Bu kadar çok küçük artçı büyüğünün habercisi mi?
Ege’yi sarsan 6.3’lük depremin ardından 300 artçı sarsıntının meydana gelmesi üzerine Yunan uzmanlar, “Bunlar büyük depremin habercisi olabilir” diye uyardı. Ancak Türk uzmanlar, “Enerji zaten boşaldı” diyerek rahatlattı
Ege Denizi’nde pazartesi günü TSİ 15.28’de meydana gelen, merkez üssü İzmir’in Karaburun ilçesinin yaklaşık 23 kilometre açıkları olan 6.3 büyüklüğündeki deprem hem Türkiye hem de Yunanistan’da büyük paniğe neden oldu. En büyük yıkımı komşunun Midilli Adası yaşadı ancak İstanbul dahil çok sayıda ilde hissedilen deprem bizde de endişe yarattı.
300 artçı sarsıntı
Depremin ardından Ege’de 300’e yakın artçı sarsıntı gerçekleşti. Bunların en yükseği 4.9 olarak kaydedildi. Ancak Yunan deprem uzmanlarına göre artçıların şiddeti ‘olması gerekenin altında’ kaldı. Bu da biriken enerjinin tamamının açığa çıkmasını engelliyor olabilir. Yunan deprembilimciler, büyüklüğü yine 6’ya ulaşabilecek yeni bir depremin gerçekleşebileceği uyarısında bulundu.
Türkler rahatlattı
Ancak Türk uzmanlar bu artçıları, “Korkulacak bir şey yok” şeklinde yorumladı. Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Yer Fiziği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şerif Barış, “Yunan uzmanların bu konudaki endişelerinin hiçbir dayanağı yok. Ana deprem zaten gerekli enerjiyi boşalttı ve bölgede meydana gelen artçı depremler 1 yıllık süreçte devam edecek. Ayrıca başka fay hatlarını tetikleme durumu da yok. En fazla sağ ve sol şeritlerde bulunan fay hatlarını tetikler ki bu da en fazla artçı sarsıntılara neden olur” dedi.
‘Enerji zaten boşaldı’
Jeofizik uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu da şu sözlerle içimize su serpti: “6.3 büyüklüğündeki depremden sonra 4.0, 4.1, 4.2 yüzlerce artçı meydana geldi. Zaten meydana gelen deprem gerekli enerji boşalımını sağlamıştı. Arada kalan ve tetiklenen küçük faylarda artçılarla enerjiyi boşaltmaya devam ediyor. Bu yüzden artçı şiddetlerinin küçük olmasının endişe yaratacak bir durum olma ihtimali geçersizdir.”katliamının yıl dönümünde kurbanlar anıldı.
‘Asıl tehlike Çeşme fay hattını tetiklemesi’
Jeofizik uzmanı Prof. Dr. Doğan Perinçek ise bizi bekleyen asıl tehlikenin Karaburun-Çeşme arasındaki fay hattının tetiklenmesi olabileceği uyarısında bulundu: “6.3’ten sonra zaten enerjinin büyük çoğunluğu boşaldığı için sonraki artçı sarsıntılar küçük şiddetlerde meydana geliyor. Benim asıl üzerinde durduğum konu, buradaki depremin doğu fay hatlarıyla bağlantısının olmayıp, kuzey-güney fay hattıyla bağlantılı olması. Midilli adası yakınındaki depremi yaratan fayın doğrultusu ile Karaburun ve Çeşme üzerindeki fay hatlarının doğrultusu aynı. Dolayısıyla Midilli depremi Karaburun’daki fay hatlarını da tetikleyebilir. Ancak bunun için zaman belirtmek mümkün değil.”
Ada bombalanmış gibi
Deprem en çok Yunanistan’ın Midilli Adası’na hasar verdi. Adadaki binalarda kısmi yıkılmalar meydana geldi. Vrisa köyünde 10 kişi hastaneye kaldırıldı. Ada halkından çok sayıda kişi geceyi çadırlarda geçirdi. Vrisa’daki hasarla ilgili Yunanistan medyasına konuşan belediye başkanı, köyün “bombalar tarafından yerle bir edilmiş gibi” göründüğünü açıkladı.
2 köy boşaltılıyor
Depremin en büyük hasarı verdiği toplam 1850 kişinin yaşadığı Vrisa ve Plomari köylerinin tamamen boşaltılmasına başlandı. Buradaki depremzedelerin Midilli merkezde kurulan çadır kentte ve adadaki pansiyonlara yerleştirildiğine de haberde yer verildi. Adada, 100 kişilik bir ekiple hasar tespit ve yardım çalışmalarına başladığı kaydedildi.
2 çocuk annesi can verdi
Midilli Belediye Başkanı, deprem sırasında yıkılan evin altında kalan evli ve 2 çocuklu Helen Valeli isimli bir kadının enkaz altından ölü olarak çıkarıldığı açıklandı. Talihsiz kadının yatak odası duvarının yattığı yatağın üzerine yıkılması nedeniyle hayatını kaybettiği belirlendi.
Fayı keserek tahmin edebiliriz
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, fayların ne zaman kırılacağı konusunda bir şeyler söylemek için geçmişinin araştırılması gerektiğini, bunun da günümüz teknolojisiyle mümkün olduğunu söyledi: “Faylarda iş makineleriyle 30 metre uzunluğunda hendekler açıyoruz. Hendeklerin içinde fayı görebiliyor, geçmişte kaç deprem ürettiğini saptıyoruz. Hangi yıllarda deprem ürettiğini belirleyebiliyoruz. Böylece deprem üretme aralığını ortaya çıkarıyoruz. En son ürettiği depremi de belirlediğimizde ne zaman kırılacağını tahmin edebiliyoruz. İzmir’deki faylarda henüz böyle bir çalışma yapılmadı. Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak Jeoloji Bilim Dalı ile ortak bir projeyi TÜBİTAK’a sunduk. Bu proje çıkarsa İzmir fayını keserek geçmişte ne kadar deprem ürettiğini ve bir daha ne zaman kırılacağını hesaplayabiliriz. İzmir fayının 1688’de bir deprem ürettiğini biliyoruz. 300 küsur yıldır bu fay kırılmıyor. Bu fayın deprem aralığını belirleyebilmek için hendek çalışması yapmamız gerekiyor.”