Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanları, ABD’de devam eden Rıza Sarraf davasının, Türkiye ekonomisini ve piyasayı olumsuz etkilemeyeceğini savundu. Davaya ilişkin konuşan Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem, “Davaya ilişkin tüm spekülatif haberlerin kötü senaryoların gerek kur gerek faiz tarafında fiyatlandığını düşünüyorum. En kötü senaryoda bile Türkiye ekonomisine sorun yaratacağını düşünmüyorum. Bankacılık sektöründe sistemik bir risk söz konusu değil. Türkiye’de ABD’deki davanın bankalara etkisinin tartışılması siyasi amaçlı; kamu bankamız uluslararası regülasyonları dışında bir şey yapmamıştır. Halkbank ile ilgili de hiçbir risk olmaz” açıklamasını yaptı.
Kur tarafında dalgalanmalar olmasının doğal olduğunu belirten Ertem, şunları kaydetti:
“Bundan sonra kurda çok olumsuz gelişme beklemiyorum. Kurdaki aşırı oynaklık Merkez Bankası’nın (TCMB) enflasyon beklentilerini bozucu yönde gelişiyorsa TCMB faiz tarafında müdahale eder. Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı dışında da inisiyatif kullanabiliyor. TCMB geç likidite penceresini yukarı çekebilir, burada düzenleme yapabilir. TL uzlaşmalı vadeli döviz satım ihalelerinde Merkez Bankası’nın zarar edeceği eleştirileri doğru değil, göreceksiniz kârlı duruma geçecek.”
Gereken destek verilir
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Doç. Dr. Hatice Karahan da “Bankalarımızın uluslararası standartlara aykırı hareket etmediğini biliyoruz. Hukuki süreç işlediği sürece, bunun ortaya çıkacağını düşünüyorum. Bankacılık sektörümüz sağlam ve uluslararası standartlara aykırı bir işlem yok ancak oluşabilecek risk algısı konusunda hükümetimiz izlemededir ve gereken desteği verecektir” diye konuştu.
Sistematik ve bilinçli ihlalimiz yok
Halkbank, ABD’de devam eden Rıza Zarrab’ın tanık olarak dinlendiği ve bankanın Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın yargılandığı davaya ilişkin KAP’a açıklama yaptı. Açıklamada, “İddia edildiği şekilde yaptırımlara konu işlemlerde yaptırımların aşılması amacına yönelik sistematik ve bilinçli bir ihlal söz konusu olmayıp yasaklı tarafların, malların ihracına aracılık edilmedi” ifadesine yer verildi. Açıklamada, “Bankamız tarafından, bankacılık hizmetleri sunulurken mevcut düzenlemeler ve diğer tüm bankalarca bilinen, izlenen dış ticaret uygulamaları dışında herhangi bir mekanizma, yöntem veya sistem kullanılmamaktadır. Yapılan dış ticaret işlemleri ve para transferleri açık, şeffaf ve sistem üzerinde ilgili otoritelerce izlenebilir durumda” denildi.
Aktifbank da reddetti
Davada ismi geçen Aktifbank da yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: “Bankamız tarafından bugüne kadar ABD ve diğer uluslararası yaptırımların ihlal edilmesine yönelik herhangi bir işlem gerçekleştirilmemiştir. Bankamız geçmişte ve bugün gerek ulusal gerekse de uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde çalıştığından, dava neticesinde tarafımıza yöneltilebilecek herhangi bir negatif sonuç olmayacaktır.”
Takas bankasıydık, işlem yapmadık
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Rıza Sarraf’ın ABD’deki mahkemede verdiği ifadelerine ilişkin olarak, “Denizbank’ın paranın yurt dışı edilip bir takım işlemlerle yurt dışından getirilmesi konusunda hiçbir dahili yok” açıklamasını yaptı.
Ateş, New York’ta tutuklu bulunan Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada tanık olarak dinlenen Sarraf’ın
altın ticaretini nasıl yaptığına ilişkin ifadelerine yönelik değerlendirmede bulundu. Davada 3 bin sayfa iddianame olduğunu belirten Ateş, “BDDK ve bankalar bu iddianameyi satır satır inceledi. Daha sonra listede gördüğünüz gibi birçok isim ve kurumun adı geçiyordu. Bu iddianamede Denizbank veya Denizbank ile alakalı herhangi bir personelin adı yoktu” ifadelerini kullandı. Ateş, altın takas bankasının devletin görevlendirdiği bir banka olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “Bunun ciddi şartları vardır. 2004’e kadar Türkiye’nin altın takas bankası İş Bankası idi. Biz bu göreve 2004’te talip olduk. Bu görevi gururla söylüyorum ki bize verdiler. 2013’ün Şubat ayına kadar bunu sürdürdük.
O tarihten itibaren de Kuveyt Türk bu işlemi sürdürüyor.” Takas bankalarının ülkede altın işi yapan, altın borsasına kayıtlı üyelere hesap açmakla mükellef olduğunu ifade eden Hakan Ateş, “Yani uygun olan belgeyi getiren üyelerin kaydını yapmak zorundayız. Bu çerçevede de altının bütün hareketi takas bankasından geçer. Adamın anlattığı şemada görülen, sonra başka bir bankamızla ilgili olarak yurt dışı edildiği ifade edilen, sonra altının gitmediği vesaire. Bunlar belgelerle tevsik edilir. Zaten bu belgeleri de BDDK, vaktinde herkesten istedi ve inceledi. Bu çerçeve de bizim bir tane bile yurt dışına döviz işlemimiz yoktur. Biz takas bankası olmamız sıfatıyla tabii ki altın borsasına üye bütün kurumların hesaplarını açmakla mükelleftik. Bu aslında eskilere dayalı soruşturma” dedi.