Son bir yılda kalp krizi geçirenler oruç tutmasın
Kalp damar hastalığı olanların bugünlerde akıllarındaki soru oruç tutup tutamayacakları. Ataşehir Florence Nightinhale Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr Nurcan Arat merak edilenleri anlattı.
Oruç tutmak kalp damar hastalığı bulunanlar için risk taşıyor mu?
Ramazan ayı boyunca oruç tutmak, yaşam tarzı için radikal bir değişim ve yaşam tarzı değişiminin kalp damar sistemi üzerinde önemli bir etkisi var. Oruç tutmak, koroner arter hastalığı ve serebro-vasküler hastalık olan hastalarda yaşam boyu kalp damar hastalıkları riskini etkileyebilecek bir değişim oluşturabilir. Damar sertliği veya inme riskinin artmasıyla ilişkili en yaygın risk faktörleri, aşırı kilo, şeker hastalığı, kan yağları (kolesterol) düzeylerindeki anormallikler hipertansiyon, sigara içimi ve hareketsiz yaşam biçimi. Bu nedenle kan yağlarının içeriği de, diyet alışkanlıklarındaki değişiklikler, farklı diyet yağları kullanımı, rafine şeker tüketiminin artması ve fiziksel aktivitenin azalması gibi faktörlerden etkilenir.
Oruç kalp damar hastalığı gelişme riskini azaltır mı?
Bir araştırmada Ramazan orucundan sonra Framingham risk skoruna dayanan 10 yıllık kalp damar hastalığı riskinde anlamlı bir iyileşme bildirilmiş. Bu araştırıcılar Ramazan sonrası önemli derecede bir yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol düzeylerinde artış (HDL-c) ve düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-c), sistolik kan basıncı, vücut kitle indeksi ve bel çevresinde de azalma saptadılar. Tüm bu faktörlerin kalp damar sağlığı için yararlı olabileceği biliniyor. Oruç tutanlarda kalp damar hastalığı risklerindeki değişim oruç boyunca ne yediğinize ve de nasıl yaşadığınıza da bağlı. Oruç öncesi çoğu hastaya tavsiye edilen Akdeniz tipi beslenmenin oruç zamanında da sürdürülebilmesi önemli.
Hangi kalp hastaları oruç tutmamalı?
- Son 1 yıl içinde yeni kalp krizi geçirenler ya da kalp krizi tehlikesi altında bulunanlar.
- Yeni kalp müdahalesi veya kalp cerrahisi geçirmiş olanlar.
- Kalp hastalığına bağlı kontrol altına alınamayan şikayeti olanlar.
- Çoklu ilaç kullanımını gerektiren kalp yetersizliği olanlar.
- Kontrolsüz hipertansiyonu olan hastalar.
- Bypass ameliyatı olanlar.
- Kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatıp çıkmış hastalar.
- Kalp kapak protezi ya da artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananlar.
- Kontrol altına alınamamış kalp yetersizliği olanlar ya da idrar söktürücü tedavi gerektiren durumlarda.
Kalp pili olması engel değil!
Damara stent uygulaması ardından 1 yıl geçmiş ve hastanın şikayetleri kontrol altındaysa yine doktoruna danışarak oruç tutmasında sakınca olmayabilir. Kişide sadece kalp pili olması oruç tutmak için engel değil. Ancak kalp ya da kalp dışı diğer yandaş hastalıklar da varsa kişinin oruç tutmasında bazı sakıncalar olabilir. Her hasta ve hastalık için kişiye özel öneriler hastayı takip eden hekim tarafından verilebilir.
Fiziksel aktiviteyi unutmayın
Ramazanda beslenme içeriği kalori düzeyi aynı kalsa bile fiziksel aktivitedeki azalma kilo alımıyla sonuçlanabilir. Egzersizler, akşam yemeğinden sonra rahatlıkla yapılabilir. Özellikle namazlarda yer alan fiziksel zorunlulukta da faydalı katkı sağlar.
Sahurda ve iftarda doğru beslenme adımları
İftarda nelere dikkat etmeli?
Yaklaşık 12-14 saat dinlenmeye çekilen mideye aniden yüklenmek, iftar sonrasında hazımsızlık çekilmesine neden olabilir. Bunu önlemek için iftar yemeğine hafif bir yemek olan çorba ve 1 dilim ekmekle başlayıp biraz ara verdikten sonra (15-20 dak) ızgara olarak hazırlanmış biftek, tavuk veya balık, zeytinyağlı bir sebze yemeği ve salata ile tamamlayabilirsiniz. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar.
Beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler tercih edilmeli.
Sahurda nasıl beslenmeliyiz?
Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin, yatmadan önce hiçbir şey içmeden niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalı. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkarıyor. Sahura mutlaka kalkılmalı ve bu öğünde protein içeren süt içilmeli, yoğurt, peynir gibi gıdalar yenmeli yanına mutlaka tam tahıllı ekmek eklenmeli. Protein ve lifli gıdalar mideyi geç terk ettiği için doygunluk hissi yaratacak ve erken acıkmayı geciktirecektir. Yiyecek olarak da çorba, zeytinyağlı yemekler veya hafif kahvaltılardan birini seçmek en doğrusu olacaktır.
BUNLARA DİKKAT!
- Susuzluğu önlemek için, besin alındığı süre boyunca 2,5 litre su içilmesine özen gösterin.
- İftarda yemekler, çok sıcak veya çok soğuk tüketilmemeli. Aksi takdirde reflüyü tetiklemektedir. Yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yiyin.
- Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmeli.
- Midenin protein sindirimini bozabileceğinden meyveler iftardan en az 1 saat geçmeden tüketilmemeli.
- İftardan sonra yapılacak ara öğünler, hazımsızlık, mide yanması gibi şikayetlerin olmaması için yatmadan 1,5 saat önce olmalı.
- İftar sırasında yemekle birlikte çay ve kahve içmek yemeklerden alınan vitaminleri öldüreceğinden bu içecekleri yemekten bir süre sonra içilmeli.