Darbeye karşı 20 formül!
“Pandora’nın kutusu'ndan Özal bölümü çıktı
Darbe Komisyonu’nun raporu TBMM Başkanı Çiçek’e sunuldu. Rapora duygusal bir ‘sunuş’ ekleyen Komisyon Başkanı Nimet Baş, Mevlana’nın “Her il, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır”, Oğuz Atay’ın “Siz bilmezsiniz albayım; insanlık tek başına kollarımda can verdi” sözlerine de yer verdi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı AK Partili Nimet Baş, TBMM Başkanlığı’na sundukları raporla ezber bozdu. Baş, klasik meclis araştırma komisyonu raporlarından farklı olarak, raporuna bizzat kaleme aldığı ve Mevlana’dan, Oğuz Atay’dan alıntılar yaptığı 41 sayfalık “duygusal” bir sunuş bölümü ekledi. Baş’ın sunuşunda, komisyon çalışmaları sırasında yaptıkları dinlemeler, yapılan açıklamalar ve ulaştıkları belgelere ilişkin yaşadıkları duygulara ilişkin ifadeler dikkat çekti. Baş, Mevla’nın “Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır” sözüyle başladığı sunuşunda, Oğuz Atay’ın “Tehlikeli Oyunlar” romanının akıllardan çıkmayan “Siz bilmezsiniz albayım; insanlık tek başına kollarımda can verdi. Yanında kimseler yoktu” cümlesine de yer verdi. Türkiye’nin tüm aydınları ve akedemisyenlerinin darbe dönemlerindeki tutumlarını sorgulamalarını isteyen Baş sunuş yazısında özetle şu görüşleri dile getirdi:
TEAMMÜDEN İŞLENEN SUİKAST: Darbeler, demokrasiye tuzak kurarak, toplumu tahrik ederek, ayrıştırarak, çoğu zaman pusu kurarak tasarlanan ve taammüden işlenen suikastlardır. Darbecilik, organize bir suçtur.
İŞKENCENİN FİŞİ OLMAZMIŞ: Araştırmamızın çıkardığı sonuçlardan bir de darbecilerin işkenceleri fişlemediğidir. İşkencenin fişi olmazmış istihbarat, emniyet, jandarma ve gardiyan raporlarında.
DARBE ÜLKE ÇOCUKLARINI YER: Cunta lideri Kenan Evren’in “bir sağdan bir soldan” mantığıyla, Mustafa Pehlivanoğlu, Cengiz Bakdemir, Ahmet Kerse, Halil Esendağ, Selçuk Duracık, Fikri Arıkan, Cevdet Karataş, Ali Bülent Orkan gibi gençler sağdan idam edilenlerdi. Soldan idam edilenler ise; Necdet Adalı, Erdal Eren, Serdar Soyergin, Veysel Güney, Ahmet Saner, Kadir Tandoğan,, Mustafa Özenç, Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun, Necati Vardar, Fikri Arıkan, Ali Aktaş, Ramazan Yukarıgöz, Ömer Yazgan, Erdoğan Yazgan, İlyas Has, Hıdır Aslan.
ERDAL HEP 17 YAŞINDA: Darbelerin yaşattığı acı ve trajedilerden anlamlı bir sonuç çıkarmak için işbirlikçiler üzerinde daha çok durulmalıdır. Deniz Gezmiş’in, Metin Yüksel’in, Sedat Yenigün’ün ve hep 17 yaşında kalacak olan Erdal Eren’in sehpaya çekilmesi kadar hazin olan, askeri cemselerde Genelkurmaya brifing almaya koşan hukukçularımızın bakışlarıdır.
DİNLERKEN ÜRPERDİK: “Bugün darbe olsa medya yine brifing almaya koşar” diyen eski basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi’nin beyanlarını dinlerken ürperdiğimiz gibi ürperdik. Kısaca, darbeciler her zaman görünen cuntalar değildir. Taşeronlar, fırsatçılar da en az darbeciler kadar bu talihsiz dönemlerde rol almışlardır.
GÜLEN GÖNDERMESİ: Siyasetten, toplumdan aldıkları intikam darbecilerin öfkesini dindirmeye yetmedi, en ufak bir “suçu” olmayan dünya çapındaki saygın din bilginleri Türkiye’den kaçmak zorunda bırakıldı.
İŞKENCECİYLE YÜZLEŞİLDİ: Komisyonumuz çarpıcı sarsıcı yüzleşmelere tanıklık etmiştir. Mamak Kafesinde işkence gören komisyon üyelerimizin 30 yıl sonra 12 Eylül’deki işkencecisiyle bir huzur evinde yüzleşmesi evvelce yaşanmamış bir ilkti.
‘Biraz daha zaman lazım’
DARBE İMKANSIZLAŞMADI: 27 Nisan muhtırasından sonra hükümetin temsil ettiği millet iradesi adına karşı duruşuyla tarihe gömüldüğü kabul edilen darbe ihtimalinin sıfırlandığını söylemek mümkün olsa da imkansızlaştığını söylemek zordur. Darbeleri yeşerten zeminin tedavülden kalktığını söylemek için biraz daha zamana ve kollektif irade oluşumuna ihtiyacımız var.
Kanadoğlu, Özden, Yalçınkaya...
HUKUKU SİYASALLAŞTIRANLAR: Hukukun siyasallaşması, darbe süreçlerinin en belirgin özelliğidir. Hiçbir yorum yapmadan ve bir şey söylemeden araştırmamız esnasında sayısız kez anılan şu isimlerin uygulamaları değil, çağrışımları bile tek başına yeter: Salim Başol, Yekta Güngör Özden, Vural Savaş, Nuh Mete Yüksel, Sabih Kanadoğlu, Abdurrahman Yalçınkaya.
İBRETLİK VESİKALAR: Kara Kuvvetleri 3. Zırhlı Tugay Destek Kıtaları Komutanlığı Çerkezköy Tekirdağ askeri birliğinde Yüzbaşı M.K.A’nın, Üstçavuş Y.S’ye hitaben kaleme aldığı yazışmalar... Tarih: 17 Mayıs 2000 Konu: Tecziye... “Eşinizin ‘Atatürkçülük ve Depreme Karşı Korunma’ Kermesine katılmadığı...” Komutan, yazının devamında şiddet ve tevbih cezası ile tecziye edildiğini söyledikten sonra Y.S’yi, bir kere daha düşünmeye davet ettiğini, “TSK’nın diğer faaliyetleri gibi T.C. Anayasası’na ve Atatürk İlke ve İnkılâplarını benimsemiş, gelecek nesillere örnek yaşam tarzına dönmenizi istiyorum” diyor. Nereden bakarsanız anlam veremeyeceğiniz bir mantık. Atatürkçülükle depreme karşı nasıl korunulur?