Gazete Vatan Logo

Kuraklık kapıda! “Maalesef karamsarım, önlem alınmazsa bir doğal afet haline gelecek”

Türkiye tarihinin en kurak dönemini yaşıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün temmuz ayı kuraklık analizi ve yağış raporu da bu gerçeği gözler önüne serdi. Türkiye'nin büyük bölümü şiddetli kuraklık riskiyle karşı karşıya. Haritaya göre temmuz ayı yağışları Karadeniz dışındaki tüm bölgelerde normaline göre azaldı. Düzce ve Zonguldak'ta ise son 63 yılın en yüksek temmuz ayı yağışı kaydedildi. Çözüm olarak kuraklık, aşırı yağış yönetimi ve iklim değişikliği politikalarının birlikte ele alınması gerektiğini söyleyen İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Tekin Altuğ, önümüzdeki yıllarda kuraklığın daha maliyetli bir doğal afet haline geleceğine, dünyanın kuraklığa bağlı bir de gıda kriziyle karşı karşıya kalacağına dikkat çekti. Türkiye’nin olası kuraklık tehditine karşı yeterli bilince olup olmamasına yönelik sorulan soruya ise “Bu konuda maalesef karamsarım.” Diyerek üzücü tablonun altınız çizdi.

Kuraklık kapıda! “Maalesef karamsarım, önlem alınmazsa bir doğal afet haline gelecek”

Duygu YEŞİLGÖZ/ gazetevatan.com

Ayçiçeği kuraklık vurdu, İstanbul’un üç aylık suyu kaldı, Meriç Nehri’ni kuraklık vurdu, Aşırı sıcaklık ve kuraklık yavru leyleklerin yaşamını tehdit ediyor, Kuraklık nedeniyle tarihi köprünün ayakları ortaya çıktı… Son günlerde basına yansıyan bu haberler Türkiye’nin kuraklık gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün her ay yayımlanan ve kuraklık analizlerinin yapıldığı Normalin Yüzdesi Metoduna (PNI - Percent of Normal Index) Göre de 2023 Temmuz Ayı Meteorolojik Kuraklık Durumu'na ilişkin harita korkuttu.

Kuraklık kapıda “Maalesef karamsarım, önlem alınmazsa bir doğal afet haline gelecek”

Haritada ülkenin büyük bölümünün 'şiddetli kuraklık' altında olduğu görülüyor. Trakya, Akdeniz, Ege, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin çok büyük kısmının 'şiddetli kuraklık' yaşadığı ortaya çıktı. Karadeniz, İç Ege, Doğu Anadolu'nun kuzeyi ve İç Anadolu'nun güneyinde Niğde ve Konya'da belirli bölgeler ile Batı Marmara'da kuraklık ölçümleri 'normal ve üzeri' olarak gösterildi.

Kuraklık kapıda “Maalesef karamsarım, önlem alınmazsa bir doğal afet haline gelecek”

“KURAKLIK, DOĞAL AFETLER ARASINDA EN KAPSAMLI ETKİYE SAHİP”

Haberin Devamı

Meteoroloji tarafından yayınlanan kuraklık haritasını “Bu veriler 2023 yılının ciddi bir kuraklık içinde olduğunu ortaya çıkarmıştır” sözleriyle değerlendiren İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Altuğ, “Meteorolojik karakterli doğal afetler içerisinde en kapsamlı etkiye sahip olanı kuraklık olayıdır. Kuraklık sosyal, çevresel ve ekonomik olarak önemli zararlar oluşturur” diyerek Kuraklık Yönetim Planlarının acilen oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı:

Bu tür bir planda su yönetimini, aşırı yağış yönetimini ve iklim değişikliği politikasının dikkate alınması gerekir. Kuraklığın etkilerini önlemek veya en aza indirmek için gerekli önlemlerin önceden planlanması elzemdir. Hem kısa vadeli hem de uzun vadeli önlemler masaya yatırılıp, gereken tedbirlerin zamanında oluşturulması için bir çerçeve belirlenmeli. En verimli çözüm ise tüm önlemlerin uygun planlama araçları ve paydaş katılımı ile önceden tasarlanmasıdır.

