Kredi kartı kullanan pek çok kişi ödenen ek ücretler, faizler ve komisyonlardan haberdar değil. Ekstreler dikkatli incelendiğin küçük miktarlar da olsa pekçok kalemde ücret kesildiği görülüyor. Bunlardan bazıları ise kesilmemesi gereken ücretler...
Kredi kartıyla cep telefonu faturasını tek çekim ödeyen bir kişiden 1.05 lira değerinde 'komisyon' bedeli kesildi.
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 17. Maddesi'nde yer alan BDDK’nın belirlediği kıymetli maden, Hisse senedi, yabancı para gibi fiyatı anlık değişen ürünlerin satışında kredi kartıyla tek çekim ödemelerde komisyon alınmasının yasaklandığı maddesine aykırı bir durum olunca da olay yargıya taşındı.
Ataşehir İlçe Tüketici Hakem Heyeti tarafı konuyu işledi ve tüketici haklı görüldü. Mahkemenin de tüketiciyi haklı görerek verdiği karara, dosya Yargıtay'a ‘olağandışı yollarla’ taşınarak itiraz edildi. İtirazı değerlendiren Yargıtay, mahkeme ile aynı tarafta bulunarak onama yoluna gitti.
"YARGITAY MEŞGUL EDİLDİ"
Durumu değerlendiren Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, alınan ücret değerini 'deli dumrul vergisi' olarak nitelendirdi. Dava sürecine ilişkin de konuşan Ağaoğlu, ''1,05 liralık dava için Yargıtay meşgul edildi. Banka avukatları Dimyat'a pirince giderken de evdeki bulgurdan oldular'' dedi.
Ağaoğlu, "Tüketiciden hesap açma ve kapama işlemleri ile hesap cüzdanı yazdırma işlemlerinden herhangi bir ücret alınamaz" diyerek kanuna işaret etti.
"BDDK VE TCMB'NİN BELİRLEMEDİĞİ HİÇBİR ÜCRET YANSITILAMAZ"
Düzenlemeye ilişkin detayları bilgileri de veren Ağaoğlu, ‘’28 Mayıs 2004'te yürürlüğe giren yeni Tüketici Kanunu bankaların finansal tüketicilere yansıtabileceği ücret kalemlerinde BDDK'ın belirlediği ücretlerin alınabileceğine dair bir düzenleme yapıldı. Geçtiğimiz yıl bu düzenleme değişiklik yapılarak BDDK'ın yetkisi Merkez Bankası'na verildi. BDDK'ın görevli olduğu sürede belirlemediği veya Merkez Bankası'nın belirlemediği hiçbir ücret yansıtılamaz’’ diye konuştu.
‘’Tüketicinin hakem heyetinden aldığı karara, banka mahkemeye taşıyarak itiraz etti. Mahkemede doğru karar vererek tüketicinin yanında durdu’’ diyen Ağaoğlu dosyanın Yargıtay’a taşınma aşamasına dikkat çekti.
Tüketici Hakem Heyeti kararından sonra 15 gün içerisinde mahkemeye itiraz edilebileceğini, mahkemenin vereceği karar kesin olup temyizi mümkün olmadığını açıklayan Ağaoğlu, ‘’Bu karar şu açıdan çok önemli; 1,05 liralık dosya emsal karar niteliğinde ve bu konunun Yargıtay'a kadar, mümkün olmadığı halde, hukuku zorlayıp olağandışı şekillerde gitmesi ilginç bir durum." ifadelerine yer verdi.
Yargıtay kararından:
‘’Dava, tüketici hakem heyeti kararının iptali ile banka tarafından tahsil edilen hesap işletim, hesap özeti, revizyon, aidat, yarı yıl veya benzer adlarla yapılan ücret kesintilerin tahsili istemine ilişkindir’’ diye başlayan Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:
-Mahkemece, davalı banka tarafından finansal tüketicilerden alınacak ücretlere ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmeliğin 13.üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan " hesap açma ve kapama işlemleri ile hesap cüzdanı yazdırma işlemlerinden herhangi bir ücret alınamaz" düzenlemesine aykırı olarak davacıdan hesap kapama ücreti adı altında 1.05 TL kesinti yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
-Anılan kesin karar hakkında Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavacılığı'nca HMK'nın 266. maddesinde mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verileceğinin hükme bağlandığı, bu itibarla, dava konusu hesapla ilgili incelenmesi gereken hesap hareketleri kapsamının geniş olması göz önüne alınarak, özel bilgiyi gerektiren uyuşmazlık konusunda bilirkişi görüşü alınmaksızın eksik inceleme ve hatalı, değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek HMK'nın 363/1. maddesi uyarınca hükmün kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
-Bilirkişi, ya sadece özel veya teknik bilgiyi mahkemeye iletir veya bu bilgileri, vakalara uygulamak suretiyle varmış olduğu sonuçlara işaret eder yahut da özel veya teknik bilgilerden hareket ederek vakaların tespiti biçiminde beliren bir işlevi yerine getirir. Özel ve teknik bilgileri vakalara uygulayarak sonuç çıkarmak veya özel ya da teknik bilgilere dayanarak vakaları tespit etmek, gerçekte hakimin görevidir. Çünkü, vakaları tespit etmek ve özel veya teknik bilgileri, bir sonuca ulaşmak amacıyla maddi vakalara altlamak, esas itibariyle hakimin yetki alanına giren işler arasında yer alır (Tanrıver, S: Medeni Usul Hukuku, cilt Ankara 2016, s. 880-881). Bu bağlamda, somut olayda maddi vakıa hesap kapatma ücreti olup, davalının dosyaya gönderdiği belgelerde açıkça hesap kapatma ücreti ve miktarı görülmektedir. Hakimin dosya içindeki belgeleri inceleyerek, maddi vakayı belirlemesi ve buna göre doğru hukuki değerlendirme yaparak sonuca varması yetki alanındadır.
-Somut olayda hesap kapama ücretinin belirlenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektirmediği için bilirkişiden rapor alınmasına da gerek bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğinden söz edilemez.
Bu durum karşısında karara yönelik kanun yararına temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6100 sayılı HMK'nın 363.hükmüne dayalı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, gereğinin yapılması için karar örneği ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 18/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Hürriyet)