Konya'da 4.8 büyüklüğünde deprem! AFAD duyurdu
Konya'nın Kulu ilçesinde 4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiği bildirildi. 6 Şubat depremlerinden sonra uzmanlar Türkiye’nin kaydığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Bu kaymanın Konya'da yaşanan depremleri tetikleme ihtimali var mı? Prof. Dr. Murat Utkucu 'harita' detayına dikkat çekerek gerçeği açıkladı.
AFAD'dan yapılan açıklamada Konya'nın Kulu ilçesinde 4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiği açıklandı.cDepremin merkez üssü, Konya'nın Kulu ilçesinin 16 kilometre güneyi. Söz konusu nokta, Kulu ve Cihanbeyli arasında bulunuyor.
OLUMSUZLUK YOK
Saat 07.58'de meydana gelen depremin derinliğinin 13 kilometre olduğu öğrenildi. Depremde ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.
KANDİLLİ: 4.7 OLARAK AÇIKLADI
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin merkez üssünü Kulu ilçesi Tavşançalı Mahallesi, büyüklüğünü ise 4.7 olarak açıkladı.
DEPREMLE ADI ANILMAYAN KONYA NEDEN SALLANDI?
6 Şubat depremlerinden sonra uzmanlar Türkiye’nin kaydığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Bu kaymanın Konya'da yaşanan depremleri tetikleme ihtimali var mı? 'Asrın Felaketi' depremlerle adı anılmayan Konya'yı tehlikeli bölge haline getirmiş olabilir mi? Prof. Dr. Murat Utkucu 'harita' detayına dikkat çekerek gerçeği açıkladı.
#DEPREM
— AFAD Deprem (@DepremDairesi) August 29, 2023
Büyüklük:4.8 (Mw)
Yer:Kulu (Konya)
Tarih:2023-08-29
Saat:07:58:14 TSİ
Enlem:38.929 N
Boylam:32.974 E
Derinlik:13.57 km
Detay:https://t.co/YKbwD1k55s@afadbaskanlik @trthaber @anadoluajansi
‘TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE 5.0’LİK DEPREM GERÇEKLEŞİR’
Konya depremlerle adı anılmayan bir bölge olsa da, 2000 ve 2002 yıllarında şehri etkileyen büyük depremler kaydedildi. Akşehir Depremi olarak da adlandırılan ve 15 Aralık 2000 tarihinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki sarsıntı Konya’yı da etkiledi. 3 Şubat 2002 yılında ise 6.5 büyüklüğündeki Çay-Sultandağı Depremi yaşandı. Afyon merkezli 8.0 şiddetindeki deprem Konya’yı da etkiledi ve 42 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Prof. Dr. Utkucu da, Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunun altını çizerek fay yakınında ve uzağında depremin etkisinin nasıl olacağına değindi. Konya’da yaşanan geçmiş depremleri hatırlatan Prof. Dr. Murat Utkucu sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye’nin her yerinde 5.0 büyüklüğündeki depremden etkilenmek mümkün. İlla fay üzerinde olmaya gerek yok, uzakta da olsanız etkilenebilirsiniz. Türkiye bir deprem ülkesidir, Türkiye’de deprem olmayacak tek bir yer yok. Depremin iki önemli tehlikesi olabilir. Birisi yer sarsıntısıdır, ikincisi yüzey kırığı yani fay hattındaki harekettir. Mesela yüzeyde demir yolunu ‘s’ şeklinde bozan yüzey kırıkları, binanızın altında olsaydı ne kadar sağlam olursa olsun binanız yıkılırdı. Demir yolunu ‘s’ yapan binaları da ne hale getirirdi. Ancak bu sadece fay üzerinde olur, faydan 200 metre ileri gidin bunu göremezsiniz. Sadece sallanırsınız."
