Doktor Hasan Gokal'ın aşı kararı hayatını altüst etti!
ABD' yaşayan Dr. Hasan Gokal'ın 10 adet koronavirüs aşısının ziyan olamaması için verdiği savaş hayatını altüst etti. Gokal'ın avukatı Joe Ahmad, "Belli ki Anderson, Smith ve Jones soyadlı insanları aşılasa kahraman kabul edilecek, işinden kovulmayacak, mahkemelik olmayacak, aşağılanmayacak ve çok şükür kendisine hüküm giydirmeyi reddeden bir büyük jürinin karşısına çıkmak zorunda kalmayacaktı" ifadelerini kullandı.
Dr. Hasan Gokal'ın harekete geçmek için sadece 6 saati vardı ve doğru kararı aldığına inanıyordu. O kararın hayatını değiştireceğini ise tahmin bile edemezdi.
Hürriyet com.tr'den Sevin Turan'ın haberine göre; Takvimler 2020 yılının 29 Aralık gününü gösteriyordu. ABD'de Covid-19'a karşı aşılama çalışmalarının başlamasının üzerinden henüz sayılı günler geçmişti.
O günlerde ABD'de Covid-19 hızla yayılıyor, pandemi paniği içindeki milyonlarca Amerikalı bir doz aşıya ulaşabilmek için çeşit çeşit yollar deniyor, internet sitelerini tarıyor, komşu eyaletlere gidip oralarda aşı olmaya çalışıyordu.
Aşılamada ön saflarda yer alanlardan biri de Teksas eyaletinin Houston şehrinde yaşayan Dr. Hasan Gokal'dı. Gokal'ın görev yaptığı Harris County Kamu Sağlığı Merkezi'nde Moderna aşısı uygulanıyordu. Moderna'nın flakonlarının her birinden en az 10 doz aşı çıkıyordu. Doz ayarlaması doğru yapıldığı takdirde bu 11 doza kadar çıkabiliyordu.
Kısacası, aşıların hâlâ fazlasıyla kıt olduğu bir dönemde, bir doz bile çok önemliydi ve Gokal da bunun bilincindeydi.
10 DOZ AŞI ÇÖPE GİDECEKTİ
O gün Houston'da acil durum çalışanları için bir aşılama etkinliği düzenlenmişti. Akşam saatlerinde ellerinde kalan aşıları kontrol eden Gokal önemli bir gerçeği fark etti. Aşılanmaya gelen son kişi için yeni bir flakon açılmış ve sadece 1 doz kullanılmıştı. Geri kalan 10 dozluk aşı 6 saat içinde tüketilemezse çöpe atılacaktı.
Bu gerçeğin farkında olan Gokal bir karar aldı ve aşılamada öncelikli gruplarda yer alan bazı kişileri arayıp acilen Houston'daki evine gelmelerini istedi. Gelenlerin bir kısmını uzaktan tanıyordu ama bazıları tamamen yabancısı olduğu kişilerdi. Aşıladığı kişilerin arasında 90'larında yatalak bir kadın, 80'lerinde demans hastası bir kadın ve çocuğu sürekli solunum cihazına bağlı bir anne de vardı.
SON DOZLA EŞİNİ AŞILADI
Gece yarısını geçmiş flakon dibinde sadece bir doz aşı kalmıştı. Birkaç dakika içinde aşı kullanılmaz hale gelecekti. Gokal, son dozu da bir pulmoner sarkoidoz nedeniyle nefes darlığı sorunuyla yaşayan eşine uyguladı.
Bir doktor olarak üzerine düşeni yaptığına inanıyordu ama sonrasında yaşadıkları Gokal'ın hayatının şoku oldu. Kamudaki görevinden kovulan Gokal hakkında, resmî kurumların hazırladığı aşılama protokolüne aykırı hareket etme ve değeri 135 Dolar olan 10 doz aşıyı çalma suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Adı ve fotoğrafı bir anda medyanın gündemine oturan Gokal, şubat ayında New York Times'a verdiği röportajda yaşadıklarını "Dünyam yıkılmıştı. Etrafınızdaki her şeyin üzerinize devrildiğini düşünün. Tanrım, hayatımın en aşağı noktasıydı" diye anlattı.