Kuraklık kapıda “Maalesef karamsarım, önlem alınmazsa bir doğal afet haline gelecek”

“KURAKLIĞIN UZUN SÜRMESİ TOPRAĞI ÇÖLLEŞTİRİR”

Haberin Devamı

Türkiye’nin Birleşmiş Milletlerin Hükümetlerarası İklim Paneli çalışmalarını ve Taraflar Konferansının çalışmalarını yakından takip ettiğini de belirten Altuğ, ülkemizin kuraklıkla mücadelede yeni gelişmeleri adapte etme konusundaki başarısına değinerek kuraklığın tarım üzerindeki etkisine dikkat çekti ve kuraklığın olası senaryolarını sıraladı:

“Kuraklıkların tarım üzerinde önemli bir etkisi vardır ve bunun sonucunda mahsul kıtlığı, daha yüksek bitki hastalığı insidansı ve hatta açlık krizi gibi sonuçlar ortaya çıkar. Uzun süreli veya sık sık tekrarlanan kuraklık dönemlerinde toprak ve bitki örtüsü o kadar ağır hasar görür ki çölleşme meydana gelir.

“BİNALAR KURAKLIK NEDENİYLE ÇÖKEBİLİR”

Toprak ve bitkiler kuruduğunda, yerleşim alanlarındaki yüksek değerli varlıkların yok olma riskiyle birlikte orman yangını çıkma olasılığı artar. Binaların şişen kil üzerine inşa edildiği bölgelerde, kuraklık sırasında zemin büzülerek çökmeye neden olabilir. Sonuç olarak binalar, örneğin çatlama ve eğilme yoluyla hasar görebilir.

Haberin Devamı

Diğer taraftan sıcak hava dalgaları sebebiyle ülkemizdeki denizlerde yaşayan deniz canlılarının çeşitliliği değişmekte olup, birçok deniz canlısı türümüz yok olma tehdidi altındadır.”

Kuraklık kapıda “Maalesef karamsarım, önlem alınmazsa bir doğal afet haline gelecek”

MİLYONLARCA DOLARLIK HASAR

Sıcak hava dalgalarının ve kuraklığın etkisini hisseden tek sektörün tarım ve ormancılık olmadığının altını çizen Altuğ, milyarlarca doları bulan ekonomik kayıplara da dikkat çekti.

“Denizcilik ve enerji, örneğin nehirlerdeki su seviyelerinin çok düşmesi veya soğutma suyu sıkıntısı nedeniyle elektrik santrallerinin kapatılması gerektiğinde, etkilenen endüstri sektörlerinden bazılarıdır.”

Kuraklığın önümüzdeki on yıllarda son derece maliyetli bir doğal afet haline geleceğini vurgulayan Altuğ vatandaşların kuraklık konusunda yeterli bilince sahip olmadığını üzülerek belirtip; bireysel olarak kuraklığı azaltmak için birçok şeyin yapabileceğini söyledi:

“İLK ADIM SUYU KORUMAK”

“Kuraklığı azaltmak için atabileceğimiz ilk adım suyu korumaktır. Suyu akıllıca kullanırsak hem bizim hem bitkilerin hem de vahşi yaşamın ihtiyacı olan suyun daha uzun kullanımını sağlayabiliriz. Suyun nereden geldiğini anlamak da bunun ilk kuralıdır. Su kaynaklarında azalma varsa, daha az kullanılması kuraklık etkilerini azaltmak için yapılabileceklerin başında gelir.

Haberin Devamı

Su tasarrufu kadar, sahip olduğumuz suyun kalitesini korumak da kuraklık riskini azaltmada son derece önemlidir. Arabalarımızdan çıkan petrol ve gaz, madencilikten kaynaklanan kimyasallar, sanayide kullanılmayan arıtmalar yaygın su kirleticiler arasında yer alır. Buna karşı önlem alırsak suyun kirlenmesine doğal olarak kirlenen bu suların çevremizdeki bitki ve doğal yaşama geri dönülmez zararlar vermesinin önüne geçer ve su kaynaklarının daha uzun gitmesini sağlayabiliriz.