Gazete Vatan Logo

Festival mevsimi başlıyor

Festival mevsimi başlıyor

5 Nisan’da başlayacak 33’üncü İstanbul Film Festivali’nin biletleri satışa sunuldu. Koltuğunuzu ayırmadan önce festivalin ödüllü, dikkat çeken ve kafa karıştıran filmlerinden birkaç öneri...

Festivalin en iddialı bölümü uluslararası yarışma bu yıl sanat ve sinemanın kesiştiği filmlere yer vermiş. Uluslararası Altın Lale ödülü için yarışacak filmler arasında Nick Cave’in 24 saatini anlatan ‘Dünyada 20.000 Gün’ kurgu ve gerçeği içiçe geçirerek, sanat ve yaratma cesaretini ele alıyor. Müzik belgesellerine heyecan verici bir soluk getirecek getirebilir. İzlanda’da, rockstar olmak isteyen taşralı bir genç bir kızın hikayesini anlatan ‘Metalci’yi de listeme aldım. Yine İngiliz punk grubu The Freshies’den esin taşıyan, kafasında bir maskeyle kendini arkadaş grubunun lideri ilan eden “Frank’in Garip Hikayesini“ merak ediyorum.

Festival mevsimi başlıyor


TÜRK SİNEMASINA DİKKAT!

‘Sinemada İnsan Hakları’ bölümünde Mısır Devrimi’nin arkaplan oluşturduğu ‘Çul Çaput’un ismi “manidar” gelebilir. Tahrir Meydanı’nda yazılan tarihi biraz da kendi tecrübelerimizin aynasından okuyup ders çıkardığımız için kaçırmamak lazım. Çin’in baskıcı ortamından çıkıp, dünyanın en özgün güncel sanatçılarından olmayı başaran Ai Weiwei’nin hikayesini anlatan ‘Düzmece Dava’ otoriterlik ve yaratma cureti arasındaki gerilime dair yeni sorular sorduracak. Oscar adayı belgesel ‘Eksik Resim’ ise Kamboçya’nın kanlı tarihine dair kişişel, melankolik ve cesur anlatımıyla şaşırtacak, kaçırılmamalı. İzledikten sonra uzun süre kendimize gelemediğimiz ‘The Act of Killing’le akraba olduğunu bile söyleyenler var.

Ulusal yarışmada ise yeni Türkiye sinemasından arkadaşlarımızın ‘el değmemiş’ filmlerini izleme şansına erişiyoruz. Dengbejlerin masalsı diliyle Kürt coğrafyasının sert gerçekçiliğini içiçe geçiren Hüseyin Karabey’in ‘Sesime Gel’ini uzun zamandır bekliyoruz. Melisa Önel’in ilk filmi Kumun Tadı’da listenin tepelerinde. Kısa filmlerini izlediğim Önel’in Karadeniz’de geçen filminin yenilikçi bir görsel anlatımı olacağına inanıyorum. Levent Semerci’nin ‘Ayhan Hanım’ filmi yönetmenin annesinin hikayesine dayanan, yakın tarihi kişiselleştirecek bir film. Tayfun Pirselimoğlu’nun Ben O Değilim’ini de listede. Onur Ünlü’nün ‘İtirazım Var’ı muzip ve iddialı bir polisiye olacak. Ülkemizde sansür yasağıyla adından çok söz ettiren Nymphomaniac’ın biletini koşarak alın dememe gerek yok herhalde. İlk bölümünü izlediğim film, seks bağımlısı bir genç kızın maceralarını felsefi ve karamsar bir dille anlatan, cinsellik ve hayat üzerine varoluşsal bir trajikomedi.

SARSICI YAPIMLAR

‘Yeni bir bakış’ bölümünde kendi dilini arayan ilk filmlere yer verilmiş. ‘Mayınlı Bölge’ bölümünde ise Tsai Ming-Liang’ın iki filminden de beklentimiz çok yüksek. Sokak Köpekleri bir sinema virtüözünün yoksulluğun özneleriyle ilgili yaptığı nefes kesici ve hüzünlü bir film. Yine Ming Liang’dan Batıya Yolculuk filmi Budist bir rahipin Marsilya’nın ana caddelerindeki meditasyonunu anlatan hipnotize edici bir film.

Belgesellerden Erol Morris’in Meçhul Malum’u Donald Rumsfeld’le yapılan bir tür nehir söyleşi, Amerikan yakın tarihine dair itiraflar bekliyorum. ‘Ustalar’ bölümünde ise Atom Egoyan’ın ‘Şeytan Düğümü’ var. Küçük bir kasabada öldürülen üç çocuğun hikayesini anlatan film bana nedense ustanın pek sarsıcı bulduğum ‘Sweet Hereafter’ını hatırlattı.

Haberin Devamı