EŞİNİ KORUMAK İÇİN PANDEMİDE İŞ DEĞİŞTİRDİ
Çocukluğunda Pakistan'dan ABD'ye göçmüş olan 48 yaşındaki Gokal, tıp eğitimini burada aldı. Önce New York'ta sonra Teksas'ta çeşitli hastanelerde çalıştı. Uzmanlığı acil servis tıbbıydı.
2017'de Harvey Kasırgası'nın ardından yıkılan evleri inşa edip afetzedelere gönüllü sağlık hizmeti sunan Gokal, son yıllarda Teksas'ta iki ayrı hastanede aynı anda görev yapıyordu.
2020'nin başlarında pandemi başlayınca akciğer hastası eşinin sağlığını tehlikeye atmamak için 1 ay boyunca otelde yaşamayı bile göze alan Gokal, "Eve, eşime Covid taşıyacağım diye önüm kopuyordu" sözleriyle anlattı o günleri.
Dolayısıyla Harris County Kamu Sağlığı Kurumu'nun kendisini nisan ayında Covid'le mücadele ekibinin tıbbi direktörü olarak atamasını sevinçle karşıladı. Maaşı daha az olacaktı ama acil servislere girip çıkmayacağından eşini koruma şansı daha yüksek olacaktı.
"BİR DOZUN BİLE ZİYAN OLMASINI İSTEMİYORUZ"
22 Aralık günü eyalet sağlık yetkilileriyle yaptığı görüşmede kendisine Moderna aşısının uygulama kuralları anlatıldı. Flakon açıldıktan sonraki 6 saatte 10-11 dozun uygulanması gerekiyordu. Sağlık çalışanları, 65 yaş üstü vatandaşlar ve kronik hastalığı olanlar öncelikliydi. Yetkililer çok net bir mesaj vermişti: "Aşıyı ne olursa olsun insanlara ulaştırın. Bir dozun bile ziyan olmasını istemiyoruz. Nokta!"
29 Aralık'ta Houston'da acil durum çalışanları için bir aşılama etkinliği düzenlendi. Etkinliği Gokal yönetiyordu ancak aşılamaya talep oldukça düşüktü. Gün içinde 250 kadar kişiyi ancak aşıladıklarını belirten Gokal bunu etkinliğin çok fazla duyurulmamasına bağlıyordu.
Akşam saat 18:45 civarı etkinlik biterken bir kişi daha aşı olmaya geldi. Bu kişi için yeni bir flakon açıldı ve 6 saatte 11 kişiyi aşılama yarışı da başlamış oldu.
YETKİLİLERDEN ONAY ALDI
Gokal hiçbir dozu ziyan etmemek için önce etkinlikteki görevlilere koştu. Etkinlik yerinde kalan az sayıda kişinin bir kısmı çoktan aşılanmıştı bir kısmı da aşı olmak istemiyordu. Bunun üzerine Kamu Sağlığı Kurumu'nu arayıp onlara aşılanacak 10 kişi bulma planından bahsetti ve onay aldı. Bir meslektaşının anne babası ile kayınvalidesi ve kayınpederi aklına geldi. Yaşları gereği öncelikli gruptaydılar ama o akşam müsait değillerdi.
Arayış sürerken zaman da akmaya devam ediyordu. Gokal aracına atlayıp evine doğru yola çıktı. Bir yandan da telefon rehberinde kayıtlı insanları arayıp aşıya ihtiyacı olan hasta ya da yaşlı tanıdıkları olup olmadığını soruyordu. Ama aradıklarını çok yakın çevresindeki kişiler olmamasına da dikkat ediyordu.
Eve vardığında 60'larında kalp hastası bir kadınla 70'lerinin başında çeşitli hastalıkları olan bir başka kadın Gokal'ı kapıda karşıladı. Hemen kadınları aşılayıp gönderdi. Geriye 8 doz kalmıştı.
