Titanic'in çözülememiş en büyük gizeminin ardındaki sır: İnsanlar inliyor, ağlıyordu...
Dünyada ve ülkemizde sinemalarda gösterime girdikten sonra büyük bir hayran kitlesine sahip olan Titanik filmi, günümüzde de popülerliğini korumaya devam ediyor. Film sonrasında neden Rose'un (Kate Winslet) Jack'i (Leonardo DiCaprio) okyanusun üzerinde tutunduğu kapı parçasına almadığı gizemini koruyan bir hikâyeydi. Ancak bundan daha da şüpheli bir olay yaşanmıştı. Yapım ekibi, gizemli bir şekilde zehirlenmişti. Peki bunu kim, neden yaptı? Filmin yönetmeni James Cameron'un bir fikri var...
Zamanının en büyük yolcu gemilerinden olan ve 'asla batmaz' denilen RMS Titanic 15 Nisan 1912 yılında batmış ve bin 500'den fazla kişi hayatını kaybetmişti. Tarihi olayı konu alan 1997 yapımı Titanic filmi, başrollerindeki Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio ile büyüleyici bir atmosfere sahipti. Film hem ülkemizde hem de yurt dışında büyük bir sansasyon yaratmıştı. Ancak filmle ilgili kimsenin çözemediği bir konu vardı. Çekimler sırasında yönetmen James Cameron ve yapım ekibi, uyuşturucu bir maddeyle zehirlenmişti. Peki bunu kim, neden yaptı? İşte Titanic'in çözülememiş en büyük gizeminin ardındaki sır...
Rose'un (Kate Winslet) Jack'i (Leonardo DiCaprio) okyanusun üzerinde tutunduğu kapı parçasına neden almadığı gizemini koruyan bir hikâyeydi.
HASTANEYİ BİRBİRİNE KATTILAR
Kanada'nın Nova Scotia bölgesindeki son çekim günüydü. Titanic'in yönetmeni James Cameron, bir şeylerin ters gittiğini fark etti. Haftalardır çalıştığı setin ortasında dikilmiş, yolunu bir türlü bulamıyordu. Aniden ve çok belirgin bir şekilde sersemlemiş hissetmeye başladı. O gecenin sonunda yapım ekibi, bir hastane koridorunda konga dansı yapıp tekerlekli sandalyelerle yarışacaktı. Ve bu durumun suçlusu balık çorbası olacaktı.
O dönem çekilmiş en pahalı film olan Titanic'in efsane olayları arasındaki en gizemli şey, zehirli balık çorbası vakasıydı. Çünkü bu olay, üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen hâlâ bir çözüme kavuşturulamadı. Çorbanın içine biri uyuşturucu koymuştu. Ama bunu kim, neden yaptı?
8 Ağustos 1996 gecesinde yönetmen James Cameron, yapımcı Jon Landau, görüntü yönetmeni Caleb Deschanel ve filmin yıldızları Bill Paxton ve Suzy Amis'ten oluşan ekip, seti toparlamaya ve günümüzde geçen sahneleri çekmek için Meksika'ya gitmeye hazırlanıyordu. Halifax Körfezi'nin hemen karşısındaki Shearwater'da geceleri çekim yapan ekip, gece yarısı yemek için mola verdi. Yerel bir yemek şirketinin yemeklerini yiyip balık çorbasını içtiler.
'HER ZAMAN ŞÜPHELİLER LİSTEMDE YER ALDI'
Çorbanın keskin tadına zamanla alışıyorlardı. Cameron, çorbanın bir midye çorbası olduğunu, Paxton ise deniz tarağı olduğunu söyledi. Ancak Halifax polisinin raporlarına göre çorbada ıstakoz vardı. Suzy Amis çorbayla hiç ilgilenmeyen kişiydi. Cameron, bu nedenle Amis hakkında " O her zaman şüpheliler listemde üst sıralarda yer aldı" diyor.
