Gazete Vatan Logo

Yakışıklı ama içi çürük adam değil göbekli, kel ama içi iyi adam isterim

Klipteki boks sahnelerinde de kendimi çok seksi hissediyorum

Yakışıklı ama içi çürük adam değil göbekli, kel ama içi iyi adam isterim

Şu günlerde “Biz Burdayız” single’ıyla fırtınalar estiren Hadise, “Bu mesajı olan bir şarkı. Sadece hayatın güzel taraflarını yansıtmak istemiyorum” diyor. Ekim ayında Parfüm adlı yeni bir single, 2013’te de yeni bir albüm çıkaracağını söyleyen ünlü şarkıcı aşk konusunda ise biraz sert. “Kısa süreli ilişkilere sıcak bakmıyorum, tarzım değil” diyor ve ekliyor, “İşim çok önemli. Bunun için yıllarımı harcadım. Hiçbir erkek işimi gölgeleyemez” diyor.

- Öcelikle neden albüm değil de single ile geri döndüğünüzü sormak istiyorum...

Çünkü kendimi albüm için hazır hissetmiyorum. Benim için albüm sadece piyasa şarkılardan oluşan bir şey değil; hikaye anlatmayı seviyorum. Mesela, Aşk Kaç Beden Giyer albümümde de baştan sona bir hikaye vardı. Bir şeyler yaşamışım ki, onları şarkılarla tercüme edip sevenlerime sunmuşum. Yeni albümümde de aynı şeyi yapmak istiyorum ama henüz çok erken. Ama albüm çıkana kadar da sevenlerimi çok fazla bekletmek istemedim. Çünkü albümü 2013 gibi düşünüyorum. Onları bu kadar da bekletemem; onlar da sıkılır...

Yakışıklı ama içi çürük adam değil göbekli, kel ama içi iyi adam isterim

- Albüm çıkartmak için illa bir şeyler mi yaşamanız gerekiyor?

Benim için evet. Şu an üç şarkım hazır yani üç şarkılık bir şeyler yaşadım. Henüz albüm modunda değilim.

- Biz Burdayız, klibiyle de sözleriyle de farklı bir şarkı...

Türkiye’yi üzen çok fazla konu var (şiddet, eğitim gibi)... Bunların bir kısmını şarkımda anlatıyorum. Sanatçı olarak sevenlerime sadece hayatın güzel tarafını yansıtmak istemiyorum. Çünkü beni takip eden o kadar çok genç var ki... Medyada gördükleri şey belki onları uyandırmayabilir; ama benim klibimde gördüklerinde, “ya ben şu konuyu bir araştırayım” diyebilirler. Bu konuda yüzde 10 bile faydam olabiliyorsa ne mutlu bana, maksadım bu!

- Sound olarak da çok farklı bir şarkı bu...

Ben şaşırtmayı seviyorum. Hep aynı tür şarkılar yaparsam hep beraber sıkılırız. Kendimi tekrar etmek istemiyorum. Çizgimi bozmadan tabii; o çizgimi kalınlaştırabilirim, o çizgime başka bir renk de katabilirim.

- Klibinizi de yine ablanız Hülya Açıkgöz çekti. Beraber çalıştığınız üçüncü klip oluyor. Bundan sonra kliplerinizi hep ablanız mı çekecek?

Valla bu saatten sonra Hülya’dan daha iyi çekebilen varsa, beni daha güzel yansıtabilen varsa çıksın gelsin karşıma... Ama ben, bugüne kadar bu kadar güzel klipler çekmedim. Hülya bu konuda bugüne dek çalıştığım insanlardan bin kez daha başarılı, Allah onu benim yanımdan ayırmasın.

- Bu klipte giyim kuşam olarak da daha rahatsınız değil mi?

İnsanlar bu şarkıda çok seksi bir Hadise görmek zorunda değil, şarkı bu değil çünkü. Ama ben klipteki boks sahnelerinde de kendimi çok seksi hissediyorum. Orada kot pantolonlayım, üzerim komple kapalı. Zaten kendimi seksi hissetmek için bir yerimi açmam, bir yerimi göstermem gerekmiyor. O, tavırla, yansıttığın enerjiyle alakalı. Zaten bu klipte derdimiz farklı.

‘Bazen “Hayatım daha kolay olabilirdi” diyorum’

- Kıyafetleriniz de kardeşiniz Derya Hanım’a ait. Çok mu yetenekli bir aile Açıkgöz ailesi?