"YARIM SAAT İÇİNDE TUVALETE ATMAK ZORUNDA KALACAĞIM"
Yeniden aracına atlayıp semtinde kapı kapı dolaşmaya başladı. Bir evde en genci 60'larında dört kişilik bir aile buldu. Ardından bir başka evde 70'lerinin sonunda bir kadını aşıladı. Geriye sadece 3 doz kaldı. Bu dozların alıcıları çoktan belli olmuştu, hatta ikisi Gokal'ı evinin önünde bekliyordu. Bu insanları da aşılayan Gokal üçüncü kişiyi beklemeye başladı. Gece yarısına doğru o kişi arayıp "Gelemiyorum" diye haber verdi ama yeni birini bulmak için artık çok geçti.
Gokal eşine dönüp, "Bu dozu sana uygulamak istemiyordum ama yarım saat içinde kalanı tuvalete atmak zorunda kalacağım. Bu kadar basit" dedi. Eşi Maria da tereddütlüydü ama Gokal, "Çok mantıklı" diye kadının içini rahatlattı. "Hiçbir dozun ziyan olmasını istemiyoruz, nokta!"
Aşının süresinin dolmasına 15 dakika kala son doz da bir kolla buluştu.
"LİSTEDE ÇOK FAZLA HİNT İSMİ VAR"
Ertesi gün 10 kişiyi aşıladığını gösteren belgeleri ilgili yerlere teslim etti. Yöneticisi ve iş arkadaşlarına aldığı kararın gerekçelerini anlattı. Birkaç gün sonra o yönetici ve insan kaynakları direktörü kendisiyle görüşmek istedi. "29 Aralık günü etkinlik dışında 10 doz aşı uyguladın mı?" diye sordular. "Evet" deyip amacının aşıları israf etmemek olduğunu bir kez daha anlattı ama nafile, daha toplantı bitmeden işten kovulmuştu.
Görüştüğü yöneticiler kalan dozları çöpe atması ya da hastaneye geri getirmesi gerektiğini söylüyordu. Bir yönetici aşılananlar arasında "hakkaniyet" yoksunluğuna dikkat çekti. Bunun açıklaması şuydu: Listede çok fazla Hint ismi var.
Daha sonra yaşananlar Gokal'a "Keşke sadece kovulmuş olsam" dedirtecek cinstendi…
HAKKINDAKİ DAVAYI KAPISINA GELEN GAZETECİLERDEN ÖĞRENDİ
İşten çıkarılmasından iki hafta kadar sonra 21 Ocak'ta, bir arkadaşı arayıp yerel basından bir muhabirin kendisi hakkında bir tweet attığını Gokal'a bildirdi. Tam o sırada kapı çaldı. Gokal'ın 16 yaşındaki oğlu kapıyı açtığında karşısında kameralar, fotoğraf makinesi flaşları ve mikrofonlar buldu. Çocuk hemen kapıyı kapatıp Gokal'a koştu: "Dışarıda kameralı insanlar var, Baba!" Gokal hakkında iddianame hazırlandığını işte böyle öğrendi.
Savcı Kim Ogg, iddianamesinde doktorun soğukkanlı bir fırsatçı gibi hareket ettiğini savunuyor Gokal'ın avukatı Paul Doyle ise müvekkilinin sorumluluk sahibi hatta kahramanca hareket ettiğini söylüyordu. Doyle, New York Times'a yaptığı açıklamada "Herkes bu adama bakıyor ve 'Benim annem, dedem aşı bekliyor' diyordu. 'Bu kötü bir adam' diye düşünüyorlardı" ifadelerini kullandı.
Oldukça kapsamlı bir biyoetik tartışmasının fitilini de ateşleyen iddianameyi ocak ayı sonunda değerlendiren bir yargıç, dayanak yokluğu nedeniyle davanın düşmesine karar verdi. Bunun üzerine Harris County Savcısı davayı büyük jüri duruşması olarak yeniden açtı.
HEM ETİK KURULU HEM DE JÜRİ TARAFINDAN AKLANDI
Diğer yandan Harris County Kamu Sağlığı Kurumu da Teksas Tıp Kurulu'na başvurarak Gokal'ın "etik dışı davranışının" soruşturulmasını istedi. Mart ayında kurul soruşturmaya gerek olmadığına karar verdi ancak bu karar çıkana kadar Gokal'in çalışmasına izin verilmedi.
