Fransa Cumhurbaşkanı Macron'dan Türkiye’ye karşı küstah sözler
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Doğu Akdeniz'de Türkiye’ye karşı sert bir tavır takınarak "kırmızı çizgi politikası” uyguladığını savundu.
Deutsche Welle'de (DW) yer alan habere göre Macron, önceki gün Paris'te gazetecilerle bir araya geldiği yaz sonu toplantısında, konu Akdeniz’in egemenliği olduğunda kendisinin sözleri ve eylemleriyle tutarlı olması gerektiğini ifade etti.
Ankara’nın sözlerden ziyade eylemleri dikkate alıp onlara saygı duyduğunu iddia eden Macron, "Türklerin sadece bunu (sözler ile eylemlerin tutarlı oluşunu) dikkate aldığını ve buna saygı duyduğunu söyleyebilirim.Fransa’nın bu yaz yaptığı önemliydi. Bu bir kırmızı çizgi politikasıdır.” dedi.
Macron daha önce Suriye konusunda da sözlerini eylemleriyle desteklediğini aktardı.
Fransa’nın geçen haftalarda Doğu Akdeniz’deki geçici varlığını artırma kararı ile Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve İtalya ile birlikte Doğu Akdeniz'de gerçekleştirdikleri askeri tatbikata da değinen Macron, Fransa’nın sert ama ölçülü bir tavır sergilediği iddiasında bulundu.
Macron, "Orantılıydı. Oraya donanmanın tümünü yollamadık.” diye konuştu.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz'deki eylemlerini "provokatif” olarak değerlendiren Macron, Türkiye’nin Avrupa Birliği'nin (AB) iki üyesi olan Yunanistan ile GKRY'nin münhasır ekonomik bölgelerine ve egemenlik haklarına “saldırdığını” iddia etti.
Macron, "Türkiye'nin son yıllardaki stratejisini bir NATO üyesi ülkenin stratejisi olarak değerlendirmiyorum.” ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanlığından Fransa'ya tepki
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, 27 Ağustos'ta yaptığı yazılı açıklamada, Fransız askeri uçaklarının, GKRY, Yunanistan ve İtalya'yla birlikte gerçekleştirilen bir tatbikat bahanesiyle GKRY'ye inmesi ve bu uçakların geçici veya sürekli olarak adaya konuşlandırılmasının, 1960 Antlaşmaları'na aykırı olduğuna işaret ederek şunları kaydetmişti:
"Kıbrıs Adası'nın garantörü olmayan Fransa, bu tutumuyla, Doğu Akdeniz'deki mevcut gerginliklerden sorumlu olan Rum-Yunan ikilisini, tehlikeli bir biçimde gerginliği daha da tırmandırma yönünde teşvik etmektedir. Bir kez daha hatırlatıyoruz: Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi ve Kıbrıs Türkü'nü dışarıda bırakmaya çalışan her girişim hüsranla sonuçlanacaktır."