Maşallah... Herkes kendi dalında uzman olmaya çalışıyor. Üçümüz de haddimizi biliyoruz, kimse kimsenin işine kötü bir şekilde karışmıyor. Yeteneklerimizi keşfediyoruz. Hülya ile de Derya ile de çalışacağımı hiç düşünemezdim ama Allah bizi böyle bir yola soktu, başka türlü de istemem.

- Erkek kardeşiniz okuyordu en son, bitirince mali işlerinize bakacaktı. O ne oldu?
Yakışıklı ama içi çürük adam değil göbekli, kel ama içi iyi adam isterim

(Gülüyor) Belçika’da okuyor hâlâ. O dönemi de yaşaması lazım, keşke ben de zamanı geri çevirebilsem ve okul yıllarıma geri dönsem. O zaman tek sorunum telefon faturamdı. Çünkü kendim ödüyordum. Haftasonları çalışıp kendi harçlığımı da kendim çıkarıyordum. O yüzden yok nedir çok iyi bilirim. 1 TL’nin bile değerini bilirim. Nereden geldiğini unutmayacaksın, uçmayacaksın ki başarılı olasın.

- Üzerinizdeki sorumluluklardan sıkıldığınız oluyor mu, her şeyi bir kenara bırakmak istediğiniz anlar yok mu hiç?

Bazen, “Hayat daha kolay olabilirdi” diyorum. Saat 09.00-17.00 arası bir işim olurdu, ne kadar kazandığımı verdiğimi bilirdim; öyle yaşamak da isterdim. Ama ben sahneme, müziğime aşığım. Allah’ın beni bunun için dünyaya getirdiğine inanıyorum. Ve bu yüzden de çok fazla kafama takmıyorum, bu konuları düşünmüyorum.

- Dışardan çok ışıltılı, dertsiz bir hayat yaşıyorsunuz gibi görünüyor...

Benim derdim aslında çok fazla... Sadece parasal anlamda değil bu! Bir kere her gün hakkımda yalan bir haber yazılabilir. Sürekli de yalan dolan haberler çıkıyor zaten, bunların savaşının içindeyiz. Hiç bir zaman “ohh be” deyip, arkama yaslanamıyorum!

- Zaten çok dikkatli yaşıyorsunuz...

Dikkatliyim, çünkü ben yıllarca sahnede olmak istiyorum. Sadece iki yıl deli gibi para kazanıp bir adaya kaçmak istemiyorum ki...

- Sahnede mi yaşlanacaksınız, Madonna gibi?

İsterim, hayalimde o var.

- Kendinizi nerede görüyorsunuz?

Önümde uzun bir yol var, daha yolun başındayım. Bunu da mütevazılık olsun diye söylemiyorum, gerçekten öyle hissediyorum. Zirveye çok çabuk oturabilirsin ama orayı koruman lazım.

‘Bir ilişki yaşarsam kaçmam, elele görürsünüz’

- Hâlâ aşk yok mu hayatınızda?

Aşk her zaman hayatımızda bir şekilde var ama biliyorsunuz özel hayatımı çok fazla konuşmuyorum.

Zaten olursa görürsünüz.

- İyi de neden uzun zamandır kimseyle elele göremiyoruz sizi?

Çünkü birisi yok.

- Çok mu zor bir kadınsınız?

Ben değil, karşı taraf zor. Sorun orada, ben çok kolay bir insanımdır.

- O halde çok mu zor beğeniyorsunuz?

Çok yakışıklı ama içi çürükse, ben o yakışıklı insanla ilişki başlatamam. Göbeği olsun, kel olsun ama içi müthiş olsun harika olur.

- Yıllardır bulanamadı ama böyle biri...

Ben hayatımda biri olursa saklanan biri değilim. Kaçarak birşey yaşamak istemem ama özen göstererek yaşarım. Ancak işimi de bir ilişkiden dolayı gölgelemek istemem.

- Yeni insanlarla tanışma imkanınız mı olmuyor acaba?

Sürekli geziyorum, yeni insanlar etrafımda sürekli oluyor. Ancak bu benim tavrımla alâkalı; kısa dönemli ilişkilere sıcak bakan biri değilim. Ciddi bir şey olmayacaksa devam ettirmenin, flört yaşamanın hiçbir anlamı yok; benim tarzım o değil.

- Önce iş mi aşk mı?

