Türkiye, Mersin Akkuyu ve Sinop’tan sonra üçüncü nükleer santral için düğmeye bastı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, nükleer enerji konusunda adımları hızlandırmaya başladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22. Dünya Petrol Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Akkuyu ve Sinop nükleer santrallerinin devreye girmesiyle enerji ihtiyacımızın en az yüzde 10’luk kısmını buradan karşılayacağız. Rusya ile birlikte yürüttüğümüz Akkuyu Projesi’ni, milli sermayemizi de katarak çok daha güçlendirdik. Sinop Projesi’nde de inşaata en kısa sürede başlamak istiyoruz. Son G20 toplantısında Japonya Başbakanı Abe ile de bunu etraflıca görüştük. Hatta üçüncü bir nükleer güç santrali projesiyle ilgili çalışmalarımızı şimdiden başlattık” diye konuştu.
Dışa bağımlılık azalacak
Türkiye gibi enerjide yüksek oranda dışa bağımlı ülkelerin ihtiyaçlarını ekonomik ve güvenli bir şekilde karşılayabilmelerinin, sürdürülebilir büyüme için kritik öneme sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: “Bugün enerji talep artışında OECD ülkeleri arasında ilk sırada, dünyada Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyoruz. Buna karşılık sınırlı hidrokarbon kaynaklarımız nedeniyle petrol ve doğalgazda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Son
10 yılda enerji ve maden ithalatına yıllık 55 milyar dolar ödemiş olmamız, bağımlılığımızın düzeyini göstermeye yetecek. Petrol ve doğalgaz fiyatlarının son yıllarda düşmesi, elbette ülkemizin enerji ithalat kaleminde gerilemeye yol açtı. Ancak uzun dönemli enerji politikalarımızın çerçevesini doğrudan kontrol edemediğimiz bu tür konjonktürel gelişmelere göre çizemeyeceğimiz de bir gerçek. Türkiye’deki büyümenin sürdürülebilir olması için enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynakların en üst düzeyde kullanılması gerekiyor. 10 yıl içerisinde 2 kat artacak olan enerji talebini karşılayabilmemizin yolu, 2023’e kadar ilave 50 bin megavat kurulu ek gücü sisteme dahil etmemizden geçiyor. Bu talebin karşılanması için 6 ana başlık altında politikalar geliştiriyoruz.”
Akkuyu 2023’e yetişecek
Akkuyu’da yapılacak santral 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip 4 reaktörden oluşacak. Akkuyu NGS’nin ilk ünitesinin işletmeye giriş tarihi Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümü olan 29 Ekim 2023 tarihine yetişecek. Sinop Nükleer Santrali’ni Japon Mitsubishi Hevay Industries ile Fransız Areva şirketleri ortak kuracak. Santral 4 reaktörden oluşacak ve 4 bin 480 megavat toplam güce sahip olacak. İlk reaktörün 2013’te devreye girmesi bekleniyor. Ancak inşaat tarihiyle ilgili henüz bir tarih açıklanmadı.
Türkiye enerjinin İpek Yolu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde yapımı devam eden, inşası planlanan yeni petrol ve doğalgaz boru hatlarının Türkiye’nin enerji koridoru rolünü pekiştireceğine işaret etti. Erdoğan, bir başka önemli projenin dünyanın en önemli gaz tedarikçilerinden Rusya Federasyonu ile yürütülen Türk Akımı Projesi olduğunu belirterek, “Ayrıca ilgili tüm tarafların ‘kazan-kazan’ anlayışıyla hareket etmesi halinde Doğu Akdeniz ve Irak doğalgazı başta olmak üzere yeni projeleri değerlendirmeye de hazırız. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde, medeniyetlerin buluşma noktası olan Türkiye, artık enerji uzmanları tarafından ‘enerjinin İpek Yolu’ olarak isimlendiriliyor. Ülkemiz sahip olduğu imkanlarla enerjinin yıkım, gerginlik ve ihtilaf değil, barış ve refah kaynağı haline dönüşmesi için gayret gösteriyor. Bu kongreyi ülkemizin enerjiye bakışını küresel düzeyde ifade etmesine vesile olması bakımından ayrıca önemli görüyorum” diye konuştu.
Akdeniz ve Karadeniz’deki sondaj Avrupa için önemli
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin son 15 yılda enerjide devrim niteliğinde adımlar attığını belirterek, “Doğalgaz iletim şebekemizin günlük taşıma kapasitesini 190 milyon metreküpten 300 milyon metreküpe, takip eden 2 yıl içinde de 400 milyon metreküpe çıkaracağız. 2023 itibarıyla 11 milyar metreküplük doğalgaz depolama kapasitesine ulaşarak bu anlamda bölgedeki en büyük kapasiteye sahip ülkelerden biri olacağız” diye konuştu.
Geçen yıl Türkiye’nin doğalgaz tüketiminin yaklaşık 50 milyar metreküp ve ham petrol ithalatının da yaklaşık 40 milyon tona ulaştığını ifade eden Albayrak, şöyle devam etti:
“Ülkemizin enerji sektörü, enerjide hızlı talep artışı ve ithalat bağımlılığıyla tanımlanıyor. Sektörü yönetebilmek için hızlı ve politik reflekslere, iyi yönetişime, öngörülebilir bir düzenleyici çerçeveye ve özel sektör yatırımlarının harekete geçirilmesi için önemli düzenlemelere ihtiyaç var. İşte bu nedenle, milli enerji ve maden politikamızı hayata geçirdik. Bu çerçevede, denizlerimizde arama ve üretim faaliyetlerimize odaklandık. Akdeniz’deki çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Karadeniz’e de bu anlamda aynı yoğunlukta eğiliyoruz. Sismik araştırmaların ardından keşif ve sondaj çalışmalarına yoğun bir mesai harcayacağız. Bu çalışmaları, Akdeniz ile Karadeniz’in potansiyelinin anlaşılması, Türkiye’nin enerji güvenliğinin güçlendirilmesi ve Türkiye özelinde bölge coğrafyasında katkı yapması için başta Avrupa olmak üzere, kritik öneme haiz olduğunu düşünüyoruz.”
Enerji güvenliği için terörle mücadele şart
BAŞBAKAN Binali Yıldırım, “Enerji güvenliği kavramının önemli bir boyutu da siyasi sorunların çözülmesi, gerek kaynak ülkelerde gerekse güzergah ülkelerde huzurun ve barışın tesis edilmesidir” dedi. Kongrede konuşan Yıldırım, şu noktaların altını çizdi: “Terör başta olmak üzere asimetrik tehditlerle etkinlikle ve kalıcı bir mücadele şart. Bu mücadelenin bir terör örgütüne karşı bir başka terör örgütünün kullanılarak yapılamayacağı aşikardır. Sorunları çözerken yeni sorunlara yol açmaktan özenle kaçınmalıyız. Enerji güvenliği ancak birlikte ve tutarlı bir mücadele yöntemiyle sağlanabilir.” Yıldırım, “Enerji politikalarımızla ulaşmaya çalıştığımız nihai amaç, enerji güvenliğini, çeşitliliğini artırarak milletimizin refahını, huzurunu teminat altına almak” dedi.