun seçilmiş hasta, uygun cerrahi aletler, uygun teknik, uygun ekip ve tecrübeli bir cerrah başarı şansını yükselten faktörlerdir. Bu günün hastaları düne göre daha şanslıdırlar. Mikroteknik ile emniyetli bir şekilde ameliyat ettiğimiz boyun fıtığı hastaları aynı gün ayağa kalkıp yürüyebilmekte ve ertesi gün taburcu olmaktadırlar. Tıp bilimi de insanlık gibi sürekli iyiye doğru gidiyor. Gelecekte insanları çok daha güzel günler beklemektedir.