Büyük jüri de haziran ayında Gokal'ın hakkındaki tüm suçlamalardan beraatına karar verdi. Bir başka deyişle Gokal'ın sadece ABD'de değil dünyanın dört bir yanında kötü adam ilan edilmesine, aylar boyunca işinden uzak kalmasına yol açan kararının haklılığı kabul edilmiş oldu.
Şimdi Gokal, yaşadığı kötü günlerin hesabını Harris County yerel yönetiminden sormaya hazırlanıyor. Harris County'e 1 milyon Dolar değerinde bir tazminat davası açan Gokal, ayrımcılığa uğradığını öne sürüyor.
Insider'a konuşan Gokal, hakkındaki suçlamaların düşürüldüğü andan itibaren dava açmayı düşündüğünü ancak bunu bir avukatla ciddi ciddi konuşmaya geçen ay karar verdiğini söyledi. Doğru olanı yaptığı halde başına bunların geldiğini belirten ve "Bana adil bir muamele yapıldığını düşünmüyorum. Bu davayla adalet hissini yeniden kazanmak istiyorum" diyen Gokal, bir numaralı önceliğinin bu olduğunun altını çizdi.
EŞİNİN HASTALIĞI DAHA DA AĞIRLAŞTI
Hakkındaki suçlamaların düşürülmesinden memnun olmakla birlikte, 9 aylık sürecin kendisini ve ailesini oldukça olumsuz etkilediğini söyleyen Gokal, "İlk birkaç ay çok zordu, çalışamıyordum. Kariyerim bitti mi bilmiyordum. Suçlamaların sonunda ne çıkacağını bilmiyordum... O derece stres ve belirsizliği kim yaşasa etkilenir" dedi.
Ailesinin de bu durumdan fazlasıyla etkilendiğini ifade eden Gokal, eşi Maria'nın hastalığının bu dönemde iyice ağırlaştığını da söyledi.
Böyle bir şeyin bir daha yaşanmamasını umduğunu da belirten Gokal, "Burada bir doktorun doktorluk yapması söz konusu ve bu bir anda suça dönüştürülmüş durumda. Bu başka kimsenin başına gelmemeli. Neresinden bakarsanız bakın yanlış bu" ifadelerini kullandı.
Gokal ve avukatının yaptığı basın açıklamasında, Kamu Sağlığı Kurumu'nun kendisine "Yardım etmek için yanlış kişileri seçmişsin. Çoğu 'Hint' isimleri taşıyor. Çoğu Asyalı" dediği detayı da yer aldı.
ANDERSON, SMITH, JONES OLSA…
Gokal'ın avukatı Joe Ahmad, "Belli ki Anderson, Smith ve Jones soyadlı insanları aşılasa kahraman kabul edilecek, işinden kovulmayacak, mahkemelik olmayacak, aşağılanmayacak ve çok şükür kendisine hüküm giydirmeyi reddeden bir büyük jürinin karşısına çıkmak zorunda kalmayacaktı" ifadelerini kullandı.
Ahmad hakkındaki suçlamaların ve davanın Gokal'a maddi olarak nelere mal olduğunu hesaplamanın da mümkün olmadığını ancak bu etkinin yıllar süreceğini tahmin ettiklerini belirtti.
Ahmad, Insider'a yaptığı açıklamada, "Hasarın büyüklüğü şu an bilinmiyor çünkü maddi zararlar halen devam ediyor. Dr. Gokal çalışmaya başladı, acil serviste çalışıyor. İdeal bir iş değil ama yine de çalışıyor" diye konuştu.
Gokal da davanın yarattığı stres sonucu hastalarıyla tam zamanlı olarak ilgilenemediğini belirtirken Ahmad da davanın Gokal'ın itibarına zarar verdiğini belirtti. Ahmad, "Hakkındaki haberler nedeniyle Dr. Gokal önümüzdeki yıllarda da acı çekmeye devam edecek. Dolayısıyla tazminat talebimiz 1 milyon doların üzerine de çıkabilir. Bunu zaman gösterecek" diye konuştu.