Prof. Dr. Aykaç: Tünel kalıp sistemi ile yapılan evleri tercih edin
Deprem bölgesi Kahramanmaraş ve Hatay'da, binalarda incelemede bulunan Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sabahattin Aykaç, tünel kalıp sistemiyle yapılan binaların yıkılmadığını gördüğünü söyledi. Prof. Dr. Aykaç, "TOKİ çok doğru bir karar alarak yaptığı evlerin çok büyük bir kısmını tünel kalıp sistemi olarak tasarladı. Hayati derecede doğru bir seçim yaptı. Yıkımın önüne geçmenin yolu yapılarda bol miktarda perde kullanmaktır. Tünel kalıp sistemlerinin ise hepsi perdedir. Ev alırken hiçbir şey bilmiyorsanız, tünel kalıp sistemi ile inşa edilen evleri tercih edin" dedi.
Gazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde öğretim üyesi Prof. Dr. Sabahattin Aykaç, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin büyük yıkıma yol açtığı Kahramanmaraş ve Hatay'da incelemelerde bulundu.
Depremde yıkılan ve hasar gören binalarda inceleme yapan Prof. Dr. Aykaç, "Bir yapı yıkılmadıysa 'Bu sağlamdır' deniliyor. Hayır, bunu kesinlikle söyleyemezsiniz. Bu evet belki iyi bir göstergedir. Ancak özellikle depremin dayanımı düşük yapılar üzerindeki etkisi biraz daha rastgele bir olaydır. Bu şans bir daha verilmeyebilir. Yeni binalarda ise biz göçme olmadıysa 'bina görevini yerine getirmiş' olarak değerlendiririz. Çünkü biz binaları tasarlarken binaları göçmeyecek şekilde tasarlarız. Ancak konut yapılarında ağır hasarları göze alırız. Yani 500 yılda bir gelecek en büyük depremde biz binanın ağır hasar almasını göze alırız, yeter ki göçmesin. Bu, şu demek; deprem olduktan sonra insanlar içinden canlı çıksın" diye konuştu.
'ÖLÜMCÜL HATA'
Sağlam yapının tasarımının, üretiminin ve denetiminin iyi olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Aykaç, "Sizin projeniz istediği kadar iyi olsun üretim aşamasında bazı detaylara uyulmuyorsa bunlar ölümcül sonuçlar oluşturabiliyor. Örnek vermek istersem bizim taşıyıcı elemanlarda kullandığımız etriyeler (betonarme yapılarda kolon, kiriş gibi taşıyıcı sistem elemanlarının boyuna donatılarını saran, inşaat çeliğinin bükülmesiyle elde edilen bir sargı donatısıdır) var. Bu etriyelerin de kancaları vardır. Siz bu kancaları halk dili ile 45 derece değil de 90 derece yaptığınız anda o etriyeyi istediğiniz kadar sık yapın hiçbir faydası olmayacaktır ve ölümcül bir hatadır. Çünkü artık o etriye o kolonu sargılayamaz, parçalanmanın önüne geçilemez" dedi.
Aykaç, aynı zamanda beton harcının içine karıştırılan çok miktarda suyun da tehlike arz ettiğine dikkat çekti.
'TOKİ'NİN TÜNEL KALIP BİNALARI YIKILMADI'
Depremlerde çok sayıda binanın yıkılmasına rağmen TOKİ binalarının yıkılmamasını ise inşaatların tünel kalıp sistemlerine uygun yapılmasından kaynaklı olduğunu vurgulayan Aykaç, "Evet yıkılmayan TOKİ'nin evleriydi; ama TOKİ'nin evlerinden tünel kalıp olan binalar yıkılmadı. Tünel kalıp bina şu demek; bizim binalarımız binlerce ton ağırlığındadır. 5 bin ton ağırlığındaki bir binaya yandan gelecek depremin ağırlığı da bin ton civarındadır. Siz 5 bin ton ağırlığındaki bir kütleyi kürdan gibi sıska kolonlara oturtursanız ve bu esnada yandan da bin ton gibi büyük kuvvet verirseniz o binanın ayakta durmasını bekleyemezsiniz. Çökme neredeyse kaçınılmazdır. Bunun önüne geçmenin yolu ise yapılarda bol miktarda perde kullanmaktır. Betonarme perde şu demek; kolonun uzun kenarı, dar kenarının en az 6 katı ise biz ona betonarme perde diyoruz. Bunların yatay yüklere yani deprem yüküne karşı direnimi son derece iyi. Tünel kalıp sistemlerde ise hepsi perdedir. Orada kolon denen bir şey yok. Kapı üstlerinde oluşan kirişciklerde oluşan hasarları biz zaten biliyoruz. Dolayısıyla kapı üzerindeki kirişin parçalanmasının hiçbir önemi yok. Çok rahat yerine konabilir. Ev alırken hiçbir şey bilmiyorsanız tünel kalıp sistemi ile inşa edilen evleri tercih edin" diye konuştu.
'TAŞIYICI SİSTEM MALİYETİ YÜZDE 30'
Prof. Dr. Aykaç, bu sistemin maliyet açısından da çok ekonomik olduğuna dikkat çekerek, "Benim artık kuvvetli inancım şu; biz konutlarımızı da hastaneler gibi hemen kullanacak şekilde tasarlamalıyız ki böyle bir deprem olduğunda vatandaş binasını tekrar kullanabilsin. Dolayısıyla böylece çok büyük bir krizin de önüne geçebiliriz. Burada şu denilebilir, 'Siz bunu yaptığınızda ekonomik açıdan zor değil mi?'. Emin olun ki hala çok ekonomiktir. Bakın, sıradan konut türü yapılarda, bir konutun toplam maliyeti içindeki taşıyıcı sistemin maliyetinin oranı yüzde 30 civarındadır. Esas parayı biz fayansa, boyaya yani görüntüye harcıyoruz. Zaten taşıyıcı sistem toplamda çok bir şey oluşturmadığında biz o yüzde 30'luk kısmı yüzde 31 yaparak bunu çok rahat sağlayabiliriz. Dolayısıyla burada kimse 'Bu ekonomik değil' gibi bir iddiada bulunamaz" dedi.