'DEPREM RİSK HARİTASI YANLIŞ YORUMLANIYOR'
Deprem risk haritasının yanlış anlaşıldığını ve bazı bölgelerde hiç deprem olmayacakmış algısının ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Utkucu, bu haritanın belirli bir zaman aralığındaki depremler ve veriler referans alınarak oluşturulduğuna dikkat çekti. Utkucu, deprem olmaz algısının hakim olduğu bölgelerdeki deprem riskini, ‘saat’ örneği vererek açıkladı. Prof. Dr. Utkucu, “Biliyorsunuz saatin içinde bir sürü çark var. Bazı çarklar çok hızlı dönüyor bazıları ise çok yavaş dönüyor. Bir çark mesela 200 yılda bir dönümünü tamamlıyor. Ama aynı mekanizmaya bağlı diğer çarklar farklı çapta oldukları için sadece bir diş atlıyor. En fazla dönen çark Doğu Anadolu Fay Hattı'dır. Sistemin her kısmının vazifesi farklı, dolayısıyla dönümleri de farklı. Bir çarkın 7 metre 30 santim hareket etmesi diğerlerinin de aynı oranda hareket edeceği anlamına gelmez. Mesela, onunla bağlantılı diğer fay 2-3 santimetre hareket etmiştir” diye konuştu.
'KONYA’DA DA DEPREM OLABİLİR'
Prof. Dr. Utkucu, Konya’da deprem algısının yerleştiğine işaret ederek bu durumun deprem risk haritalarının yanlış yorumlanmasından kaynaklı olduğuna dikkat çekerek şunları ekledi:
"Bu bir inanış tabii, Konya’da deprem olmaz orası deprem bölgesi değil şeklinde. Bu durum deprem risk haritalarına bakan halkın arasına yerleşmiş. Konya’da deprem olmaz diye bir şey yok. Depremi sadece fay hattı olarak düşünmeyin, depremin dalgaları yayılıyor. Mesela şubat ayında Maraş’ta deprem oldu, 450 kilometre ötede Diyarbakır’da hasar var, ölüm var. Bu durum Konya için de söz konusu. Konya’nın merkezinde fay yoksa bile şehrin çevresindeki faylardan kaynaklı büyük bir deprem böyle bir yer hareketi üretebilir. O civarda mesela Sultandağı fayı var. Yakın civardaki fayların üreteceği depremler Konya’da hasara neden olabilir. Konya dediğimiz yer Türkiye’nin en büyük ili; mesela Tuz Gölü fayı var, geçmişte de deprem üretmiş bir fay. Bu faylar üzerinde çalışılması gerekiyor. Sadece tarihi kaynaklar da yeterli değil. Mesela 4-5 bin yılda bir deprem üretiyorsa deprem geçmişini nereden bilebiliriz ? 4 bin yıl önce deprem oldu da yazılı tarih ne zaman başlıyor. Dolayısıyla Konya’da deprem olmaz iddiaları çok ayrıntılı araştırmalarla desteklenmeli. Konya’da deprem olmadığını ispatlamak için tüm tarihe bakmak lazım."
NACİ GÖRÜR 'DEPREM BEKLENTİM BİRAZ DEĞİŞTİ' DİYEREK UYARDI
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından açıklamaları dikkatle takip edilen Prof. Dr. Naci Görür'den de çarpıcı uyarılar geldi. YouTube üzerinden yayınlanan bir programa konuk olan Prof. Dr. Görür, "Türkiye'deki deprem beklentim benim biraz daha değişti" diyerek dikkat çeken yorumlarda bulundu.
Görür'ün açıklamalarından satır başları şöyle:
Benim deprem beklentim biraz değişti. 6 Şubat depremlerini çok normal, rastgele herhangi bir levha içindeki bir fayın deprem üretmesi gibi algılamamak lazım. Burada 3 levha bağıl olarak birbirlerine göre ciddi hareket yaptılar. En azından 7,5 metre. Bu levhaların bu boyutta hareket etmeleri onların yakın çevrelerindeki her şeyi etkiledi. Stres alanını değiştirdi. Stres bir fayın kendi içindeki kayayı kırmak için ihtiyaç duyduğu kuvvet. Bu levha hareketleri her fayın içine o kayaları kırmak için ihtiyaç duyduğu kuvveti yükledi. Depremin olduğu gün 'Hatay'a, Adana'a havzasına dikkat edin' dedik. 15 gün sonra Hatay'da 6.3 oldu. Adana'da bazı depremler oldu. Malatya'ya Elazığ tarafına dikkat edin dedik. Elazığ 2020'de deprem oluşturdu. Elazığ'da sorun görmüyorum. Hatta 'Adana, Kayseri, Sivas ve Bingöl'de deprem olursa şaşırmayın' dedim.
