Leica herkese ilham veren bir enstrümandır

Kültür ve sanatın gelişimine önemli katkılar sağlayan Doğuş Grubu, 100 yılı aşkın süredir görsel tarihin en önemli temsilcilerinden olan Leica Camera AG ile önemli bir iş birliği gerçekleştirdi. Bu işbirliği kapsamında Leica mağaza, galeri ve akademinin yer aldığı Leica yerleşkesini İstanbul’a taşıdı. 20. yüzyıldan itibaren Leica’nın devrim yaratarak yön verdiği fotoğraf tarihinin izlerini Tarihi Bira Fabrikası’nın yeniden işlevlendirilmesiyle oluşturulan kültür kampüsü bomontiada’da fotoğraf meraklılarıyla buluşturan Doğuş Grubu, bu yatırımla Türkiye’de fotoğraf sanatı ve sanatçısının gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor. Leica’nın Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Andreas Kaufmann ve sanatsal faliyetlerden sorumlu isim Karin Rehn-Kaufmann ile fotoğraf üzerine konuştuk.

Fotoğraf tarihine damga vuruyor

Leica’nın vizöründen baktığınızda fotoğraf bu Instagram devride nereye gidiyor?

Bu uzun süre düşündüğüm bir soru. Herkes artık fotoğraf çekiyor, birbirine gönderiyor, sosyal medyada paylaşıyor ve bunu en kolay fotoğraf makinesi olan telefonla hallediyor. Bir de fotoğrafı sanat olarak devam ettiren bir ekol var. Hala analog fotoğraf çekiyorlar ve bu da devam ediyor. Gördüğünüz üzere fotoğraf hızlı bir şekilde yaşıyor. En üst seviyede de en alt seviyede de fotoğraf insanların hayatında var. Leica da fotoğrafın her alanında var. Akıllı telefon için kamera üretiyoruz. Günlük kullanıcılar için de en üst seviyedeki fotoğrafçılar için de Leica geçmişten bugüne gelişerek varlığını sürdürüyor, teknoloji üretiyor. Fotoğraf tarihine damga vuruyor.

Fotoğrafa başlayan herkesin hayalidir Leica sahibi olmak, ama pahalı ve ulaşılması zor..

Haklısınız. Bu hayallerle yaşayan genç fotoğrafçılara tavsiyem ikinci el bir Leica M almaları olacaktır. Bu Canon ya da Nikon ile aynı paradır ama fotoğrafçıya çok şey katar. El yapımı bir makine ikinci el bile olsa genç fotoğrafçılara ilham verecektir. Leica herkese ilham veren bir enstrümandır...

Instagram hamburger gibi bir fast food ürünü

Leica mı fotoğrafı çeker, fotoğrafçı mı?

Elliott Erwitt’e sormuşlar, ‘en iyi kamera nedir’ diye.. Gözünü göstermiş. F1 yarışçılarını düşünün. O yarışçı diyelim otobanda bir Japon arabası sürüyor. Tabii ki ileri sürüş teknikleri olacaktır ama diğer arabalardan daha ayrıcalıklı olmayacaktır. İyi sürücü ama sıradan bir araba.. İşte Leica da böyle. Henri Cartier-Bresson “Leica benim gözümün uzantısı“ diyerek markanın fotoğraf tarihindeki önemini vurgulamıştır. İyi bir göz bir Leica ile buluşunca ortaya Ara Güler bir Cartier- Bresson çıkıyor.

Türkiye’de Ara Güler gibi ikinci bir Leica Master çıkar mı, ümit var mı?

Tabii ki. Çıkacaktır. Ondan fazlası da çıkacaktır. Türk fotoğrafçılarında potansiyel var. Ara Güler’den daha iyileri de çıkacaktır, çıkmalıdır. İstanbul dünyanın en heyecan verici şehirlerinden biri olmanın yanı sıra gelenekselle modernlik arasındaki derin kültürel bağlara da sahip. Biz de Leica mirasını bu şehre getirerek markamızın geleceğinde yeni bir sayfa açacağımız için büyük heyecan duyuyoruz.

Akademide ne gibi eğitimler vereceksiniz?

Bir üniversite ya da sanat okulu seviyesinde eğitim vermeyeceğiz ama Türk fotoğrafseverlerin en iyiye ulaşmaları için küçük dokunuşlarda bulunacağız..

Instagram hakkında ne düşünüyorsunuz?

Öncelikle yanış format. Kare fotoğraf olmaz. Fotoğrafın tamamını göremiyorsunuz Instagram’da. Bana göre hamburger gibi bir fastfood ürünü Instagram.

Ama milyonlar kullanıyor..

Sayıların hiç önemi yok. Siz hiç akılda kalan bir Instagram fotoğrafı hatırlıyor musunuz? Sorun bakalım çevrenize, en son beğendiğin Instagram karesi nasıldı diye, kimse hatırlamaz. Çünkü bir fast food bu.