20 milyar dolar tehlikede
Mavi Marmara'ya yapılan askeri operasyonla 20 milyar $’lık proje riske girdi
TÜRKİYE ile İsrail arasında ekonomik ilişkiler Davos’taki ’One minute’ çıkışı ile darbe yemiş, ağır aksak gitmeye başlamıştı. Toplam 3 milyar dolar yıllık hacmi olan ilişkileri daha ileriye taşıyacak enerji, su ve tarımdaki toplamı 20 milyar doları bulan dev projeler ise Mavi Marmara’ya yapılan insanlık dışı askeri operasyonla hükümsüz kaldı
KRİZ ilk etapta turizmi vurdu. 50 bin İsrailli’nin Bodrum ve Antalya başta olmak üzere Türkiye’ye yapacağı seyahatler iptal edildi. Yaklaşık 80 bin İsrailli turisti bu yıl için kaybettiği düşünülen Türk turizmi, tırmanan gerginlikten ilk kurşunu yiyen sektör oldu. Piyasaları da ülkeler arasında tırmanan gerginliğin korkusu sardı
Türkiye’nin İsrail’e olan ihracatı yaklaşık 1.5 milyar dolar seviyesinde. İthalatı ise 1.2 milyar dolar civarında. Ağırlıklı olarak savunma sanayiine yönelik bu ticaretin yıllık hacmi 3 milyar doları dahi bulmuyor. Ancak İsrail ile Türkiye arasında masada şekillenen ve hayata geçmeyi bekleyen pek çok ekonomik proje vardı. Başta enerji olmak üzere, su, savunma, turizm ve GAP bölgesinde tarımı kapsayan bu projeler de Dışişleri Bakanlığı’nın altını çizdiği gibi son yaşanan gelişmelerle telafisi olmayan bir sürece girilecekse kağıt üzerinde kalmaya mahkum edilmiş oldu.
Hindistan’a kadar uzanan boru hattı inşa edilecekti
TÜRKİYE ile İsrail arasında masada bekleyen belki de en büyük proje Karadeniz ile Kızıldeniz’i birleştirecek, oradan da Hindistan’a ulaşacak petrol ve doğalgaz hattıydı.
Geçen yıl Türkiye-İsrail ve Hindistan Enerji Bakanlığı yetkilileri Türkiye’de bir araya gelip bu çok önemli proje için imza atmışlardı. Ön fizibilite raporunun çalışmalarını Çalık Holding’in yürüttüğü “Yeni Yüzyılın Projesi” olarak lanse edilen Karadeniz-Kızıldeniz Boru Hatları projesinin yaşanan krizden sonra hayat bulması tehlikeye girdi. Projeyle Karadeniz’den Samsun’a oradan da Ceyhan’a taşınacak petrolün ve Türkiye’deki boru hatlarından Ceyhan’a gelecek doğalgazın Hayfa’ya taşınması oradan da Hindistan’a ulaşması gündemdeydi. Proje ile normal şartlarda, gemilerle, yaklaşık 50 günde Uzakdoğu’ya giden petrol, bu projeyle birlikte Kızıldeniz’den 19 günde Uzakdoğu’ya ulaşabilecekti. Yani yol, yaklaşık üçte bir oranında azalmış olacaktı.
Çin’in de ilgilendiği ve tamamı 10 milyar doların üzerinde bir maliyeti içeren proje ile petrol ve doğalgazın dışında su, elektrik-fiber optik iletimi sağlanması amaçlanırken maliyetin daha da yukarıya çıkacağı belirtiliyor. Projenin bu yıl ihale edilip inşaa çalışmalarına başlaması bekleniyordu.
Metreküpü 1 dolardan İsrail’e su satılacaktı
1987 yılında Turgut Özal döneminde İsrail Türkiye’den su almak için ilk görüşmelere başladı. İki ülke arasındaki pazarlıklar, 1999 yılından 2004 yılına kadar sürdü. Anlaşma 4 Mart 2004 tarihinde sessiz sedasız imzalandı ancak İsrail 20 yıl boyunca yıllık 50 milyon metreküp su alımı anlaşmasını uygulamadı ve maliyetleri nedeniyle iptal etti. Ancak İsrail Manavgat Suyu’ndan vazgeçmesine rağmen Türkiye’den su alımından vazgeçmedi ve İsrail Ekim 2009’da Göksu Nehri sularının deniz altından kurulacak hatla ülkesine aktarılmasını isteğini belirtti. Başlangıç noktası olarak Göksu Nehri’ni seçen İsrail’in bu hattan istediği yıllık su talebi ise 300 milyon metreküp oldu. 1 metreküp suyun maliyeti ise 1 dolar civarında hesaplanmıştı.
Mayın temizliğine İsrailliler talip oldu
SURİYE sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi ve bu temizlik işlemi karşılığı arazinin 44 yılllığına tarım amaçlı olarak temizleyen şirkete verilmesi ihalesine İsrailli firmalar büyük ilgi göstermişti. İsrail’den bu proje için 5 firma ilgilenirken yeterlilik açısından ihalenin İsrailliler’de kalmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak kamuoyunda yükselen tepkilerden sonra proje askıya alınmıştı. İsrailliler’in ayrıca GAP Bölgesi’nde de tarım amaçlı projeleri bekliyordu.