'FAYLARDA ERKEN HAREKETE GEÇME OLABİLİR'
Doğu Anadolu'da stresi biriktirmiş, deprem oluşturma periyodu yaklaşmış olan faylarda erken harekete geçme olabilir. Doğu Anadolu Avrasya ile Arap Levhası arasında sıkışıyor. Ne kadar sıkışmak demek o kadar stres. Bu hemen deprem olacak demek değil. İşte stres yükleme bardaktaki son damla görevini göreceği faylarda depremi önceye çekmiş olabilir.
'KAYSERİ 700 KM CANLI FAY ÜZERİNDE OTURUYOR'
Mesela Kayseri'de deprem oldu. Ama kimileri de çıkıyor; 'Kayseri'de 7 büyüklükte deprem olmaz' diyor. Kayseri halbuki canlı bir fayın üzerinde oturuyor. Üzerinde oturduğu fay 700 kilometre uzunluğunda. Bir fay depremi ne zaman oluşturur tekerrür periyodu dolarsa. 99 depremlerinden sonra biz bağırdık; 'Marmara tehlikede' diye. Çünkü 99 depremleri önemli ölçüde stresi Marmara'nın altına yükledi. Normalde 99 depremleri olmasaydı depremi normal periyodunda bekleyecektik. Halbuki şimdi erkene çekti, onun için alarm veriyoruz.
ŞENGÖR'ÜN İSTANBUL'U TERK ETMESİ
Celal Şengör'ün İstanbul'dan taşınma konusuna da değinen Görür sözlerini şöyle sürdürdü:
"Celal daha okulu bitirdiği, mezun olduğu zaman isteseydi dünyanın herhangi bir ünversitesinde en ünlü profesörlerden biri olurdu. Celal 'Biz Türkiye'de çalışacağız ' dedi. İstese bugün bile istediği yere gider. Sırf İstanbul'da farkındalık oluşsun diye 'Ben İstanbul'u terk ediyorum' demiştir. Gittiği yerde Çanakkale, çok uzak değil. Ülkemizin yetiştirdiği ender bilim adamlarından biri. Özenli olmak lazım onun hakkında"
'AFAD TRAKYA'DA DEPOLAR OLUŞTURUYOR'
Deprem sonrası istanbul'u neler bekliyor? sorusuna ise Görür şu yanıtı verdi:
"Bugünkü deprem bölgesine bakın alt yapı büyük ölçüde tahrip oldu. Doğal gazdan dolayı patlamalar oluyor. Yer yer yangınlar oluyor. Kanalizasyon sistemi, içme suyu şebekesi bunlar birbirine karışıyor. Mikrobik bir ortam oluyor. İstanbul'un yollarını düşünürsen, yolların devreden hızla çıkacağı kesin. Dolayısıyla deprem sırasında insanlar kendi yakınları için koşacak, onlar da trafik oluştaracak. Onun için AFAD Trakya'da depolar oluşturuyor. Halk bunu yanlış anlıyor. Deprem mi gelecek falan? Stratejik olarak orası doğru bir yer. AFAD doğru yapıyor. Dolayısıyla Marmara dışından yardım bekleyeceksin. İstanbul'a yardım için bir düşünce varsa, birikim ve lojistiğimizi şimdiden, Anadolu'da uygun bir yerlerde bekletmemiz lazım. En önemli yardım 72 saat içinden olur. En önemlisi bir bina yıkıldığı zaman inanılmaz bir toz bulutu çıkıyor. 20 bin 30 bin binanın aynı yıkıldığı İstanbul'daki atmosferi düşünün. Toprak kirlenecek, su kirlenecek.