'Bilgi kirliliğinden obez olduk!'
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği’nin (BESD-BİR) 22 Mart 2016 Salı Günü düzenlediği “Tavuk ve Bilimsel Gerçekler” konferansında, Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez moderatörlüğünde, TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım ŞAHİN, ABD Emory Üniversitesi Winship Kanser Enstitüsü Hematoloji ve Medikal Onkoloji Bölümü Prof. Dr. Ömer Küçük’ün katıldığı panelde tavuk eti ile ilgili bilimsel gerçekler açıklandı.
BESD-BİR tarafından 22 Mart Salı günü Wyndham Grand Levent’te düzenlenen ‘Tavuk ve Bilimsel Gerçekler’ konferansı, alanında uzman yerli ve yabancı bilim adamlarını ağırladı. Tavuk eti ile ilgili tüm gerçeklerin masaya yatırıldığı konferansta uzmanlar, tavuk eti ile ilgili tüm bilimsel gerçekleri açıkladı. Yerli yabancı akademisyenlerin, sektörün ve paydaşların katıldığı kongrenin açılış konuşmasını yapan BESD-BİR Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sait Koca, sektörün sadece Türkiye'de değil, dünyada büyüyen bir sektör olduğunun altını çizerek konuşmasına başladı. Çok değerli bir protein kaynağı olan tavuğun ve ülke ekonomisi için vazgeçilmez önemde olan kanatlı sektörünün son dönemlerde bilimsel olmayan tartışmalarla baltalanmaya çalışıldığını ifade eden Dr. Sait Koca, “Medyada kaynağı belli olan/olmayan yanıltıcı birçok bilginin bir anda kitlelere ulaşması her alanda olduğu gibi sektörümüz ve halk açısından tehlike yaratmakla birlikte, bilgi kirliliğine de yol açıyor. Bilimsellikten uzak yanlış haberler halkımızı yediği, içtiği ile kavgalı hale getiriyor. Bilgi kirliliği ile adeta tüm toplum “obez” oldu. Gereksiz ve yanlış bilgilerle dolmak yerine, araştırma ve sorgulama yoluyla ‘bilgi diyeti ’ne ulaşılması gerekliliktir. Bunu da topluma karşı sorumluluk sahibi olan bilim insanları ve medyanın çabaları ile gerçekleştirmek mümkün olacaktır” diye konuştu.
Sönmez: “Tavuktan özür dileme zamanı gelmiştir”
Konferansın moderatörlüğünü üstlenen Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, Tavuk etinde yıllardır konuşulan yanlışlar ve bilinmeyen doğruları açıkladı. Sönmez, “Kalp sağlığı için yiyin dediğim tavuk yolunda mücadeleye çıktık. Domuz, tavşan, balık yemiyoruz. Ete ulaşamıyoruz. Öncelikle şunu bilelim, tavuk veya yumurtanın yapısının laboratuvar ortamında değiştirilmesi, müdahale edilmesi mümkün değildir. Ayrıca tavuğa hormon vermek teorik ve pratik olarak mümkün olmadığı gibi, çok pahalı olduğu için ekonomik de değildir. Bu nedenle tavuk üreticileri hakkında bunu söylemek çok yanlıştır. Hormon et değil, yağ yapar. Bu nedenle de üretici kullanmaz. Tavuk eti, derisi yenmediği takdirde, en uygun, sağlıklı ve ekonomik olduğu için de en kolay ulaşılabilir protein kaynağıdır. Bilgi kirliliği ile çocuklarınıza tavuk yedirmemek protein eksikliğine neden olacaktır. Çocukların tavuk eti yemesine engel olmak en büyük yanlıştır, çocuk için en önemli ve ulaşılabilir protein kaynağı tavuktur” dedi. Sönmez, tavuğun yemi soya konusunda her gün bir şeyler söylendiğini de anımsatarak, “Bugün bebek mamasında 100 gram içerisinde 20 bin mikrogram, bir hamburgerde