İşim çok önemli, işimi kötü etkileyecekse o ilişkiden uzak dururum. Bu iş için yıllarımı harcamışım; hiçbir erkek, hiçbir aşk, (bu konuda da büyük konuşuyorum) işimi gölgeyeleyemez. Önce emek harcadığım şey gelir.

- Aşkın eksikliğini hissetmiyor musunuz?

Herkes aşk ister, güzel bir his ama birkaç ay sonra o heyecanlar bitiyor zaten. Aşk, insanlara günde iki değil üç gülücük veriyor; başka fark ne ki?

‘Haluk Bilginer’le bir aksiyon filminde oynamak isterim’

- O Ses yarışmasındaki jüri üyeliğiniz bu sezon da devam edecek mi?

Görüşmeler hâlâ sürüyor, bakalım...

- Diğer jüri üyeleriyle görüşüyor musunuz?

Murat Boz’la görüştük, Hülya Avşar’la da mesajlaşıyoruz. Ama o kadar yoğunuz ki... Ben kızkardeşlerimle bile çok az dışarı çıkıp beraber yemek yiyebiliyorum. Ama aramızdaki saygı, sevgi sonsuz...

- Oyuncu olarak görecek miyiz sizi; bir filmde rol almak ister misiniz?

Gerçekten çok isterim. Klipte de rol yapıyoruz ya, çok seviyorum... İyi bir filmde yer almak güzel olur. Aksiyon filmi olabilir; elimde bir silah tutmak isterim.

- Partner’ınız kim olsun peki?

Haluk Bilginer. Türkiye’nin en değerli oyuncularından biri.

- Moda alanında kendi markanızı yaratmak gibi bir fikriniz var mı?

Aslında kafamızda bu konuda iki proje birden var ama konuşmak için henüz erken!

- O halde tatil planlarınıza gelelim...

Vakitsizlikten henüz tatile çıkamadım ama Ramazan’da konser yapmayacağım. 10 ayrı konser teklifini redettim bunun için. Ailemle bir arada olacağım tatilde.

- Selülitli fotoğraflarınız çıkar diye korkmuyor musunuz, var mı selülitiniz?

Her kadının vardır. Dört dörtlük bir fiziğe sahibim diyemem ama kendimi çok seviyorum.

- Bodrum veya Çeşme’ye niye gitmiyorsunuz?

Hayatım zaten karman çorman. Tatilimi de bu nedenle parti modunda geçirmek istemiyorum. Onları zamanında yaşadım. Tek başıma ya da ailemle geçirmek isterim; küçük, göz önünde olmayan yerlerde... Bu arada şu da var ki, magazin basınında kadın ve erkek eşit değil maalesef. Kadına karşı daha acımasızlar, aşağılıyorlar. Bence aşağılanan kadın dava açmalı... Kilolu olan kadını kocaman basıyorlar. O zaman göbekli erkekleri de basacaksın!

‘Madonna bile sahnede pantolon giyiyor, üstelik pantolonla bile kendimi seksi hissedebiliyorum’

- Kıyafetleriniz hep çok konuşuluyor. Son olarak Büyükçekmece’deki konserinizde de, sonraki akustik konserinizde de hep pantolon giymeniz tabii ki çok dikkat çekti, pek çok defa haber yapıldı. Tüm yazılanlar çizilenlerden dolayı mı pantolona geçiş yaptınız?

Ben bu güne kadar yazılanları hiç taktım mı? Öyle birşey yok. Niye pantolon giymeyeyim ki, böyle bir kural mı var? Tulum da, şort da, etek de giyiyorum... Bunu yazanlar yapacak haber bulamıyor sanırım. Pantolon giymeme şaşırılmasına da ben şaşırıyorum; Madonna bile sahnede pantolon giyiyor.

- Konserlerde daha iddialı giyiniyordunuz ama...

Ama o pantolonun üzerindekini gördün mü? Sırtım tamamen açıktı... Orası nasıl iddialıydı ama! Bir yerimi kapatıyorsam bir yerimi açmayı da çok seviyorum. Ama dediğim gibi derdim bu değil. Seksi olmak için bir yerimizi açmak zorunda değiliz ki; üstelik pantolonla da kendimi seksi hissedebiliyorum. Tekrar söylüyorum, sahnede başarılı olmak için bir yerimi açmak zorunda değilim...

- Hep yazıldığı gibi iddialı giyindiğinizi düşünüyor musunuz?

Her şeyden önce benim için rahatlık önemli. Kıyafetlerimi emek vererek seçiyoruz; yok göğsümü açayım, yok şuramı açayım değil derdim.

Haberin Devamı