Çorbayı o gün 60'tan fazla kişi içti. Belirtilerini görmek ise çok uzun sürmedi. Kabuklu deniz canlılarının nörotoksin içerdiğini düşünen Cameron, kusmak için hemen setten uzaklaştı. 2009'da Vanity Fair'den Rebecca Keegan'a röportaj veren Cameron, "Sete geri döndüm ve kimse yoktu. Monitörlerin başında, kameraların yanında kimse yoktu. Alacakaranlık kuşağı gibiydi" dedi.
'KİMİLERİ GÜLÜYOR, KİMİLERİ AĞLIYORDU'
1996'da Entertainment Weekly'e konuşan Paxton, "Kimileri gülüyordu, kimileri ağlıyordu, bazılarıysa kusuyordu. Bir an iyi hissediyordum, sonraki an çok endişeli olup nefes almakta zorlanıyordum. Cameron da benimkle aynı hissediyordu" dedi.
Cameron, sette tercüman olarak çalışan Rus-Kanadalı bir kişinin durumu "Kendimi zehirlenmiş ve kaybetmiş hissediyorum" dediğini hatırlıyor.
'KORİDORLARDA ADETA UÇUYORLARDI'
Dartmouth General Hospital'daki kaotik gece, çorbayı içen ekip üyelerinin en iyi hikayelerinden birine sahne oldu. Set ressamı Marilyn McAvoy, Vice'a "Sonunda hepimiz etrafında perdeler olan bölümlere yerleştirildik. Ama kimse bölmelerinde kalmak istemedi. Herkes koridorlardaydı ve diğer insanların bölmelerine geçiyordu. İnsanların çok fazla enerjisi vardı. Bazıları tekerlekli sandalyedeydi, koridorlarda adeta uçuyordu. Yani herkes kendinden geçmişti" dedi.
Ekip üyelerinden birinin kalemi yüzüne sapladığını söyleyen Cameron, "Yüzüm kanarken orada oturuyor ve gülüyordum" diyor.
İnsanlar inliyor, ağlıyor, masaların ve sedyelerin üzerine yığılıyor. Koridorda konga dansı yapıyorlardı. Bunları uyduramazsınız.
POLİS RAPORU ÇIKTI: UYUŞTURUCU
Yapım ekibinin gıda zehirlenmesinden muzdarip olduğunu varsayarak hareket eden hastane personeli, tedaviyi buna göre yapmaya çalıştı. Öğleden sonra ise polis toksikoloji raporu ortaya çıktı ve kanlarında uyuşturucu olduğu belirlendi.
Peki çorbaya uyuşturucuyu kim koydu? Hâlâ resmi olarak suçlunun kim odluğu bilinmiyor. Halifax Polis Departmanı konuyu iki buçuk yıl boyunca araştırdı, Sağlık Bakanlığı kayıtları için bir arama emri çıkardı ve sette çalışan herkesin bir listesi alındı. Dava, ortada bir şüpheli olmaması nedeniyle 1999'da kapatıldı. Ancak komplo teorileri devam ediyor.
Yemek şirketinin CEO'su yaptığı açıklamada çorbaya uyuşturucu koyan kişilerin yapım ekibi olduğu konusunda ısrar etti.
MUHTEMEL ŞÜPHELİ
Cameron hiçbir zaman bir şüphelinin adını vermemiş olsa da, bunu kimin yaptığını bildiğini söylüyor:
Önceki gün ekipten birini kovduk çünkü yemek şirketiyle sorun çıkardı. Bu yüzden bu kişinin yemek şirketinden intikam almak için yaptığına inanıyoruz.
Zehirlenme vakası, Titanic yapım ekibinin başına gelen talihsiz olaylar arasında belki de en efsanevi olanıydı. Öyle ki çekimlerde dirseğini kıran Kate Winslet'ı ya da yayınlanma tarihinin aksamasını bile geride bıraktı. Neyse ki kullanılan uyuşturucu nedeniyle kimse ölmedi.