ise 29 bin mikrogram fitoöstrojen bulunuyor. Tavukta ise yalnızca 6 ila 12 mikrogram vardır. Bu hormon konusunda bir bilgi kirliliğidir. Bütün bu çalışmalar, araştırmalar, bilimsel incelemeler ortaya koymuştur ki; tavuktan özür dileme zamanı gelmiştir. Anneler, çocuklarınızı tavuk etinden değil, fast food’tan koruyun. Çocuklarınıza tavuk eti yedirin” diye konuştu. “Soya kansere karşı en etkin gıda” ‘Soyanın İnsan Sağlığı için Faydaları’ başlıklı sunumuyla konferansta ilgiyle karşılanan ABD Emory Üniversitesi Winship Kanser Enstitüsü Hematoloji ve Medikal Onkoloji Bölümü Prof. Dr. Ömer Küçük, tavuk yemi olan soya fasulyesi konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Öncelikle soyaya yönelik iddialara karşı, ABD’de bugün Türkiye’nin üç katı et- tavuk tüketimi olduğunu ve tüm hayvan yemlerinin soyadan oluştuğunu söyledi. Bugün soya fasulyesinin ABD’de tüm kanserlerin önlenmesi için en etkin gıda olarak kullanıldığını vurgulayan Küçük, soya fasulyesinin değil kanser etkisi yaratmasını, tam aksine kanser, kalp krizi, prostat gibi hastalıklara karşı en etkin gıdaların başında geldiğini vurguladı. Hatta soyanın içinde bulunan genistein maddesinin kemoterapi ile birlikte verildiğinde kanserin gelişmesini ve büyümesini engellediğini belitti. Küçük, kanser hastalarına tam aksine soya sütü, soya yağı önerildiğini söyledi: “Bugün soyanın fazla tüketildiği tüm ülkelerde kanser hastalıklarının daha az olduğu tespit edilmiştir. ABD’de yapılan araştırmaya katılan 50 prostat hastası üzerinde yapılan çalışmada, hormon yerine soya ile hastalığın geriletildiği ve bu şekilde çok fazla yan etkisi olan hormon kullanımı geciktirilebildi” “Kümesleri görmeden, araştırma yapmadan tavuk hakkında konuşuyorlar” TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım ŞAHİN, basında spekülatif başlıklarla tavuk etine karşı yapılan haberlere dikkat çekerek, “Birçok kişi hiçbir uzmanlığı olmadan, kümesleri görmeden, hiçbir araştırma yapmadan, hayvanın metabolizması veya fizyolojisini hiç incelemeden ve görmeden konuştuğunu belirtti. Şahin; “Ülkemiz ne yiyeceğini bilemez hale geldi. İnsan için en uygun ve güçlü protein kaynağı olan tavuk etini bilmeden kötüleyerek insanları proteinsiz bırakıyorsunuz. Herkes hasta oluyor” dedi. Fırat Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi olarak tavuk eti konusunda, tüm organ, kan ve hücre bazlı tümör araştırmaları yaptıklarını vurgulayan Şahin, bu araştırma sonucunda bugün Türkiye’de üretilen ve satılan tavuk etinde hiçbir patolojik bulguya rastlanmadığının da altını çizdi. Şahin, “Araştırma çerçevesinde hücre kültürü, kan analizleri yapıldı, hücre düzeyi de dâhil hiçbir tümöre rastlanmadı” dedi.
Tavuk eti ile doğru bilinen yanlışları da sıralayan Şahin, “Şunu herkes bilmeli. Bugün Türkiye’de tavuk etinde hormon kullanılmıyor. Antibiyotik kullanımı hem AB ülkelerinde hem de Türkiye’de yasak. Tavuk, soya fasulyesi ve mısır ile besleniyor. Lütfen basına bu açıklama yapan bilim adamları gelsinler, bizimle araştırma yapsınlar, kümesleri gezsinler. Hiçbir kümes görmeden açıklama yapıyorlar. Tüm laboratuvarlarımız açık” çağrısında bulundu.