‘Misyonerlik’ tehdit olmaktan çıkarılmış
Malatya’da katledilen 3 Hıristiyanın ölümüne ilişkin görülen Zirve Davası’nda, Jandarma tarafından mahkemeye gönderilen yazıda misyonerliğin 2010 yılından itibaren iç tehdit sayılmadığı belirtildi
Milliyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, Jandarma Genel Komutanlığı’nın Malatya’da 3 Hıristiyan’ın öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamı davasına gönderdiği yazıda, misyonerliğin 2010’da Milli Güvenlik siyaset Belgesi’nde yapılan değişiklikle iç tehdit olmaktan çıkarıldığı belirtildi. Jandarma, mahkemenin sanıkların misyonerlikle ilgili istihbarat faaliyetlerinin olup olmadığı sorusuna ise, evrakların bilgi havuzunda oduğunu, ancak imza atan personelin imzasının sistem nedeniyle görülemediği yanıtını verdi.
Aşırı sağ faaliyetler daraldı Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yönelttiği sorulara ilişkin Jandarma Genel Komutanlığı’nın 8 Ağustos 2014’te gönderdiği “Gizli” ibareli yazıda, “Misyonerlik faaliyetleri Milli Güvenlik Siyaseti’nin genel değerlendirmeleri doğrultusunda, diğer istihbarat birimlerinde olduğu gibi Jandarma Genel Komutanlığı’nca aşırı sağ unsurların tasnifi içerisinde yer almış, bu maksatla da aşırı sağ faaliyetler (ASAF) kapsamında değerlendirme ve işleme tabi tutulmuştur. 2010’dan sonra aşırı sağ faaliyetlerin kapsamı ‘dini istismar eden terör örgütleri’ olarak daraltığından, bu tarihten itibaren misyonerlik güvenlik değerlendirmelerinin dışında tutulmuştur” denildi.
Yazıda, mahkemenin bazı sanıkların misyonerlikle ilgili istihbarat faaliyetlerinde görev alıp almadıkları sorusuna ise, misyonerlik ile ilgili istihbari bilgilerin İstihbarat Bilgi Havuzu’na girdiği, ancak sistemden evrakı imzalayan personelin ismi görülmediği için Komutanlıkça herhangi bir tespit yapılamadığı bilgisi yer aldı.
Sahte delil sorusu Hafta başında yapılan duruşmada mahkeme, yasadışı dinleme soruşturmasında tutuklanan iki eski polis müdürü Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer’in Zirve davasının asker sanıkları ile ilgili soruşturmada, “görevlerini kötüye kullandıkları” iddialarının İstanbul Başsavcılığı’ndan sorulmasına karar verdi. Yazıda, sahte delil üretmekle suçlanan iki isimle ilgili dosyada Zirve Yayınevi konusunda belge ve bilgi bulunup bulunmadığı sorulurken, katliam davasında yargılanan askerlerin daha önce Yılmazer ve Atayün’ün de aralarında olduğu 9 polis hakkındaki şikâyetinin ardından açılan soruşturmada iki polisin görevlerini kötüye kullandığı ileri sürülmüştü.
Çınar’a, yurtdışı yasağı Bu arada mahkemenin, sanıkların, “kovuşturmanın genişletilmesi” taleplerinin birçoğunu kabul etmesi ve özellikle verdiği ifadelerle jandarma subayların tutuklanmasında büyük rol oynayan gizli tanık-sanık İlker Çınar’la ilgili birçok araştırma yapılmasına karar vermesi dikkati çekti. Mahkeme, Çınar hakkında yurtdışı çıkış yasağı konulması” talebini kabul etti. Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ın tanık olarak dinlenilmesine karar veren mahkeme, Çınar’ın daha önce yargılandığı askeri mahkeme dosyasında mahkûmiyet kararını veren hâkimin de dinlenmesine ve Çınar’ın kullanıldığı 5 GSM hattının HTS kayıtlarının TİB’den istenmesine karar verdi. Mahkeme, Hurşit Tolon’un duruşmalara katılmama talebini de kabul etti.