Hacı adaylarına uyarı!
Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara giden hacı adaylarının MERS virüsüne yakalanma ihtimalinin olduğunu belirten uzmanlar, hastalığın belirtilerine dikkat çekiyor.
Başta Suudi Arabistan olmak üzere Ortadoğu ülkelerinin ve Hacca gidenleri tedirgin eden MERS virüsü korkutmaya devam ediyor. İlk olarak 2012 yılında görülen ve kaynağının henüz saptanamadığı, dünya çapında yaklaşık 200 kişinin ölümüne neden olan bu ölümcül virüse dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Hakko, Hac sonrası sağlığında değişiklik olanların hemen doktora başvurması gerektiğini söylüyor.
Ortadoğu’da ortaya çıkan gizemli “MERS” virüsünün bölgede yayılmaya başlaması, hastalığın daha önce yaşanan SARS salgınına benzerliğini hatırlatıyor. Hacca gidenlerin bu virüse yakalanabilme ihtimali olduğunu belirten Dr. Hakko hastalığın, ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi belirtiler verdiğini vurguluyor.
MERS virüsünün kaynağı tam olarak bilinmiyor. Develerden bulaştığı düşünülen bu virüs, bulaştıktan sonraki 2 ila 24 gün içinde hastalığa neden oluyor. Hastalıktan korunmak içinse dezenfektasyonun çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Hakko, “Ellerin sık sık yıkanması, öksürürken ağız ve burnun mendille kapatılması ve mendilin kullanıldıktan hemen sonra çöpe atılması gerekiyor” diyor ve bu tip belirtileri olan kişilerden uzak durulmasını öneriyor.
Dr. Hakko, hastalığın özel bir tedavi yöntemi ya da aşısının olmadığını belirtirken Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Türkoğlu ise ülkemizde MERS virüsüne tanı koyabilen laboratuvar sayısının oldukça az olduğuna işaret ederek, "Virüsün hastalık yaptığı bölge neresi ise oradan örnek alınarak tanı konuyor. Bir solunum yolu virüsü olan MERS’e tanı koymak için solunum yolundan, ‘nazofaringeal aspirasyon’ dediğimiz özel bir boğaz yıkama tekniği ile alınan sıvı tercih ediliyor; ayrıca, boğaz salgısı, boğaz çalkantı sıvısı da kullanılabiliyor. Buna ek olarak kan (serum) ve dışkı da tanı için önerilen örnekler arasında” diyor.
MERS virüsü tanısının 4-5 saat içinde konabildiğini söyleyen Prof. Dr. Türkoğlu, tanının ardından bulaşma önleyici tedbirlerin alınması ve destekleyici tedavilerin de hemen devreye girmesi gerektiğini belirtiyor.