Depremin Türkiye ekonomisine maliyeti 2 trilyon lira
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ekonomik zararı yaklaşık 2 trilyon lira olarak hesaplandı. Rakamın 2023 yılı milli gelir beklentisinin yüzde 9'una denk geldiği bildirildi.
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı ekonomik zarara ilişkin, Türkiye Deprem Toparlanma ve Yeniden İmar Değerlendirmesi Raporu yayımlandı. Kahramanmaraş merkezli depremlerin şiddet ve kapsadığı alan açısından yakın tarihte eşi benzeri olmayan bir felaket olduğu belirtildi. Depremler sonucunda 48 binden fazla insanın hayatını kaybettiği, yarım milyondan fazla binanın hasar gördüğü, iletişim ve enerji alt yapısının zarar gördüğü kaydedildi. Depremden etkilenen 11 ilin toplam nüfusunun 2022 yılı için 14 milyon 13 bin 196 kişi olarak kaydedildiği belirtilerek, "Deprem bölgesinde 1 milyon 738 bin 35 kişi geçici koruma kapsamında ikamet eden göçmen nüfustur. 2021 yılı verilerine göre 11 ili kapsayan afet bölgesinde 3,8 milyon kişi istihdamda olup, bölge istihdamının ülke istihdamı içerisinde payı yüzde 13,3’tür. Çalışanların 2,3 milyonu kayıtlı, 1,5 milyonu ise kayıt dışı çalışmakta. Afet bölgesi genelinde istihdamın kayıt dışılık oranı yüzde 39 seviyesinde. Bölgedeki toplam bina sayısı yaklaşık 2,6 milyon. Depremden etkilenen 11 ildeki konut sayısı 2022 yılı itibarıyla 5,6 milyon düzeyinde olup, Türkiye genelindeki toplam konut stoku içindeki payı yüzde 14,05 düzeyinde. Depremden etkilenen illerin 2021 yılında Gayri Safi Yurt İçi Hasıladan (GSYH) aldığı pay yüzde 9,8’dir" denildi.
'KURUMSAL VE YASAL DEĞİŞİKLİKLER ÖNERİLDİ'
Depremin yol açtığı kayıp ve hasarın boyutunun ortaya konulduğu raporda, "Alandan gelen hasar ve kayıp verileri sürekli güncellendiğinden depremin hasar yansımaları zaman içerisinde revizyona uğrayabilecek. Bölgede gerçekleşen depremler, depreme dirençli kentler ve alt yapılar kurulmasının önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Depremlerde yaşanan ağır insani kayıpların yanı sıra zarar gören fiziki sermaye oldukça maliyetlidir. Şehirlerin tekrar faaliyete geçmesi için harcanacak kaynakların yükü de oldukça ağırdır. Bu kapsamda, raporda depreme dirençli yerleşim alanlarının ülke genelinde yaygınlaşması için bir dizi kurumsal ve yasal değişiklik önerilmiştir. Ayrıca, raporda söz konusu tedbirlerin doğru uygulanmasında azami titizliği ön plana alan ve tüm paydaşların iş birliğine dayanan afet risklerine karşı dirençliliğin artırılması için sistemsel değişiklikler önerilmektedir" ifadelerine yer verildi.
2 TRİLYON TL ZARAR
Depremin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükü içerisinde en önemli bileşenini yüzde 54,9 oranıyla 56,9 milyar dolar ile konut hasarının oluşturduğu belirtilerek, "İkinci ağırlıklı hasar kalemi ise 242,5 milyar TL ile kamu altyapısı ve hizmet binalarındaki yıkımdan oluşmaktadır. Konut hariç özel kesim hasarı ise 222,4 milyar TL ile bir diğer önemli hasar kalemidir. Bu kalem içerisinde imalat sanayii, enerji, haberleşme, turizm, sağlık ve eğitim sektörleri, küçük esnaf ile ibadethanelere ilişkin hasar yer almakta. Ayrıca, sigortacılık sektörü kayıpları ve esnafın gelir kayıpları ile makroekonomik etkiler dikkate alındığında, depremin yol açtığı felaketin Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükünün yaklaşık 2 trilyon TL düzeyinde olduğu tahmin edilmekte. Bu büyüklüğün 2023 yılı milli gelirinin yaklaşık yüzde 9’una ulaşabileceği öngörülmekte" denildi.